Kobralar ve bazı böcekler zehir püskürtür, amfibiler ve bazı yumuşakçalar uzuvlarının büyük bir kısmı kopsa bile rejenere edebilir, yılan balıkları elektrik üretip saldırı amaçlı kullanır, bir iddiaya göre ispermeçet balinaları yakınındaki hayvanı seslerini kullanarak öldürebilir, kendini tamamen yenileyip yaşlılıktan ölmeyen deniz anası türleri ve daha neler neler... Yani doğada kurgusal hikayelerdeki süper güçlere benzeyen özellikler var. Süper güçlere benzemeyen çok daha ilginç vakalar da var. Belki geçmişte bilmediğimiz daha acayip özelliklere sahip canlılar da olmuştur.
Ancak kurgusal yaratıklar halk hikayelerinde, o halkın kendi dini inançları, doğa yorumları, ahlaki temelleri, hayal güçleri, korkuları merakları etrafında şekillenmektedir. Vampir insan gibi görünür, yarasaya dönüşür, harabelerde mezarlarda yaşar. Hristiyanlığa göre lanetli özelliklere sahiptir. Aç gözgözlüdür, insanları öldürerek beslenir, ölümsüzdür lakin güneş ışığına çıkamaz. Her evde bulunabilen sarımsak ve her evde bulunması gereken(Hristiyanlığa göre) haçtan çok korkar. Eski çağların henüz sokak lambaları ve gece hayatı ile tanışmamış köylüleri ve kasabalıları için mükemmel bir korku figürü. Lakin bu yaratık düşünülürken hiç gerçek doğa yasaları hesaba katılmamış. En verimli şekilde kullansa bile kanın sağladığı enerji ile nasıl hayatta kalınır? İnsan metabolizması birden bambaşka bir hale nasıl geçer? O kadar güçlü olmak için ne kadar kas kütlesi lazım?
Gene modern vampir tasarımları da vampirleri korku figüründen çıkarıp kaçış edebiyatı sınıfına sokmuştur. Cazibeli, içe kapanık, güçlü, korkulan varlıklar... Gene doğa kimsenin umrunda değil.
Bu saydıklarım, başka başka kaygılarla kurt adam, ejderha, cin, peri, grifit, tepegöz vs. için de geçerlidir. Tasarlanırken doğaya uygunlukları göz ardı edilmektedir. Fantastik yaratıkların çoğu bırak evrimleşip oluşmayı, oldukları halleri ile hayatta kalabilecek bir mekanizmaya bile sahip değillerdir. Ne üreme sistemleri, ne düzgün beslenme sistemleri, ne yapabildiklerinin fizik yasalarınca oluru pek yoktur. Bu yüzden bilindik fantastik yaratıklar için hayır diyeceğim. Bunların ve bunlara benzer varlıkların doğada var olması mümkün değil. Zaten doğaya aykırı düşünceler çerçevesinde, var olabilecek türden yaratıklara ters halde tasarlanmışlar(Cinlerin ayakları neden terstir? Vampirler neden gece yaşar?).
Eğer bilinçli bir canlı ilk paragrafta saydığım ilginç özelliklere sahip olabilir miydi? 150 tonluk mavibalinaların varlığı bize neden ilginç gelmiyor? 300 kilometre hızla havadan dalış yapabilen şahinler? 120 km hızı geçebilen çitalar? Bunlar süper gibi durmuyor çünkü alıştık. Atom bombalarına alıştık. Elektriğe alıştık, telefona, televizyona, internete... Bu bilinçli varlıklar gerçekten bilinçlilerse onlarla çoktan temas kurmuş olmalıydık. O zaman da çoktan gözümüzde normalleşmiş olurlardı.
Dünya da bizim gibi bir canlı türünün daha olma olasılığı(hem de hiç keşfedilmemeyi başararak) hemen hemen imkansız. Uzaydan çıkabilir mi? Daha önce hiç uzaylı görmediğimiz için dünya dışı yaşam neye benzeyebilir sorusunun cevabını sadece dünyadaki yaşama bakarak verebiliyoruz. Dünya dışı yaşamı dünyaya bakarak tahmin etmeye çalışmak da elbette yeterince fikir vermiyor.
Bir ihtimal daha var o da transhumanizm veya metaverse mü dersin... Çıkarsa gene insan elinden çıkar diyerek noktalıyorum.
176 görüntülenme