Bir kitabı akılda tutmak için bir çok şey yapılabilir. Ancak en iyisi ve doğrusu, hiç bir şey yapmamaktır.
Beynimiz, aldığı verileri kaydetmede hayli becerikli bir sistem. Ama silmekte, çok ama çok daha becerikli.
Günlük hayatta her an sayısız veri alıyoruz. Beynimiz bunların çoğunu kaydetmiyor bile. Bir kısmını kaydediyor ama kısa süreli kaydediyor. Bazılarını ise kaydediyor ve asla silmiyor.
Neden?
Çünkü bu veriler, bizim hayatiyetimizle ilgisi, bizim hayatımızı etkileme seviyesi diye bir şey var. Evinizin yerini unutmazsınız, telefon numaranızı unutmazsınız, sevdiklerinizin adını yüzünü kişisel özelliklerini hassasiyetlerini unutmazsınız, nefret ettiklerinizin de aynı şekilde. Çünkü bunların hepsi, sizin için önemli.
İşte kilit nokta: Okuduğumuz bir kitap, aklımızda kalmıyor ise o bizim için önemli değildir. Ne sebeple okuduğumuz ayrı bir konu ama aslında biz, beynimizi kandırmaya çalışıyoruz. Beynimiz için önemli olmayan bir veriyi kaydetmesini istiyoruz. Ama onu kandıramayız. O bizden daha "içeride" çünkü. Kaydetmiyor. Bizi dinlemiyor. Hoşlanmadığımız birini zorla sevmeye çalışmak gibi. Öyle davranabiliriz ama öyle hissedemeyiz. Bir veri, hayatımızı etkilemeyecek ise, ilgi duymadığımız bir şey ise, duygusal etkileşime girmediğimiz bir şey ise beynimiz onu kaydetmez.[1]
Elbette okuduğumuz kitap kötü yazılmış, derdini anlatamıyor vs. olabilir, bu ayrı bir konu. Ama size esas önerim, beyninizin kaydetme ya da silme dinamiklerine saygı göstermeniz. O hangi bilgiyi tutup hangisini silmesi gerektiğini, milyonlarca yıllık bir evrim sonucu hayli iyi biliyor bence.
Umarım fikir verebilmişimdir. Sağlıcakla...
Kaynaklar
- E. Altınyay. Hafızanın Sınırı Var Mı? Beynimizin Hafıza Kapasitesi Ne Kadar? - Evrim Ağacı. (7 Ocak 2013). Alındığı Tarih: 19 Nisan 2024. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı