Gamma ışını patlamalarına neden olan şeyin, bir süpernova veya hipernova sırasında, yüksek kütleli bir yıldızın, bir nötron yıldızı veya bir kara delik oluşturmak için patlamasıyla salındığı düşünülmektedir.
Bu durumda bize en yakın süpernova adayı yıldız, 154 ışık yılı uzaklıkta, Pegasus takımyıldızında bulunan bir ikili yıldız sistemi olan IK Pegasus B'dir. Bu yıldızın kütlesinin bile, bir gamma ışını patlamasına yol açıp açmayacağı tartışmalıdır. Ayrıca gamma patlamaları çok nadirdir, bir galakside, 1 milyon yılda ancak bir kaç tane gerçekleşir. Bugüne kadar tespit edilmiş bütün gamma ışını patlamalarının kaynağı, galaksimizin dışında, diğer galaksilerde gözlemlenmiştir.
Peki gerçekten de, IP Pegasus B, bir hipernovaya dönüşür ve gamma ışını patlaması, tam da dünyayı hedef alırsa ne olur?
İyi olmaz. 154 ışık yılı, gamma ışını patlamalarının yayıldığı etkili mesafe düşünülünce çok yakın sayılır. Yine de dünyamız bu mesafeden buharlaşmayacaktır. Deniz seviyesinin bir kaç metre altında veya patlamanın gölgesinde duran, yani radyasyonun geldiği tarafın tam tersindeki yarım kürede yer alan canlılar, radyasyondan minimum derecede etkilenecektir. Bu etki kısa bir süre sürse de, canlılar için asıl sıkıntı bu saatten sonra başlayacaktır. Çünkü gamma ışını patlaması, ozon tabakasını yok edecektir ve güneşten gelen zararlı UV C ışınları, direkt yüzeye ulaşacaktır. 1500 faktör güneş kremi bile bizi koruyamaz artık. Ozon tabakası kendini yenileyene kadar, yaşamak isteyen canlıların, yüzeyin en az 1,5 metre altında yaşaması gerekirdi. Gece dolunayda bile yüzeye çıkmak, yüksek kanser riskini doğururdu.
Bazı bilimadamları tarafından, Geç Ordovisiyen Kitlesel Yok Oluşunun, böyle bir gama ışını patlaması sonucu meydana geldiği varsayılmıştır.