Bireyin düşünce yapısı, kuramsal olarak bir sonuca ulaşmada kullandığı yolu belirler. İnanç, düşünce yapısının rasyonel olarak ele aldığı sorgulama sürecine yüklenen anlam temelde. Yani sonuç. Yani nasıl düşündüğümüz, nasıl inandığımızı belirliyor aslında. Düşünce yapısındaki sorunlar inanca doğrudan yansıyacaktır.
Sorunun cevabı kişiye göre değişebilecek bir cevap. Benim düşüncem düşünce yapısının inançtan daha önemli olduğu. Usul hukukunda da çokça kullanılan bir deyim var; "usul esasa takaddüm eder"... Bir sonuca ulaşma şekliniz, yani usul, esası belirleyeceği için önceden belirlenmeli ve birey "ben bu usulü izlersem bu konuda doğru bilgiye ulaşırım" demelidir. Eğer belli bir konuda usulü tayin etmemişseniz, belli bir metodolojide karar kılmamışsanız, sonuçla ilgili savrulmalar yaşayabilirsiniz. Hele bir de o konuda inancınız varsa, yani esasa ilişkin doğru bilginin belli bir seçenek olduğunu düşünüyorsanız, bir süre sonra inanca dayalı bu düşünceniz metotta da keyfileşmelere sebep olacaktır. Bu sebeple düşünce yapısının inançtan daha önemli olduğunu düşünüyorum.