Öncelikle, kendinizi geliştirmekten anlayışınız nedir ? Buna bir karar verin. Daha fazla bilgi mi öğrenmek istiyorsunuz, öğrendiklerinizi veya bildiklerinizi derinleştirmek (uzmanlaşmak manasında) mi istiyorsunuz, yoksa yeni ve farklı konularda bilgi mi edinmek istiyorsunuz öncelikle buna karar verin.
Daha sonrasında kendi ilgi ve yetenekleriniz keşfetmeniz gerekmektedir. Hangi konu veya bilim veya alanda daha meraklı ve ilgilisiniz. (Sosyal Bilimler, Doğa bilimleri, mühendislik, spor, vs)
Ve bu süreçte eğer yüksek öğretim düzeyinde değilseniz öncelikle gidip okulunuzun rehberlik öğretmeninden size yetenek testi ve çoklu zeka kuramına göre hangi alanda olduğunuzu belirlemesi için bir test yapmasını isteyin. Ve ilgileriniz ile yetenekleriniz uyumunu, yetenekleriniz ile isteklerinizin paralelliğine/uyumuna yine rehberlik öğretmeninizin gözetiminde karar verin.
Unutmayın zeka bir yetenektir. ( Kimi uzmanlara göre adaptasyon yeteneği olarak adlandırılsa da ben zekayı öğretme ve konusal alanda yetenek olarak adlandırıyorum) Ve yetenek doğru alanda çok çaba ile kıymetlenir.
Örneğin sayısal zekanızın çok olması sizi bir adım öne çıkarır. Ancak sadece çaba sizi ön sırada tutar.
Yeteneklerinizi; toplum ve ailesel norm, istek, ihtiyaçlar ve olgulardan bağımsız seçin. Örneğin sözel zekanız varsa gidip tıp alanında kendinizi geliştirmeye çalışmak manasız olacaktır. Onun yerine sözel bölümlerde uğraşın çok daha hızlı ve rahat ilerlersiniz.
Daha sonra ise bir alan seçin. Ve o alana başlamadan önce alanın gereksinimlerini ve sizin bildiklerinizi objektif olarak gözden geçirin. Ön koşul bilgileri öğrenin ve daha sonra alansal uzmanlaşmaya yönelin.
Unutmayın, balık uçmaz, kuş koşmaz, kediler, yüzmez. Demir dövülerek kurşun olmaz.
Ve yine unutmayın ki elma ağacının altında ayva çıkmaz. Ailenizin yetenekleri, yüksek ihtimalle sizin yeteneklerinizdir. Dikkat ederseniz, müzik öğretmenin çocuğu müzisyen olur. Hem hazırbulmuşluğu, hem alt yapısı hem de yeteneği buna uygundur.
Ve asla kendinize şunu yapmayın. Hiçbir zeka hiç bir zeka türünden üstün değildir. Sayısal zekanın sahip olunması ile sözel zekaya sahip olan bireyler arasında hiç bir alt üst ilişkisi yoktur. Bu kedi mi daha tatlı yoksa köpek mi demek kadar saçma ve manasız bir durumdur. İkisi de özeldir. İkisi de gereklidir. Doktora en zeki gözüyle bakan adam İlber Hoca'yı gözden kaçırır. Halil Hoca'yı gözden kaçırır.
Kendinizi; yeteneklerinizi, ilgilerinizi ve bilgilerinizi bilerek yola başlamak, sizlerin o yolda oluşacak zorluklara karşı tedbirli olmanız demektir.
Unutmayın ki biz öğretmenler, demirci değiliz. Sizleri belirli şekle ve kalıba sokamayız. Böyle bir amacımız da olmamalı. Biz sadece size nereye bakacağınızı söyleyebiliriz. Orda ne göreceğiniz tamamen sizin yaratıcılığınıza kalmış.
Sevgilerle...