Bu tarz konulara böyle analiz edici bakış ile yaklaşmak önemli.
Diğer yandan, bilimsel deneylerde, sonucu etkileyecek tüm olasılıklar göz önünde bulundurulur. Gerekirse farklı şartlarda defalarca yinelenir. Bu kural en çok da bilim tarihinin en önemli 10 deneyinden biri olan çift yarık deneyi için uygulanmıştır. Deneyin tarihini incelerseniz, kaç farklı şekilde şartta yapıldığına şaşıracaksınız. En son da -akıllı deney- formunda yapıldı. (dolaşık parçacıkların sadece biri gözlendi, dolanık olan diğer parçacığın hareketi anlaşılmaya çalışıldı.)
Bu deneyde temel olan, parçacığın perdeye ulaşmadan önceki halinin gözlemlenip gözlemlenmediği aslında. Parçacık hareket halindeyken kuantum özelliklerine göre yol almakta. Perde, bu özelliklerin bir sonucunu yansıtmakta. Onun hangi şartlarda nasıl gideceğini etkileyecek bir faktör değildir perdenin parçacığın hareketinin sonucunu "ölçüyor" olması.
Deneyin nasıl başladığı (tek yarık), nasıl ilerleyip en güncel versiyonlarında (geçmişi değiştirme) nasıl sonuç verdiğine bakarsak, ölçüm yapan cihazların, perdenin vs konumlarının inanılmaz bir titizlikle defalarca değiştirildiğini ve deneyin bilimselliğinin korunması için elden gelen her şeyin yapıldığını görürüz. İnsan türünün en güçlü yanı olan YARGIlarını kıran bir bilimsel deney olarak (yargılarına sığınmak, gerçekleri kabul etmekten kolay gelmekte bu türe), incelenmesi araştırılması gereken sonuçlara gebe halen bu deney.