OKUMA-YAZMA-DİNLEME-PRATİK!
Okuma; kavram haznemizi zenginleştirir . Bu zenginlik zihnimizde bilgileri bir kürekçinin ortada yığın şeklinde değil, bir kütüphane memurunun ve desimal dosya siteminde bilgileri kasalara (kavramlar) depolamasına olanak verir ki geri çağrıldığında düzenli akış sağlanabilsin. Dolayısyla da bütünlüklü düşünme ve bütünlüklü ifade gelişebilsin.
Yazma; Okuma pratiğimizin kusurlarının açığa çıkarılmasına ve eksiklerin giderilmesine yönelik en temel sağlamadır. Yazmadaki her kusur aslında okumadaki ve kayıt sistemindeki kusurdur. Yazma bunları erken görüp telafi etmemize olanak tanır. Özellikle kalem kullanıyorsak...
Dinleme; öğrenmenin ve etkili konuşmanın olmazsa olmazıdır. İyi bir dinleyici olmayan asla ne iyi bir yazar ne iyi bir konuşmacı olabilir. Dinleme aynı zamanda bize bizim dışımızdan pratik bir deneyim kazandırır. Dinleme aynı zamanda objektif gözlemdir ve kavramsal dil ile beden dili uyumu açısından paha biçilmez bir deneyim sunar.
Pratik ise; bunca özenle seçilmiş malzemenin leziz bir yemeğe (Diksiyon, etkili konuşma ve iletişim üzerine nice şeyde) dönüşüp dönüşemeyeceğinin sınandığı tek yerdir.. Kulağa küpe olarak: Hiç kimse ilk seferinde başaramaz. Ne kadar ertelersek erteleyelim, ertelediğimiz şey, hep ilk seferki kaçınılmaz başarısızlık olur.. Bunlardan adım gibi eminim. Öğretmenlik hayatım boyunca öğrenci temelli saysız kez sınanmış ve doğrulanmıştır Sevgiyle...