Öncelikle duyuları sadece nesnel veya somut verilerle ilişkilendirmediğimizi unutmamak gerekir.
Mesela görme olayı sadece çevreden korneaya iletilen akabinde oksipital lobda değerlendirilen bir olgu değildir. Kitap okurken gördüğünüz bir "ev" kelimesi bile hayali olarak o evi görmenize kapı gıcırtısını duymanıza vesaire neden olabilir.
Duyu organlarıyla başka duyuları deneyimlemek de mümkündür. Bu duruma duyusal ikame denir: Gözle işitmek, dokunarak görebilmek[1] gibi. Canlı devre kitabını okuyabilirsiniz.
Sorunuza gelince; dokunarak somatosensoriyel korteksteki bir motor eylemini kör bir insana defalarca deneyimletirseniz o deneyimin beyninde bir görüntüye karşılık geldiğini (sonradan görme engelliler) veya öyle bir his uyandırdığını (doğuştan engelliler) söyleyeceklerdir. Beynimiz verileri ilgili beyin bölgesine göre işlemez. Aksine beynimizdeki yoğunlaşmış merkezler çevredeki etkilere bağlı olarak konumlanmıştır. Dolayısıyla dokunarak elde edilen yapay görme hissi sonradan gerçek bir görmeyle deneyimlendirilecek olursa beyin edinmiş olduğu eski bilgiyi yenisiyle eşleştirir. Bu olayda hem hatırlama hem de yeni nöral bağlantı yollarının oluşması söz konusudur.
Bu olay aynı zamanda kimi görme engellilerin rüya gördüğünü de açıklar.
Kaynaklar
- B. W. White, et al. (1970). Seeing With The Skin. Perception & Psychophysics, sf: 23-27. doi: 10.3758/BF03210126. | Arşiv Bağlantısı