Öncelikle şunu söylemeliyim ki "Çoklu Evrenler" varsayımını ispatlayacak herhangi bir gözlem veya deney yoktur ama sanılmasın ki biri kafasından uyduruyor ve diğer insanlar da ona destek veriyor, aynı "düz dünyacılar" gibi.
Birincisi elimizde matematik var. Evreni anlamaya çalışmamızın en iyi yollarından biri. Birçok matematiksel modelde karşımıza çoklu evrenler çıkıyor. Bu modeller birbirinden bağımsız olsa da, bazıları birbirlerinin eksik yönlerini kapatır. Sonuçta elimizde anlamakta çok zorlandığımız veriler hatta çoklu evrenler çıkarımına vardığımızda, matematiğin doğasını yanlış anlıyoruz diyen bilim adamları da çıkmıştır.
Bütün bunları bir kenara bırakırsak; çoklu evrenler varsayımının altında yatan güçlü bir fizik buluruz. Bir çok fizik teorisi birbirinden bağımsız olarak çoklu evrenler sonucuna ulaşmıştır.
Her şeyden önce 1920 den sonra hızla gelişen kuantum fiziği, bize başka evrenler olabileceği fikrini de getirmiştir. Einstein'ın genel görelilik kuramı ile kuantum mekaniğini birleştirmeyi amaçlayan "Sicim Teorisi" (M Kuramı) -ki bu teori, bugüne kadar matematik ile fiziğin en iyi birleştirildiği teoridir, bize paralel evrenlerin olabileceğini, uzaydan ve zamandan farklı boyutlar olabileceğini göstermiştir.
Sorunun özet cevabına gelirsek;
- Çoklu evrenler aleyhine bir veri bulmak çok zordur. Bu söylemden oldukça fazla paradoks yaratabilirsiniz ama elimizde onlarca yıldır süren hesaplamalar ve araştırmalar var ve sadece matematik kullanarak keşfettiğimiz ve yıllarca sonra deneyle veya gözlemle ispatladığımız fenomenleri de unutmamak gerekir. O yüzden insanlar, matematik işin içine girince konuyu ciddiye alıyor.
- Lehine olarak, elimizde oldukça fazla veri var. İlk Hugh Everett'in ortaya attığı çoklu evrenler fikri, 1940'ların ortasından bu güne kadar bir çok farklı matematiksel modelde karşımıza çıkmıştır.