Sözlükte “yol, ip, kendisiyle herhangi bir maksada ulaşılan vasıta; şefaatçi” anlamlarına gelen sebeb (çoğulu esbâb) (Lisânü’l-ʿArab, “sbb” md.; Tehânevî, I, 626),
Gazzâlî, sebebin illet ve şarta eklenecek müstakil bir cins (bunların paralelinde ayrı bir tümel kavram) olarak düşünülmemesi gerektiğini belirttikten sonra sebebin kök anlamıyla terim anlamı arasındaki bağı şöyle açıklar: Sebebin dildeki asıl anlamı “ip” ve “yol”dur. Kuyudan su ancak iple çekilebilir; fakat suyu elde etmeyi sağlayan ip değil su çekme fiilidir, bu fiil ise ancak ip sayesinde gerçekleşebilmektedir (krş. Debûsî, s. 371). Yine yol olmadan gidilmek istenen beldeye ulaşılamaz, fakat oraya ulaşma yolla değil yolda seyretme ile (yürüme vb. fiil) mümkündür, seyir ise ancak yol sayesinde gerçekleşmektedir. İp ve yolun ulaşılmak istenen hedefe/sonuca (maksûd) nisbeti budur ve maksûda nisbeti bu konumda olan her şeye sebep adı verilmiştir (Şifâʾü’l-ġalîl, s. 276).[1]
bu bağlamda doğumu başlangıç kabul edersek ondan öncesinde ne yol vardır ne de ip diyebilmemizde bir yanlışlık yoktur. Doğum şeklimizi bir sebebe bağlamaya çalışmak kelimenin anlamından bizi ancak uzaklaştıracaktır ya da koparacaktır.
peki kuyudan su çıkarabilmemizi sağlayan ip sebep ise su çekme fiili sorunuzda neye karşılık gelmektedir; bunu düşünebiliriz. doğum anında hiçbir fiil irade edemediğimiz için buradan da sebep sözcüğünün doğum şartlarımız söz konusu olduğunda anlamından koptuğunu görebiliriz.
Kaynaklar
- TDV İslâm Ansiklopedisi. Sebep - Tdv İslâm Ansiklopedisi. Alındığı Tarih: 5 Ekim 2022. Alındığı Yer: TDV İslâm Ansiklopedisi | Arşiv Bağlantısı