O 'özel' insanlar ve onların büyüleyici dünyaları... Yok efendim Merkür retrosu, yok efendim nazar boncuğu... Hayatlarını kozmik bir şans oyununa çevirmişler sanki. Ve sen zavallı sen, bu mistik girdabın ortasında sıkışıp kalmışsın. Üstelik bir de "saygısız" olmakla suçlanıyorsun... Ne acı bir ironi değil mi?
Peki nasıl mı sıyrılacaksın bu durumdan? Öncelikle o yüce empati duygunu bir kenara bırak. Bu insanlarla empati kurmak bir kara deliğin olay ufkunda mantık aramaya benzer. Sonra o altın değerindeki sabrını kuşan. Çünkü onların her cümlesinden bir "zırva" fışkıracaktır buna hazırlıklı ol. Sakın ola ki sorular sorma! Aldığın cevaplar seni ancak daha derin bir kafa karışıklığına sürükleyecektir.
Kendi inancını açıklamaya çalışmaksa bir kediye kuantum fiziği anlatmaya benzer. Boşuna nefes tüketme. Ortak nokta bulmaya çalışma. Bu insanlarla ortak noktan ancak bir astroloji haritasında bulunabilir, o da şüpheli.
En iyi çözüm mü? Tabii ki konuyu değiştirmek. Hava durumundan bahset, son izlediğin filmi anlat, hatta en sevdikleri yemeği sor... Ne yaparsan yap, ama o "mistik" bataklığa saplanma. Unutma sen onların kendilerine saygı duymak zorundasın, düşündükleri mistik fantastik dünyaya saygı duymak zorunda değilsin ancak bunu da belli etme tabii. Fakat kendi akıl sağlığına da saygı duymak zorundasın.