Depremde enkaz altında insan olup olmadığını tespit etmekte kullanılan termal kameralar betonun altından nasıl sıcaklık tespit edebiliyor?

Termal kamera, görüntüleme yöntemi olarak gözle görülmeyen IR enerjiyi esas alan ve görüntünün genel yapısının IR enerjiye göre oluşmuş renkler ve şekillerle belirlendiği görüntüleme sistemidir.

Termal Kamera kullanım alanı olarak ilk kez gece görüş sistemleri, ısıya güdümlü füzeler gibi askeri alanlarda kullanılmıştır. Termal kamera üstün teknolojik özellikleri sayesinde günümüzde pek çok farklı alanlarda kullanılmaktadır. Özellikle son zamanlarda baş gösteren ve kontrol altına alınmasında ciddi zorluklar yaşanan pandemi süreciyle beraber termal kameralara olan ihtiyaç giderek artmıştır.

Termal kameralar; binalardaki ısı kayıplarının tespiti, çatı nem denetlemeleri ve hatta tıpta yüksek ateşli hastalıklara sebep olan Covid-19 virüsünün neden olduğu hastalıkların teşhisi gibi birçok alanda kullanılmasıyla günümüzde büyük bir önem ihtiva etmektedirler. En önemli kullanım alanı ise mühendislik uygulamalarıdır.

Hem güvenlik açısından hem de kullanım açısından kolaylık sağlayan termal kameralar yüksek ısı sıcaklığının tespitinde önemli rol oynamaktadır.

Elektriğin olduğu her yerde rutin kontroller yapılabildiği gibi, acil durumlarda müdahale etmeden önce de gereken kontrolleri yapmak gerekir. Sıcaklık kontrolünü Termal Kamera kullanarak güvenilir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

Termal Kamera nasıl çalışır?

Gözümüz sadece elektromanyetik spektrumdaki görünür ışıkları görür. Elektromanyetik spektrumdaki, gözümüzün gördüğü görünür ışıkların dışındaki diğer tüm dalga boylarını, kızılötesi ışık gibi, gözümüzle göremeyiz. Mutlak sıfır olan 0°K yani -273°C üzerinde sıcaklığa sahip olan tüm maddeler termal enerji yayarlar. Bu enerji maddelerin sıcaklığına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Termal enerji gözümüzün göremediği kızılötesi (infrared) aralıkta yayılır. İşte termal kameralar tam olarak bu temele göre çalışırlar. Yani bir termal kamera, elektromanyetik spektrumdaki kızılötesi dalga boylarını görünür bir hale getirir.

Kızılötesi ışınımın varlığı astronom Frederick William Herschel tarafından 1800 yılında keşfedilmiştir. Farklı renkler arasında termal farklar için bir cam prizma ile güneş ışığını yönlendirerek her renk ışığın sıcaklıklarını ayrı ayrı olarak ele almış ve bu sıcaklara göre görünür ışık renklerini mor ve kırmızı arasında sıralamıştır. Herschel güneş ışığının bu görünür bölgesinin dışındaki sıcaklıklar için de ölçüm yapmaya karar vermiş ve burada kızılötesi ışınları keşfetmiştir.

Termal kameraların yapısına baktığımızda, bir nesne üzerinden gelen kızılötesi enerji, mercek tarafından kamera içindeki kızılötesi detektör üzerine düşürülür. Bu detektör resmin işlenmesi için bilgileri elektronik sensörlere gönderir. Bu işlemlerin sonucunda bilgiler bizim görebileceğimiz bir resme dönüştürülerek kameradaki ekranlarda gösterilirler. Bu süreç termografi olarak adlandırılır. Yani kızılötesi ışınlarının gözle görülebilecek şekilde resme dönüştürülmesi sürecine termografi denir diyebiliriz.

Kısacası bizim için kullanması kolay ama önemi büyük olan termal kamera ile çok ciddi olabilecek sorunları önleyebiliriz.^[1]

Betona rağmen olması problem değil, ısı farkı sistemiyle çalıştıkları için termal kameralar küçük ısı miktarlarını bile tespit edebiliyor. Biliyorsun ışık aslında bizim gözümüze gelendir. Yani biz bir yıldıza bakarken onun biraz geçmişte ki halini görüyoruz, çünkü ışığı anca bize ulaşıyor. Termal kamerada da benzer durum, kızılötesi ışın içinde mesafe pek farketmiyor. Canlı vücut ısısını turuncuya yakın renkte görebiliyorlar. İşleyişi çok basit olup ta, çok çok işe yarayan sistemlerden bir tanesi.