Bahçenizde perilerin yaşadığını düşünün, o varlıkların gerçekten orada olup olmadığı hakkında kesin bir yargıya varabilir misiniz?
Bu türden parçacıkların varlıkları da tam olarak o periler gibidir. Orada olduklarına dair hiçbir veri elde edemeyeceğimizden bu parçacıkların varlığı ya da yokluğu hakkında kesin bir cevap vermenin imkanı yok.
Aslında evrende hiçbir şeyin kesin olduğunu da söyleyemeyiz, doğası gereği kanıtlanamayan sonsuz bir ihtimaller kümesi var ve bu küme evrendeki belirsizliği oluşturuyor. Bu ihtimaller aklınıza gelebilecek her şey olabilir; bir simülasyonda yaşıyor olabilir miyiz, öldükten sonra bir hayat olabilir mi ya da "bizimle hiç etkileşime girmeyen atom altı parçacıklar olabilir mi" gibi.
Kanıtlanması mümkün olmayan olguların durumlarını Bertand Russell'ın meşhur "Kozmik Çaydanlık" örneği ile ele alalım:
Eğer ki Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede Güneş'in etrafında dönen porselen bir çaydanlık olduğunu öne sürecek olsaydık ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleseydik kimse bu görüşümüzün tersini kanıtlayamazdı (Burada bir şeyleri kanıtlaması gereken birileri olsaydı o biz olurduk). Bu çaydanlığın varlığı hakkında tartışmanın bize pek bir fayda saglamayacağına hemfikiriz aynı zamanda bu çaydanlığın varlığını bir gerçek olarak kabul etmek zorunda da değiliz.
Russell bu örneğini esasen Tanrı argümanları için üretmiş olsa da kanıtlanması mümkün olmayan her şey de bu porselen çaydanlığa benzer.
Kaynaklar
- Bertand Russell. Is There A God?. Alındığı Yer: www.cfpf.org.uk | Arşiv Bağlantısı