Bir kadının iftirasına uğrarsan, hiçbir şey olmaz canım kardeşim! Kanun var, hakimlerimiz, savcılarımız var, deliller var, ispatlar var (gerçekten masumsan) bunu kontrol eden bir sistemimiz var çok şükür.
Manipülasyon maksatlı ortaya atılan ve tek amacın, Türkiye Cumhuriyeti'nde kadınlara verilmiş olan hakların, kadınların elinden alınmasını amaçlayan bu soruyu sormanız iyi oldu.
Bu soruyu soran insanların, Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Sistemi'ne, Mahkemeleri'ne, Hakimleri'ne, Savcıları'na ve kanunlarına inanmadığını ve görevlerini yerine getirmemekle, hatta "görevi kötüye kullanmakla" suçladıklarını belirtmek gerekir evvela . "-mış, -muş" şeklinde geçmiş zamanın HİKAYESİ takısı almış, kişinin bizzat görmediği, gerçekliği ispatlanmamış, yoruma dayalı (ki bu yorum genellikle suçlunun kendini aklamak maksatlı yaptığı yorum oluyor) cümleler kurarak gerçekliği saptırıp, toplum içinde hezeyana ve yanıltmacaya sebep olmak, bilime, hukuka ve hatta dine aykırıdır. "Onu duydum, bunu duydum"la karar vermek, kaynak istendiğinde "kahvehane sohbetleri"ni kaynak göstermek kati surette vicdansızca bir tavırdır.
Bir kadının iftirasına uğrarsan, kanunlar ve deliller onu ortaya çıkarır ve kurtulursun fakat; tacize, tecavüze, şiddete maruz kalan kadını, elinden haklarını alınca nasıl korursun, işte asıl sorman gereken soru bu! "Soraya'yı Taşlamak"[1] filmini izlemeni şiddetle öneriyorum. Kaynak kısmına bırakıyorum.