Dünya, Güneş ve Dünya’nın birbirleriyle olan kütle çekimi, zamanla azalabilir, ancak bunun olması için çok uzun bir süre gereklidir. Kütle çekimi, iki cismin kütlesi ve aralarındaki mesafe ile ilgilidir. Kütle çekimi kuvveti, kütleler arttıkça artar, mesafe arttıkça azalır. Dünya ve Güneş arasındaki kütle çekimi kuvveti, Dünya’nın yörüngesinde tutulmasını sağlar. Ancak bu kuvvet sabit değildir, çünkü Dünya’nın yörüngesi eliptiktir ve Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı değişir. Ayrıca Dünya ve Güneş, sürekli olarak küçük miktarda kütle kaybeder. Dünya, atmosferinden kaçan gazlar nedeniyle her yıl yaklaşık 50 bin ton kütle kaybeder. Güneş ise, nükleer füzyon reaksiyonları nedeniyle her saniye yaklaşık 4 milyon ton kütle kaybeder. Bu kütle kayıpları, Dünya ve Güneş arasındaki kütle çekimi kuvvetini azaltır. Ancak bu azalma çok küçüktür ve insan ömründe fark edilemez. Bilim insanlarına göre, Güneş’in kütle kaybı nedeniyle Dünya’nın yörünge yarıçapı her yıl yaklaşık 1.5 santimetre artar. Bu da Dünya’nın Güneş’ten uzaklaştığı anlamına gelir. Ancak bu uzaklaşma da çok yavaştır ve insan ömründe fark edilemez. Bilim insanlarına göre, Dünya’nın Güneş’ten uzaklaşması, yaşam üzerinde önemli bir etkiye sahip olmayacaktır. Çünkü Güneş’in parlaklığı da zamanla artacak ve Dünya’yı ısıtacaktır.
Dolayısıyla, Dünya, Güneş ve Dünya’nın birbirleriyle olan kütle çekimi zamanla azalabilir, ancak bunun olması için milyarlarca yıl gereklidir. İnsanlık bunu durduramaz veya eski haline getiremez, çünkü bunun için çok büyük bir enerjiye ihtiyaç vardır. Ancak insanlık, başka gezegenlere veya yıldızlara kolonize olarak bu sorunu aşabilir.