Aşıların amacı, sizi bir virüsten korumaktır. Bunu yapabilmek için aşılar, savunma sisteminizi tetikler ve çalıştırırlar. İşte aşılardan sonra 1-2 günlüğüne hastalık-benzeri yan etkiler, örneğin ateş ve halsizlik deneyimlemeniz de bundandır. Herkes bir yan etki deneyimlemez (veya deneyimleyenler de birebir aynı şekilde deneyimlemez). Bunun sebebi yaş, cinsiyet, bağışıklık sisteminin sağlık durumu gibi faktörler olabilir.
Ancak zaten yan etki deneyimlemek kötü bir şey değildir; tam tersine, aşı sonrası bir miktar yan etki görülmesi, aşıların işe yaradığının ispatıdır!
Bunu anlamak için, bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığını anlamanız lazım: Bağışıklık sisteminin ilk kısmı, doğuştan gelen bağışıklık sistemi olarak bilinir. Bu, sizin bir hastalığa karşı ilk savunma hattınızdır. Bu sistemin 3 ana işi vardır:
- İlk iş, enfekte olduğunuzu anlamak ve vücudu bu konuda alarma geçirmektir.
- İkinci iş, beyaz kan hücrelerini enfeksiyon bölgesine çağırmaktır. Böylece beyaz kan hücreleri, enfeksiyonun yayılmasını yavaşlatıp durdurmayı deneyebilirler.
- Üçüncü ve muhtemelen en önemli işi ise, virüsü veya bakterileri yakalamaktır. Bu sistemin hücreleri bizi enfekte eden virüs veya bakterileri tutup, bağışıklık sisteminin geri kalanına götürüp tanıtırlar - ve sonra da yok edilmesini sağlarlar.
Doğuştan gelen bağışıklık sistemi, virüs (veya aşıyla verilen virüs parçaları) vücuda girer girmez, kelimenin tam anlamıyla "ateşlenir": Bu bağışıklık aktivitesi, sizin ateş veya kol ağrısı (daha doğru ifadesiyle kas ağrısı) gibi semptomlar deneyimlemenizin nedenidir. Sonrasındaysa adaptif bağışıklık sistemi dediğimiz ikinci kısım devreye girer ve hastalık yapıcı unsuru (bakteri, virüs, mantar, vs.) kalıcı olarak tanımanız mümkün olur. Böylece o hastalığa karşı, hastalığı atlatmak ve tehlikeli etkilerini deneyimlemek zorunda kalmadan direnç kazanmış olursunuz.
Bu sürecin tüm detaylarını ve akademik kaynaklarını merak ediyorsanız, bu yazımızı okumalısınız.