Hayır, bilimsel her bulgu (yani "gerçek" olduğunu bildiğimiz her şey) Dünya ile paylaşılmıyor. "Gizli" olarak kategorilendirilen çok sayıda araştırma ve geliştirme var.
Ancak iddianızın aksine, bunların sayısı, bildiklerimiz yanında bir hiç.
Bunun da çok basit bir nedeni var: Dünya üzerinde hiçbir askeri birim veya devlet yok ki, Dünya'nın kolektif bilgi birikiminden daha hızlı bir şekilde bilgi biriktirebilsin. Hatta daha da ileri gidip, Dünya'daki bütün askeri birlik ve devletlerin gizli birimlerinin toplamının bile halka açık akademik literatür yanında pratik olarak sıfır kalacağı söylenebilir.
Bilgiye ulaşmak, gerçeklere erişmek, bunlar üzerine teoriler inşa etmek, yol boyunca hipotezleri sınamak, deneyler yapmak, bunların her basamakta çıkacak binlerce sorunuyla boğuşmak gibi şeyler, çok sayıda ve farklı beyin gücünün bir arada çalışabilmesini gerektiriyor. Hatta çoğu durumda bazı sorunlar, onlarca yıl sonra Dünya'nın diğer bir köşesindeki atılımlar sayesinde çözülüyor.
Çok güçlü ve zengin bir devlet, kaynaklarını ayırarak var olan bilimin binde veya milyonda biri kadar ötesine geçebilir muhtemelen, evet. Bir radardan kaçınma teknolojisi, bir içten yanmalı motor teknolojisi, bir iletişim protokolü halka ulaştırılmadan önce bu devletlerce veya birimlerce geliştirilebilir, evet. Ancak bunların birikimli olarak ilerlemesi, eğer kamuya arz edilmezse, imkansıza yakın olacaktır; çünkü elinizde 1000 değil, 10.000 veya 100.000 bilim insanı bile olsa (ki neredeyse hiçbir zaman bu kadar geniş bir "gizli birim" olmamıştır), bunların, sayısı yüz milyonlarla ifade edilebilecek diğer akademik camia yanında erişimi, bilgi birikimi, perspektifleri, katkıları, "işin ucundan tutma becerisi" kıyaslanamayacak kadar az olacaktır.
Bu nedenle belki 10 yıl, belki 20 yıl, belki 50 yıl bir teknolojik atılım belli bir ülkenin ordusuna (hatta ordusunun belli bir birimciğine) özgü kalabilir. Ancak bunun üzerine 500 yıllık daha da gelişmiş bir teknolojik atılım inşa etmek, aynı zamanda "gizli" kalarak mümkün değildir. Akademik literatür, yani insanların "gerçek" olduğuna en çok emin olduğu bilgi birikimi hiçbir tekil zümreye veya gruba ait olamaz. Hele günümüzde hiç olamaz; çünkü bilim o kadar gelişti ve granüler hale geldi ki, "ıncık cıncık" sayılabilecek trilyonlarca saha doğdu ve bunların hepsine "uç düzeyde" hâkim olan ama "gizli" statüsünde olup sadece birkaç yüz araştırmacıyı bünyesinde barındıran bir kurumu uzun süre sürdürmek imkansız.
Yapılan ne? Kamuya açık bilimin 1 adım ötesinde olmak, kamunun erişebileceği maddi kaynaklardan fazla maddi kaynakla, o akademik literatür içerisindeki bilgileri daha hızlı, daha verimli, daha etkili bir şekilde birleştirerek diğer ülkelerden veya birimlerden bir adım önde olabilmek. O 1 adımı 1000 adım yapmak pratik olarak imkansız; ancak 1-2 adım bile önde olabilmek, günümüzdeki askeri, politik, diplomatik ve reel ilişkilerde "her şey" demek olabiliyor. Bu da birçok ülke için zaten yeterli.