Hipotez ile teori arasında her zaman çok keskin bir sınır olmak zorunda değil; ama birçok durumda (özellikle iyi geliştirilmiş teorilerde) bu fark barizdir. Kitapta Özge örneği, zayıf bir teoriyi örneklemek için veriliyor; çünkü orada birçok hipotez var ve bunlar tek tek sınanmıyorlar. Özge, elindeki verilerden yola çıkarak belirli açıklamalar geliştiriyor ve bunları birleştirerek bir teori inşa ediyor.
Bilimsel bir süreç izliyor olsaydı, hipotezleri hakkında bilgi toplamaya çalışırdı: Örneğin parfüm kokusunun kaynağını sorabilirdi veya Feriha'yı arayarak konu hakkında bilgi edinmeye çalışırdı. Böylece hipotezlerini sınayabilirdi. Bunları yapmadığı için, hikaye sonunda anlatıcının bildiğini varsaydığımız gerçeklerle karşılaştığımızda, teorimizin tamamen temelsiz olduğunu görüyoruz. Halbuki hipotezlerimizi sınasaydık, Aldatma Teorisi'ne ulaşmadan dururduk.
Kimi zaman doğası insanlar için (veya belli bir bilim sahasındaki araştırmacılar için) çok kıymetli olan, çok spesifik ve tekdüze şeyleri çalışırken, tek hipotez üzerine inşa edilmiş teorilerden söz edildiğini duyabilirsiniz. Örneğin fosil kayıtlarında canlı karmaşıklığının uzun dönemler boyunca sabit kalıp, sadece belirli dönemlerde çok hızlı evrimsel değişimler olduğunu gördüğümüzü, bu hızlı evrim dönemlerin kaotik zamanlarla çakıştığını düşünelim ve evrimin gerçek olduğunu bilmemiz haricinde, başka hiçbir verimiz olmasın. Bundan yola çıkarak, bu örtüşmeyi açıklamak için, evrimin sadece kaotik dönemlerde çok hızlandığını, onun dışında çok yavaş bir süreç olması gerektiğini ileri sürdüğümüzü varsayalım. Buna Sıçramalı Evrim Hipotezi adını veriyoruz, çünkü fosil kaydındaki kısmen dar aralıklardaki sıçramaları açıklamayı hedefliyor.
Ancak bu hipotezi araştıran kişiler, o konuda birçok yanal hipotez de geliştirdiği için, buna "Sıçramalı Evrim Teorisi" de diyebiliyorlar. Ancak yaygın kabul gören görüşe göre, evrim sadece bu dar ve kaotik dönemlerde yaşanmıyor; türlerin içinde bulundukları döneme göre belli bir evrim modları (evrimleşme biçimleri) ve evrim tempoları (evrimleşme hızları) var; kaotik dönemler, tempoyu arttırmaya meyilli olduğu için, bu "sıçrama" dönemlerinin ekstradan bir açıklamaya ihtiyacı olmadığını, son derece beklenen bir durum olduğunu ve fosil kaydının stabil gibi gözüktüğü dönemlerde spesifik canlı gruplarının çok hızlı bir şekilde evrimleşebildiğini, dolayısıyla genel geçer bir "sıçrama dönemi"nden bahsetmenin zor olduğunu görüyoruz.
Bu gibi örneklerde, hipotez ile teori ayrımının muğlaklaştığını görüyoruz. Genel olarak, bir teori ne kadar dar kapsamlı ve ne kadar zayıf ise, tek hipotezli olma ihtimali o kadar yüksektir, dolayısıyla ikisini ayırt etmek o kadar zor olabilir diyebiliriz. Bir teori ne kadar kapsamlı ve ne kadar güçlüyse, tek hipotezli olma ihtimali o kadar düşüktür ve hipotezden ayırmak o kadar kolaydır. Bu nedenle alanda uzman hiç kimse evrimin neden ve nasıl yaşandığını açıklayan Evrim Hipotezi olarak kullanmıyor.
Sadece terimleri çok gevşek kullanmakta beis görmeyenler kimi zaman böyle bahsedebilirler; ancak aynı kişiler Newton'un veya Einstein'ın açıklamalarını da hipotez olarak görecektir - zaten önemli olan, hangi terimi kullanıyor olursa olalım, düzgün açıklamakta ve tutarlı bir şekilde kullanmakta... Bunu yaptığınız sürece, isterseniz "Mahmut" deyin, çok fark etmez. Örneğin bu makalede Kesintili Denge'den başlıkta teori olarak, özette hipotez olarak bahsediliyor, çünkü bilim insanları denmek isteneni anlıyor ve art niyetli bir şekilde kullanılmadığının açık olduğu durumlarda pedantik olmanın anlamı yok.
Kaynaklar
- PBS. Punctuated Equilibrium. (13 Mart 2021). Alındığı Tarih: 13 Mart 2021. Alındığı Yer: PBS | Arşiv Bağlantısı
- O. G. Woodberry, et al. (2021). Testing Punctuated Equilibrium Theory Using Evolutionary Activity Statistics. Australian Conference on Artificial Life, sf: 86-95. doi: 10.1007/978-3-642-10427-5_9. | Arşiv Bağlantısı