Hepsi Safsata!
Elit kavramının ve dolayısı ile bu isimle anılan kuramın babası Gaetano Mosca’dır. İtalyan siyaset bilimci, gazeteci ve bürokrattır.
Ona göre toplum iki kesimden oluşur. Bunlar yönetenler ve yönetilenler. Yönetenler doğuştan üstün yönetme vasıfları ve zekaları (zihinsel yetileri) ile dünyaya gelir. Yönetilenler ise aksine yönetilmeye yatkın ve el becerileri (fiziksel yetileri) ile dünyaya gelir.
Yönetenler azınlıktır fakat üstün yetileri onları hükümranlığa taşır. Yönetilenler ise çoğunluktur ve hizmete amadedir. Bu iki kesimi birbirinden sosyolojik olarak ayıracak bir kuram zaruridir. Bu kuram elit kuramıdır. (1896 yönetici sınıf)
Dolayısı ile elit kavramı üstün vasıflı ve bu vasfa doğuştan sahip olan yöneteni-egemeni, düşük vasıflı ve yine buna doğuştan sahip olan yönetilenden ayırmak üzere var edilmiş bir kavramdır.
Modern sosyoloji ve siyaset kuramlarında, fazlasıyla büyük miktarda sermayeyi veya iktidarı elinde tutan küçük bir insan grubu olarak tanımlanmaktadır. Elitizm ise; bu temele dayalı olarak güçlü ve üstün azınlığın zayıf ve aşağı çoğunluğu yönetmeyi hak gören yaklaşımdır.
Toplumda eğitim, siyaset, askeriye, din ve sanat alanlarında tekelleşen, denetim ve yürütmeyi elinde tutan azınlığa elit kesim adı verilir. Seçkin grup olarak kabul gören bu topluluğa, toplumun geri kalanında olmayan üstün özellikler atfedilir.
Her ne kadar isim babası Gaentano Mosca olsa da bu kavram fiili olarak ta Platon’a kadar gider. Devletin (egemenliğin) temel dayanağı olarak toplumu bir hak olarak yönetenler ile bir lütuf olarak yönetilenler şeklinde ikiye ayırır.
Yönetme vasfı sadece ekonomik güç üzerinden uzun süre sürdürülemeyeceği için buna itiraz edilemeyecek ve gönüllü rıza üzerinden kabul görecek üstün bir vasıflar silsilesi yükleme ihtiyacının bir ürünü olarak ortaya çıkan bir kavramdır.
Ancak 19. Yüzyıldan itibaren özgürlük, demokrasi, hak, adalet vb. kavramların toplumun geneline nüfuz etmesi ile bu kavramın ilksel hali değişmeye ve esnemeye başlar. Bunu ilk esneten Pareto ve seçkinler kuramıdır. (1956)
Pareto'nun seçkinlerin dolaşımı kuramına göre, idealist hedefleri olan bir grup (aslanlar) iktidarı ele alır. Ama grup iktidarı sürekli olarak elinde tutabilmek için muhalefete (tilkilere) esas idealleriyle bağdaştırılmayacak ödünler vermek zorundadır.
Burada aslanlar her daim elit olan egemenler, tilkiler ise yönetilenlerden ve egemenliğin devamı için üst tabakanın en fazla alt sınırına kadar dikey hareketlerine izin verilen ve bugün küçük burjuva olarak adlandırılan orta tabakadan bilim insanı, doktor, öğretmen, mühendis, ekonomist vb. oluşur.
Soruya gelince: Elit kavramı sosyolojik bir kavramdır ve ne evrimle ne evrimsel biyoloji ile ne de bilimle örtüşen bir yanı yoktur.
Bir insanın dünyanın herhangi bir yerinde yapabildiğini teorik olarak başka bir insanın dünyanın başka her hangi bir yerinde yapabilmesinin önünde hiçbir bilimsel, evrimsel engel yoktur.
Elit, elitizm vb. bu tarz yapay engeller sadece haksız ve akıl dışı bir egemenliğin devamını sağlamaya yönelik manipülasyondan ibarettir. Bugün egemen gayet iyi biliyor ki tekeline aldığı bilgi, yönettiği milyonların eline geçerse hakikate ulaşmaları kolaylaşır. Soru sormaya başlar ve verecekleri cevap egemenlerin haksız egemenliklerinin sonu olur.
Bu nedenle bu elitler başta eğitim olmak üzere, siyaset, felsefe, bilim, askeriye, sanat ve en vazgeçilmez olarak din üzerinde mutlak bir egemenlik kurarlar ve bu alanların her ayrıntısını, haksız olan egemenliklerinin idamesi yönünde dizayn ederler.
Dönem dönem olası toplumsal basıncın etkilerini azaltabilmek için bazen doğrudan gerçek yüzlerini baskı ile (faşizm) gösterir iken çoğu zaman göreli demokrasi, hak, adalet, hukuk, özgürlük, eşitlik üzerinden kendilerini maskelerler.
Bunların maske olup olmadığını anlamanın en kolay yolu egemenliklerine yönelik en ufak bir söylemin yahut eylemin akıbetidir. Sizlere çizilen sınır içinde dilediğiniz kadar hareket ve fakat bunun dışına çıktığınız an en acımasız yüz ile karşılaşırsınız.
Elbette doğuştan üstün zekaya sahip olmak mümkündür. Bunu ne bilim ne evrim ne de biyoloji reddetmez. Burada elit olarak ifade edilen şey bu değildir. Aksine bu (zihinsel) vasıfların istisnasız bütün egemenlere doğuştan geldiği ve yine istisnasız bütün yönetilenlerin bu (zihinsel) vasıflardan yoksun olarak dünyaya geldiği için yönetildiği savıdır.
Ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: Emperyalizmin felsefesi pragmatizm/ işbitiricilik felsefesi/ Harry K. Wells