Fiziğin "aslında hiçbir şeye dokunmadığımızı" derken demek istediği şey elektronların birbirine uyguladığı itme kuvveti. Siz bir nesneye dokunduğunuzda sizin deriniz ile o nesnenin atomlarının dış kabuğunda elektronlar bulunduğu ve elektronlar birbirini ittiği için atomik ölçekte aslında birbirinize değmiyorsunuz, birbirinizi itiyorsunuz.
Bir nesneye dokunduğunuz zaman derinizin altında gömülü olan mekanoreseptörler veya mekanoseptörler, bu uyaranı elektrik sinyallerine dönüştürürler. Sinyaller omurilikteki nöronlara bağlanan duyusal nöronlar boyunca ilerlerler. Sonra sinyaller koku hariç bütün duyusal uyaranları serebruma aktarmaktan sorumlu olan ve ayrıca uyku, uyanıklık, bilinç, hafıza ve öğrenme için de önemli rol oynayan, tıpkı bir merkezî istasyon görevi gören talamusa ulaşır. Son olarak da sinyaller somatosensoriyel kortekse ulaşır ve burada o dokunma algısı oluşur. Talamus ayrıca uyaranları azaltabilir veya iletmeyebilir, önemsiz uyaranlar filtrelenip azaltılırken önemliler güçlendirilir ve konsantrasyon sağlanır. İşte o yüzden bazen bir yerinizi kesip fark edemeyebilirsiniz, talamus yara yerine başka şeylere odaklanmanız için gerçekte iletilen elektriksel sinyalleri serebruma iletmez.
O yüzden dokunmanın tanımını da direkt sözlükteki gibi yapabiliriz: "Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak."
Kaynaklar
- Sandra Blumenrath. The Neuroscience Of Touch And Pain. Alındığı Tarih: 29 Ocak 2024. Alındığı Yer: Brain Facts | Arşiv Bağlantısı
- Cleveland Clinic. Thalamus: What It Is, Function & Disorders. Alındığı Tarih: 29 Ocak 2024. Alındığı Yer: Cleveland Clinic | Arşiv Bağlantısı
- Vikipedi. Talamus. Alındığı Tarih: 29 Ocak 2024. Alındığı Yer: Vikipedi | Arşiv Bağlantısı
- Türk Dil Kurumu. Dokunmak Anlamı. Alındığı Tarih: 29 Ocak 2024. Alındığı Yer: Türk Dil Kurumu | Arşiv Bağlantısı