Elbette ekolojide çok fazla dengesizlik olacaktır ama en bariz olanlar şöyle olacaktır. Tohumla beslenen kuşların yok olmasıyla yüzlerce ağaç türü dağıtılamayan tohumlar yüzünden tükenme noktasına gelebilir. Mesela papağangiller familyası aşırı derecede döke saça yerler. Bu da tohumların uzaklara dağılmasını sağlar.
Sinek kuşu gibi çiçek özü toplayıcılar, öz toplarken üzerlerine yapışan polenleri uzaklara taşıyarak tohumlama yaparlar. Bu durumda yüzlerce çiçeğin de yok olması olası. Aynı durum için arılar hep bahsedilir zaten.
Kartal, şahin, atmaca, akbaba gibi yırtıcı kuşların yok olması av olarak tükettikleri hayvanların aşırı çoğalmasına neden olur. Akbabalarn yok olmasının etraftaki leşlerin temizlenmesine faydası oluyor. Belki de hastalıkların yayılmasını engelliyor bu durum. Ama asıl sorun bulunduğu coğrafyadaki önemli popülasyon değişimi olur.
Sudan balıkla avlanan kuşların yok olması, onun beslendiği balığın denizde aşırı üremesine sebep olur. O beslendiği balık denizi dengede tutan bir balık türünü aşırı avlayarak denizin dengesini bozabilir. Bu böyle zincirleme gidebilir. Daha kötü bir senaryo ise denizin temizlenmesine sağlayan bir balık türü olursa bu tür denizin biyokimyasal özelliği tehlikeye girebilir. Her balık etçil değil nihayetinde. Otçul balık da çok var.
Olası senaryolardan biri de göç eden kuşların yok olmasında yine ekolojik dengeyi bozabilir. Atıyorum bu kuşlar zararlı ot popülasyonu ise besleniyorsa, zararlı otun çoğalması başka başka sorunlara yol açabilir.
Ama yine de doğa dengesini bulacaktır. Olursa olan insan türüne olur.