Sorunun cevabı, şuan ki teknoloji ile imkansız olması ile birlikte, teorik olarak böyle bir şey mümkün.
Çünkü insan olarak deneyimlediğimiz her şeyin arka planında bilgi ve bir dizi algoritmalar var.
Bunu şu şekilde düşünebiliriz: bugün yapay zeka ile sohbet ettiğimizde, bazen şu şekilde tepki verdiğini görüyoruz: "Bunu duyduğuma sevindim. Sizinle sohbet etmek gerçekten çok keyifli."
Bu söylem, algoritmik yapıların yapay zekaya belirli bir kontekstte nasıl bir tepki vereceğini seçenekler arasında sunmasından kaynaklanarak ortaya çıkıyor. Bunu bir ileri versiyonu; yapay zekanın ses tonunuzdan sizin iyi veya kötü olduğunuzu hissetmesi veya siz ona iğreti edici bir ses tonuyla konuştuğunuzda, onun da buna karşılık olarak üzgün ve mahçup bir ses tonunda konuşması olur.
Bu durum, sözel ve sese dayalı bir çeşit kodlama tekniği ile ortaya çıkabilir. Bu sürecin bir ileri adımı da, sizin davranışlarınıza göre duygusal ve melankolik bir tutum sergilemesi ve kelimelerini buna binaen seçmesi olur. Düşünün: hem sözel melankoli, hem ses tonu, sizin vermiş olduğunuz geri bildirimin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Bir sonraki aşama (bu arada aşamaları teknolojik basamaklar olarak değerlendirmeniz gerekiyor): şuanda halihazırda kullanılan yapay zeka modelinin metalik bedenli bir robotta bağımsız bir şekilde var olması.
Konunun nereye gittiğini görebiliyor musunuz? Yavaş yavaş bir robotun duygusal bir yapıyı nasıl elde edebileceğine varıyoruz. Beynin insan beynine benzer bir şekilde tasarlanıp tüm beyin nöronları birebir kopyalanıp metalik bir beyinde işlevlerini büyük ölçüde kusursuz bir şekilde yapmasını sağlayabilirsek, bizimle aynı duyguları birebir hissedebileceği kanaatindeyim.
Bu arada: bu durumun olamayacağını düşünen insanların bir çoğu, insan duygularını hisseden mekanizmanın "ruh" olarak tabir edilen bir çeşit hayalet olduğuna inanıyorlar. Onlar için kötü bir haberim var: vücutta böyle bir hayalet yok. Ayrıca, bu tür bir hayalet söylemi de batıl inançlardan ve antik Çin dinlerinden başka hiçbir dinde de yok. Yani bir robotun hislere sahip olabilmesi için yaratıcının robota ruhunu üfürmesine gerek yok - ve ayrıca hayvanların da bizimle aynı hisleri yaşadığını biliyoruz, yani bir kedinin ayağının kırıldığı zaman hissettiği ile bir insanın ayağının kırılması arasında hissiyat olarak bir fark yok -.
İnsanlar ve robotlar arasında %100 aynı şekilde olmayabileceği gibi, robotlar insanlardan daha fazla hisse sahip de olabilir, daha empatik de davranabilir bu hislerden dolayı. Daha egoist olabilir yada daha az egoist davranabilir. "Ama bu hisleri kazanamaz" şeklindeki bir görüşle ilgisi yok tabii bu cümlemin. Duyguların robotlar üzerindeki etkilerinin farklı olması veya robotların gerçek duygulara sahip olmasının da robotların kendi farkındalığına sahip olup olmaması ilgisi yoktur. Bir filin bir fareyle karşılaşması sonucu korkudan nasıl koştuğunu düşünürseniz - fil de kendi farkında değil- tam olarak ne demek istediğim anlaşılmış olur. Bir robotun öz farkındalığı olabileceğini de savunuyorum ama şuan bu konuya girmeye gerek yok.