Newton zamanında bu etkileşimin iki cismin birbirini çekmesi olduğu düşünülüyordu. Tıpkı mıknatısın iki zıt kutbunun birbirini çekmesi gibi. Fizik bilimiyle, gerçekleri ayıran nokta da budur. Felsefi olarak gerçek dediğimiz kavramı bilim ile tespit etmeye çalışsak da onun gerçek olup olmadığını anlamak o kadar kolay değil. Hiç kuşkusuz Newton da aynı şeyleri gördü, Einstein da aynı şeyleri gördü. Aradaki fark, olayın bu şekilde bir çekim değil, aslında uzay-zamanın bükülmesi nedeniyle çekiliyormuş gibi olduklarının anlaşılması.
Kısaca özetleyecek olursak Newton'dan Einstein'a geçiş, kütle çekim dediğimiz gravitasyonel etkileşimin, aslında kütlelerin birbirini çekmesi suretiyle değil de, uzay-zamanı bükmeleri ve bu bükülmüş yolda hareket etmeleri nedeniyle olduğunu anlamamızla gerçekleşti. Olay aynı olay, fakat Newton'ın çekim teorisi yeterli açıklama sunmuyordu, bazı olaylar problemliydi. Einstein'ın çekim kuramı bunları çözdü, fakat onun da kendi içinde problemleri olabilir ve yarın bir gün yerine başka bir teori gelebilir. Fakat hala Newton'ın kuramını basit durumlarda kullanabiliyoruz. Sadece belirli bir noktaya kadar çalışıyorlar, fakat bunun kütlelerin birbirini çekmesinden olmadığını artık biliyoruz.
347 görüntülenme