Memelilerin sinir sistemi ve beyin gelişimi aklın oluşumu ile yakından ilgilidir. Önce bu sistemi incelemek gerekir ki aklın nasıl oluştuğunu anlayabilelim. Sinir sistemi kuşlarınkine paralel olarak yüksek organizasyon düzeyine ulaşmıştır. Ancak her iki sınıfta da farklı beyin bölgelerinin gelişimi dikkati çeker. Metatheria ile Eutheria’nın beyin evrimi kendilerine özgü farklı iki yol izlemiştir. Bu nedenle marsupial ve plasenta beyinleri için tam bir karşılaştırma yapmak olanaksızdır. İlkel plasentalılarda büyük beyin yapısı halen sürüngenlerinkine benzer özellikler içerir. Sürüngenlerin büyük beyinlerinkinden farklı olarak beyin mantosunda palliumda belirgin büyümeler görülür. Bunun gelişimi yeni bir beyin kısmının oluşumuna neden olur bu da neopallium=Neocortex’dir. Beyincik ya da cerabellum veya metencephalon, kuşlardaki gibi iyi gelişmiştir. Kuşlarda enine bir olukla ikiye ayrılmasına karşılık memelilerde boyuna olukla iki yarıküreye ayrılmıştır. Memeliler beyin sıvısının basıncını dengeleyen sisteme sahiptir. İlkel organizasyonlu omurgalılarda parasimpatik ve simpatik sinir sistemi arasında bölgesel işbölümü olmasına karşın her iki sistem etki sınırlarını kuyruğa (caudal) kadar genişletmiştir. Memelilerde bu özellik iyice belirginleşmiştir. Memeli beynini basit olarak tanıyalım. Serebrum: hafızalarımızı tutar ve dış dünyadan aldığımız farklı sinyalleri kontrol eder. Serebellum: kaslarımızla ilgili örneğin yürüme gibi hareketlerin yeridir. Frontal lob: konuşma kontrolü buradadır. Parietal lob: his ve dokunma merkezidir. Ossipital lob: görüntü ile ilgili işler burada görülür. Temporal lob: işitmenin yeridir. Pons: solunum ve kalp fonksiyonlarının yeri burasıdır. Beyin kökü: bütün görevlerin gönderildiği yerdir.
AKIL VE İNSAN :
İnsanın evrimine bir adım daha yaklaştık. Kısaca memeli karakterleri içeren sürüngenlerden memelilere oradan da primatlara yani maymunlara kadar geldik. Şimdi insana kadar giden yolda primat evrimine kısaca göz atalım. Primatlar sistematiğinde yarımaymunlar, maymunlar ve insanlar yer alır. Bu grup Tupaliidae insectivora’ya ait özellikleri halen taşımaktadır. Gözler öne kayarak bioküler özellik kazanmış ve arasındaki mesafe azalmıştır. Koku lobu ve epitel yüzeyi küçülmüştür. En önemlisi beyinleri çok küçükten büyüğe kadar değişir. Çoğunda beyin kıvrımları yoğundur. Maymunlara göre daha az farklılaşmış koku lobları iyi gelişmiştir. Yüz iskeleti ileriye çıkıktır. Kuyrukları uzun ve tutucu değildir. Yaklaşık 50 milyon yıldır varlar. İlkel maymunların yer aldığı Lemuridae ailesinde beyin az gelişmiş ve kıvrımlar henüz oluşmamıştır. Bunlar yaklaşık Eosen’den beri yani 50 milyon yıldır gezegende yaşamışlar ve halen de yaşamaktadırlar. Maymunlar ve insansı maymunlar, Anthropoidea ailesinde gözler bioküler özellik kazanmış, yüzleri çoğunlukla çıplak ve sakal benzeri kıllar ile kaplıdır. Yüzdeki mimik kasları iyi gelişmiştir. Büyük beyin son derece fazla gelişerek kıvrımlanmış ve küçük beyni örter duruma gelmiş, koku lobları ve epiteli körelmiştir. Evrimlerinde Tersiyer’de bir ortak atadan ayrılarak yollarına devam etmişlerdir. Yenidünya maymunları (Plathyrrina) ağaç üzerinde yaşar. Kavrayıcı-tutucu özelliğine sahip kuyrukları oldukça uzamıştır. Burun delikleri arasındaki mesafe geniştir. Bu nedenle bunlara geniş burunlu maymunlar da denir. Eski dünya maymunlarının (Catarrhina), maymunlar ve insansı maymunlar olmak üzere iki grubu vardır. Kuyrukları uzun ve tutucu değildir. Burun delikleri de birbirine yakındır.
Pongidae (insansı maymunlar) ailesinde alın kemiği hava boşluklu, vücut dik yürümeye eğilimli ve kuyruk tümüyle yok olmuştur. Yüzler çıplak ve insana benzemektedir. Morfolojik benzemenin dışında zekâ düzeyi bakımından insana en çok benzeyen ailedir.
Akıl deyince akla gelen insan (Homo) ve türleridir.
İnsansı maymunlar ve insanlar (Hominoidea) insan evrimi için son derece önemli bir gruptur. Şimdi kısaca özelliklerine göz atalım. Sternum geniştir. Kuyruk yok olmuş onun yerini kuyruk gibi kıvrılmış, kuyruk sokumu dediğimiz son omur almıştır. Beyin genişlemiş, ön yürüme organları kollar şeklinde omuza doğru yönelmiştir. Bu grup içinde yer alan orangutan, goril ve insanlar belirgin dimorfizme sahiptir. Pongidae (insansı maymunlar) ailesinde alın kemiği hava boşluklu, vücut dik yürümeye eğilimli ve kuyruk tümüyle yok olmuştur. Yüzler çıplak ve insana benzemektedir. Morfolojik benzemenin dışında zekâ düzeyi bakımından insana en çok benzeyen ailedir. İnsanlar gibi kan gruplarına sahiptir. Beyin hacmi gorillerde 685, ilk insanda 450-900 ve modern insanda 1350-1500 cm3 tür. İnsanlarda (Hominidae), köpek dişleri gelişmemiştir. Arka üyeler ön üyelerden daha uzundur. El parmakları başparmakla halka oluşturacak özelliktedir. Kuyrukları yoktur. Tamamen ayağa kalkmışlar ve dik yürümeye başlamışlardır. Tüm dünyaya yayılmışlardır. Bir türü Homo sapiens’dir. Bir de alt türü Homo sapiens sapiens (yani bizler) bulunur. Coğrafik yalıtıma bağlı olarak birçok ırkı bulunur. En yakın akrabası Pongidae’dir. İnsanı diğer canlılardan farklı kılan beyni ve ona paralel olarak aklının gelişmiş olmasıdır. Bunu sağlayan da son derece gelişmiş beyin bölgeleridir.
En ilkelden en gelişmişe vertebraları yöneten beynin değişiminin 600 milyon yıllık öyküsünde; yerin tarihi boyunca değişen, zaman zaman durma noktasına gelen, zaman zaman da süratlenen koşullara uyum sağlayabilmek için tüm canlılar yoğun bir mücadele içindedir. Bu 600 milyon yıldır böyledir. Yönetici beyin değişken koşullara uyum sağlayabilmek için canlıyı buna hazırlar. Oluşturduğu yeni merkezler onun gelecekteki yaşamını ya da sonunu belirleyecektir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Evrim Ağacı. (21 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 21 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Pdf. (21 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 21 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı