Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Onur Yekedüz
Üye
0

Bir dilin zenginliğini neler belirler?

Kelime sayısı kelimelerin farklı anlamda kullanılması mi yoksa dilin edebiyat anlamda kullanışlı olması mı vs vs ve Neden?
3,766 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
İbrahim Burku
İbrahim Burku
4,131 UP
Öğrenciyim

Dil zenginliği tanımını belirli ölçütler koyarak sınırlamak o denli kolay değil. Özünde bu kavram, kişilerin düşüncelerinde ayrı çağrışımlar, ayrı özellikler yaratabiliyor.

Gene de kesiştikleri, buluştukları ortak noktalar var. Örneğin Prof. Dr. Aydın SAYILI (1978), “Dil zenginliği, belki her şeyden önce, sözcük dağarcığının zenginliğini dile getirir. Fakat ayrıca, zengin ve gelişmiş bir dilde, ifade incelik ve çeşitlilikleri; kullanışlı ve zengin içerikli kavram ve düşünce kalıpları: dilin telkin, çağrışım ve seçkin uygulama örnekleri yoluyla zımni olarak dile getirdiği düşünceler; renk, canlılık, kıvraklık ve heyecan unsurları; birkaç sözcükle geniş anlatı olanaklarının yaratılması veya ilham edilmesi; dil bilinci; dil duygusu, dil estetiği; dilin vurgu, ritm, ses uyumları gibi vasıfları; sarahat, dakiklik ve ince anlam ayırımları, duyarlılığı gibi nitelikler hep dil zenginliğini belirleyen ve simgeleyen özelliklerdir.” demektedir.

Tüm Reklamları Kapat

753 görüntülenme

Kaynaklar

  1. -. Dil Zenginliği, Yozlaşma Ve Türkçe. (4 Ocak 2022). Alındığı Tarih: 4 Ocak 2022. Alındığı Yer: DergiPark | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Kısa Video
Risalei nur okurum

dilin zenginliğini belirleyen şey isim , fiil üretimine elverişli oluşu ve her manayı rahatlıkla ifade edilebilmesine bağlıdır, ayrıca edat bağlaç çeşitliliği de çok önemlidir.. şuan günümüz türkçesi o kadar fakir ki duygu ve düüşüncelerimizi ifade etmekte zorlandığımızdan ülkede ciddi bir iletişim bozukluğu var.

mesela bazı dillerde diyelim japonca da veya arapçada kişinin yaşına cinsiyetine gire özneler değişiyor. en basitinden ingilizcede he ve she ye karşılık türkçe de sadece o var. onun kadın ya da erkek oldgunu bilemiyoruz türkçede ama ingilizce gibi katı kurallı bir dilde bile cinsiyet farkı olabilir öznede.

Tüm Reklamları Kapat

300 görüntülenme
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Truci Ferox
Öğrenciyim

Son zamanlarda herkes Türkçe fakir bir dil, toplama bir dil, Türkçesi varken Farsçasını kullanmayalım vesaire gibi şeyler söylüyorlar. Ben de buna dair bir şeyler yazmak istedim.

Öncelikle Türkçe; İngilizce ve Latince gibi bir imparatorluk dilidir. Bu diller sayısız medeniyetin izlerini taşır ve hiçbiri de bazılarının istediği gibi "öz dil" değildir. İngilizce'nin dörtte üçü yabancı kökenli kelimelerden oluşur. Latince'nin ise yarısı Antik Yunanca, diğer yarısının da büyük bir bölümü de başka dillerdendir.

Bir dilin zenginlik alametlerinden biri de barındırdığı sinonim (eş anlamlı) kelimelerdir. Mesela kalp ile yürek aynı kelimedir. Biri Türkçe orijinli diğeri Arapça orijinlidir. Ancak "kalpsiz" başka manaya gelir "yüreksiz" başka. Veya talih, baht, uğur, rast, şans aynı manaya gelir, 4 farklı dildendir ama kullanım yerleri başkadır.

Tüm Reklamları Kapat

Ve aynı şekilde bir dilde eski Türkçeden güneş, gönül; Arapçadan itiraf, aşk; Farsçadan gerçi, cefakar; Rumcadan fener, fidan; Ermeniceden mor, kötü; Soğdcadan akşam, kent; İtalyancadan olta, korsan; Fransızcadan motivasyon, efor; İngilizceden not, dijital; Çinceden inci, tepsi; Macarcadan haydut, soba; Moğolcadan oba, çöl; Kürtçeden halay, hızma; Çingene dilinden dikiz, kanka; Bulgarcadan vişne, patika; Rusçadan mazot, kefir; Arnavutçadan trileçe, kokoreç ve daha sayamadığım birçok dilden birçok kelime varsa bu da o dilin zenginliğini gösterir.

Bazıları da Türkçeye çok fazla Arapça kelime geçtiğini ama Arapçaya hiç geçmediğini söylüyor. Bu da doğru değil Arapçadan bize geçen kadar olmasa da Türkçeden Arapçaya da çok büyük bir kelime akışı vardır. Ayrıca Arapçanın da büyük bir bölümü yabancı dillerden alınmıştır.

Askı, ağır, aşçı, ayak, ayrı ,açık, alçak, arı, ancak, abla, altın, armağan, ağa, al, ana, alışveriş, arkadaş, arslan, avcı ve azık a harfiyle başlayan ve Öz Türkçe olan Arapçaya geçmiş kelimelerdir. Diğer dillerden Türkçeye geçip ardından Arapçaya geçenleri ve diğer harflerle başlayanları da eklersek bu sayı 1000'i aşar.

Bundan haricen Ma'rûf er-Rusâfî adlı Arap bir yazarın "Yabancı Ağızlı Konuşma Bozukluklarına Reddiye" kitabında 400 tane sık kullanılan Arapça kelimenin doğru şekilde kullanılması gerektiği yazar. Buradaki yabancı ağızlı konuşma Türk ağzıdır. Kitaptaki 400 kelime de Arapça kökenlidir ve Arapçadan bize geçmiş, bizdeyse telaffuzu veya manası veya her ikisi birden değişmiş sonrasındaysa bu değişmiş halleriyle tekrar Arapçaya geçmiştir. Yazar da bu kelimelerin Arapça değil Türkçe olduğunu defaatle vurgulayıp bunları kullanmamak onun yerine doğrusunu kullanmak gerektiğini söylüyor. (Herhangi bir nefret içermiyor, kitapta Türkler övülüyor, yanlış anlaşılmasın). Mesela "kafa" kelimesi Arapçada aslen "ense" demek. Biz Türkler bunun manasını değiştirip "baş" yapıyoruz ve Araplar da yüzyıllardır "ense" manasını bırakıp "kafa" manasında kullanıyorlar. Bunun daha iyi anlaşılması için şöyle düşünebiliriz "canım" Sırpçaya bizden "džanum" olarak geçmiştir. Ve biz yüzyıllardır söylediğimiz halini bırakıp onlar gibi söylesek nasıl olur? Veya Sırplar "canım" kelimesini "buzağı" olarak kullansa biz de yüzyıllardır kullandığımız iltifat manasını bırakıp buzağı olarak kullansak?

Tüm Reklamları Kapat

Ayrıca Atatürk de bir ara Öz Türkçe'yi savunmuştur ve "Bu gece ulu konuklarımıza, Türkiye’ye uğur getirdiklerini söylerken duygum tükel özgü bir kıvançtır. Burada kaldığınız uzca sizi sarmaktan hiç durmıyacak ılık sevgi içinde, bu yurtta, yurdunuz için beslenmiş duyguların bir yankusunu bulacaksınız. İsveç Türk uluslarının kazanmış oldukları utkuların silinmez damgalarını tarih taşımaktadır. Süerdemliği, onu bu iki ulus, ünlü, sanlı özlerinin derinliğinde sonsuz tutmaktadır." gibi kimsenin anlamayacağı şeyler söylemiştir. Ancak bir zaman sonra Yahya Kemal ile yaptığı konuşmaların da sebebiyle bunun yanlış olduğunu anlamış ve "Ketebe, yektüb Arabındır; kâtip, mektup, Türkündür." demiştir. Ancak bugün hala bu yanlışı görememiş halde "hatırlamak" yerine "anımsamak", "faaliyet" yerine "etkinlik" diyor. Üstüne bunları çocuklara telkin ediyorlar.

Daha fazla bilgi için Nihad Sâmi Banarlı'dan "Türkçenin Sırları"nı okuyabilir.

Buraya kadar okumaya tenezzül edenlere teşekkür ederim. Yorumlarda tartışabiliriz.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close