Öznel fikirlerimi paylaşacağım; nesnel, bilimsel veri istiyorsanız lütfen okumayın.
Yaygın görüşler arasında anladığım kadarıyla Kopenhag yorumu dışında pek yaygın fikir birliği yok. Süperdeterminizm, bilimsel test edilebilirlik açısından çok büyük sorunlar içeriyor. Bilimsel konsensüs rastgeleliğin gerçek olduğunu söylüyor, yanıtlarda da yazmışlar zaten. Normalde konunun burada kapanması gerekir. Ancak ileride gizli değişkenler bulunursa kuantum rastgeleliği geçersiz sayılabilir.
Benim kişisel olarak aklıma yatan da bu. Çünkü kuantum rastgeleliğinin mutlak rastgelelik olduğunu kabul ettiğimizde aynı zamanda kuantuma müdahale edecek nesnelerin, yani insanoğlunun, deterministik bir evrende belirsizliğe açılan kapı olduğunu da kabul etmiş oluruz. Çünkü Decoherence etkisinden dolayı mikro düzeydeki rastgelelik mikro düzeyde kalıyor. Bunun makro düzeye taşınması bizim kuantum rastgeleliği ile deney yaptığımızdan beri oluştu. Yani ilk kuantum rastgeleliğini test ettiğimiz zaman aslında deterministik süreci (determinizm denetiminde)sonlandırmış oluyoruz, eğer önceden başka organizmalar veya nesneler bunu gerçekleştirmediyse. Yani bi nevi Loki adlı dizinin 1. sezonun-spoiler- sonundaki dallanmanın başladığı yere benziyor. Determinizm, bizi kendisini sonlandırmak için kullanıyor, biz de her rastgelelikle deney yaptığımızda ve bunu yaydığımızda determinizme taş çıkarıyoruz, bir sızıntı gibi.
Bu çok benmerkezci ve romantize edilmiş bir görüşe benziyor. Bu yüzden bana hemen atlamak doğru gelmiyor. Belki de ben halihazırda var olan bilgiyi romantik hale getirerek "geçersiz" göstermişimdir, emin değilim. Bu yüzden muhtemelen bilime güvenmek daha mantıklı.
Bu arada konu dışı olacak biraz ama iradeden bahsettiniz. Bu rastgeleliğin, özgür iradeyi etkilememesi gerektiği görüşü de yaygın çünkü belirsizlik veya bir şeyin determinist olmaması onun özgür olduğu anlamına gelmiyor. Tam tersi, belirsizliğin kontrolünde oluruz sadece.