Bağımlılığın temel elemanı dopamindir. Önemli bir nörotransmitter (nöronlar arasındaki veri alışverişini sağlayan moleküller) olan dopamin; edindiğiniz, edineceğiniz bağımlılığın kullanımı esnasında aktif olarak size bir ''haz'' yaşatır. Bu haz; ödüllendirme sisteminiz (amigdala başta olmak üzere) tarafından algılanır, pekiştirme yoluyla öğrenilir ve bu histen noksan kaldığınızda tekrar alınması geri bildirilir. Bu geri bildirimin karşı konulamaz tekrarına da bağımlılık diyebiliriz.
Bu hazzın yitirilmeye başlandığı âna, geri çekilme (withdrawal) denir. Bu aşamada dopaminin iletim ve üretimini sağlayan ventral tegmental alanın aktivasyonu düşmeye başlar ve kişiyi anksiyete ve stres semptomları göstermeye sevk eder. Bu deneyim, toleransların dereceleri tecrübe edildikçe; plastisite dediğimiz beynin tecrübelere karşı gösterdiği farklılaşım ve edinimler sinaps değişiklikleri ve ''Döngüsel Adenosin Monofosfat, Yanıt Öğesi Bağlama Proteini (CREB) ve ΔFOSB tarafından pekiştirilir.''[1]
Kaynaklar
- G. F. Koob. (2006). The Neurobiology Of Addiction: A Neuroadaptational View Relevant For Diagnosis. Society for the Study of Addiction, sf: 25. doi: 10.1111/j.1360-0443.2006.01586.x. | Arşiv Bağlantısı
- R. A. Wise-M. A Robble, et al. (2020). Dopamine And Addiction. Annual Review of Psychology, sf: 83-84. doi: 10.1146/annurev-psych-010418-103337. | Arşiv Bağlantısı
- İ. T. Uzbay. (Sempozyum, 2007). Madde Bağımlılığının Nörobiyolojik Temelleri.
- D. J. Nutt, et al. (2022). The Dopamine Theory Of Addiction: 40 Years Of Highs And Lows. Nature Reviews Neuroscience, sf: 305-309-310. doi: 10.1038/nrn3939. | Arşiv Bağlantısı