Şöyle ki zar kozmolojisi ve ya çoklu evrenli sistem doğruysa kendi evrenimizden daha genç bir evrene yolculuk edebilmek mümkün ama var olan tek evren bizim evrenimiz ise ölüm sonrasını tekrar sorgulamamız gerekecek. Eğer evrenlerdeki bütün enerji bittikten sonra yeni bir Büyük Patlama oluşuyorsa elbet bir gün biz, daha doğru bir tabirle bizim tıpatıp aynımız tekrardan yaşayacak. Ama bilincin kendisine bir göz atarsak tıpatıp aynımız da biziz, gerçekte her uyuyup uyandığımız zaman kendi beynimizin yarattığı farklı bilinçlerde yaşıyoruz ve her gün kendisini bir önceki günkü insan sanan, ya da beyin tarafından öyle düşündürülen bir bilinci deneyimliyoruz. Tabii diğer evrendeki senin eski anılarının da beyninde olmayacağından kendi önceki yaşamını hatırlamayabilirsin. Fakat evrende bir yerde bütün anılarımıza sahip bir biçimde de oluşabiliriz. Yani en küçük ihtimal dahi olsa, ayrıca evren eğer tekrarlayan bir olguysa, evrenin son nefesini vermesine yakın zamanlarda -son nefesi dediğim daha bütün evrenin karadelikler tarafından yutulmadığı zamanlar- yüksek düzensizlik yüzünden SENİN vücudun, vücut olmasa da beynin sonsuz zamanın herhangi bir yerinde senin şimdiki anılarınla bir cennette olduğunu ve ya cehennemde, belki de hayatının her hangi bir anını yaşadığını düşünecek olabilir. Evren de budur zaten, gerçek olup olmadığını bilmiyorsun, şimdi bile. Belki şimdiki sen evrende süzülen ve yaşadığını sanan bir beyinsin.