Size, şöyle dolaylı bir cevap vereyim. Bu yolla daha direk sonuca ulaşacağız.
Size "Evimde mavi bir ejderha var" dedim. Siz, sorunuzla bana "Neden mavi? Bence kırmızıdır" diyorsunuz.
İnsanlar size "Bir tanrı var ve o erdemli" diyor. Siz, "Tanrı var ama bence erdemli değil" diyorsunuz.
Neden söyleyenin yarısından şüphe duyduğunuzu açıklayabilir misiniz? İkinci yarısı ikna edici olmayan bir cümlenin ilk yarısı nasıl ikna edici olabiliyor ki?
Size mavi ejderha konusunda söylediğim doğru mu, yalan mı? Bana inandınız mı, inanmadınız mı?
İnanacak iseniz hem maviye hem ejderhaya inanmanız, inanmayacak iseniz de hem maviye hem ejderhaya inanmamanız daha mantıklı değil mi? Çünkü size yalan söylüyor isem yüksek olasılıkla tamamen yalan söylüyorumdur. Neden cümlemin yarısı yalan olsun? Evimde bir ejderha varsa, neden sadece rengi konusunda yalan söyleyeyim ki?
Bir yaratıcının var olup olmadığını bilmiyoruz. Bugüne kadar bunu ispatlayan bir kişi olmadı. İnsanların büyük bir kısmı varlığına inanıyor, küçük bir kısmı inanmıyor. Ama hakkında iddia edilenler ile gerçekler arasında ciddi bir uyumsuzluk var. Yani "Dünya bu kadar berbat, demek ki Tanrı zalim" demek mi daha mantıklı, "Bu düzeni yaratan tanrı olamaz" demek mi?
"Zalim tanrı" hiç de ikna edici, mantıklı bir olgu değil. Tanrının hiç var olmaması, zalim bir tanrı hipotezinden çok daha mantıklı.
Tanrının varlığına dair bir kanıt yok ise ve biz onun varlığını, hakkında söylenen niteliklerden kabul ediyor isek ve bu nitelikleri de gerçek Dünya ile tutarsız görüyor isek... Geriye ne kalıyor?
Umarım yeterli cevap teşkil etmiştir. Sağlıcakla...