Her nasıl canlılık kazanmış ise kazanmış olan maddeler yığını evrimsel süreçte saydıklarımın birini bile kazanması rakiplerinin çok önüne geçirebilecek olan bu becerileri nasıl kazanmıştır? Merakım bu kabiliyetlerin canlıya ne kazandırdığı değil söz konusu maddeler yığınının bu ihtiyacı nasıl hissetmiş ve ihtiyacını nasıl karşıladıdığıdır
Merhaba. Burada genellikle planarya üzerinden gidiyoruz. Çünkü ilk defa planaryada belirgin olarak "ön" ve "arka" kavramı meydana geliyor. İşte buna bağlı olarak da blateral simetri kavramı ortaya çıkıyor. Bu canlılar kimyasal maddelere ön kısmı ile daha çok temas ettiği için tüm almaçlar ön kısımda toplanıyor. Böylelikle tatma ve koku gibi özellikler gelişiyor. Burada bir ihtiyaç söz konusu değil. Burada, bulunan ortama göre uyum ve fizik kuralları söz konusu. İlk defa yassısolucanlarda yutak üstü gangliyon kavramı meydana geliyor. Bu bölge bir sinir yumağını teşkil ediyor. Ve bu sinir yumağı, ön kısımda olduğu için tat ve koku gibi almaçları bir eşgüdümlemeye zorlanıyor. Bu eşdgüdümlemenin dengelenebilmesi için sinir ağları daha kopmlike bir yapı göstermek zorunda kalıyor ve tüm vücuda sinirler dağılmaya başlıyor. Tabii canlı besin bulmak zorunda, kollojen liflerin sayesinde bir yapı kazandı ancak yeterli değil. Besinleri tanıması lazım. Bunun için osmoz gelişiyor. Bu yöntemle koku ve tat duyusuyla besinleri ayırt edebiliyor. Bilim insanları arasındaki ortak kanı, bellek gelişiminin koku duyusuyla gelişmiş olabileceği yönde. Bu varılan kanının en büyük dayanağı, az önce bahsettiğim sinirsel gelişimden dolayı. Çünkü canlıların tümünde bellekle (hafıza) ilgili lob, koku lobunun gelişmesiyle evrimleşmiştir. Dolayısıyla belleğimiz oluşturan korteks de, koku lobunun gelişmesiyle evrimleşmiştir. Talamusa kokunun doğrudan uğramaması bu yüzdendir.
Tek hücrenin bile kemotaksik hareket ve fiziksel uyaranları (titreşim, ısı gibi) algılayıp hareket etmek gibi bir özelliği var. Bunlardan bazıları tat ve koku alma reseptörlerine, bazıları ışığı görmeye, bazıları da titreşimleri algılama ve denge fonksiyonlarına dönüşüyor zamanla çevre şartlarına bağlı olarak. Göz, kulak, burun beynin gelişmesiyle birlikte yakın zamanlı olarak gelişmiş olabilir su altındaki canlılarda. Kulak gibi denge ve titreşim algılayan bir organ su altında bayağı işlevsel olmalı.