Merhabalar öncelikle soruyu kendi açımdan cevaplayacağımı belirtmek isterim.
Sorudaki Tanrı'yı, Semavi dinlerden İslam'ın tanrısı olan ve bizim daha çok aşina olduğumuz "Allah" olarak ele alalım. Allah, Müslümanlara bazı şeyleri yasaklamıştır, örneğin:
-İntihar etmek ("... Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir." (4.Nisa-29))
-İçki içmek ("Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz." (5.Maide-90))
-Domuz eti yemek ("De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir." (6.En'am-145))
İlk yasaktan yola çıkarak bir örnek verelim: Müslüman bir genç düşünelim, maddi ve manevi olarak sıkıntı çekiyor, hayatta ibadet etmekten öte yaptığı ve zevk aldığı bir işi yok, sıkıntılarının son bulması için artık intihar etmesi gerektiğini düşünüyor fakat onun dininde bu, ona yasak kılınmış. Yani burada özgürlüğe bir kısıtlama, bir engel getirilmiş. Eğer bu Müslüman, ona yasaklar koyan bir Tanrı'ya inanmasaydı; intiharı kolayca, vicdan azabı duymadan yapabilirdi. Yani burada Dostoyevski'nin sözü bir bakıma haklı çıkıyor fakat bu kesinlikle demek değildir ki Tanrı'ya inanmayan herkes etik olmayan eylemlerde bulunabilir. Burada yine işin içine vicdan girecektir diye düşünüyorum. Bir insan Tanrı'ya inanıp her şeyi (iyi-kötü) yapa da bilir veyahut tam tersi.
142 görüntülenme