Aslında siz de "çok önemli, gizemli, tanrı tarafından gönderilen bir yol gösterici" olarak görülebilirsiniz. Kehanetler nasıl yapılır ve nasıl yayılır anlamanız yeterli.
1) Birçok iddiada bulun.
Örneğin 1000 iddia uydur, 1'i tutarsa sadece tutan iddiayı vurgula. Geri kalan 999 iddia ile ilgilenme. Kişinin birçok iddiası var ama sadece birkaçına odaklanılıyor.
2) İddianı olabildiğince genel ve esnek tut.
Ayrıntılar için Tevfik Uyar'ın "İyi Kehânet Yapma Rehberi"nden faydalanabiliriz. Bu yöntemler ile Baba Vanga'dan çok daha iyi bir kahin bile olabilirsiniz.
İyi ve tutma olasılığı yüksek bir kehanette bulunmak istiyorsanız, konu seçimi çok önemlidir. Konunuz mümkün olduğunca çok sayıda insanı ilgilendirmeli. Örneğin önümüzdeki yıl nalburiye satışlarındaki değişim hakkında bir kehanette bulunursanız hitap ettiği kitle çok dar kalır. Kehanet yapmaya değmeyecek bir konu olur bu. Bu sebeple biraz daha makro ölçekli konular ele alınmalıdır. Şüphesiz bu konular:
Doğal afetler (deprem, sel, taşkın, küresel ısınma, iklim değişikliği, dolu, fırtına vb.),
Ekonomi (dolar, euro, modern kehanetlerin gözdesi bitcoin, borsa, uluslararası şirketler),
Siyaset ve Sosyoloji (otoriter rejimler, Avrupa Birliği, ABD, Trump ve risk teşkil etmeyen diğer liderler),
Ünlüler (oyuncu ve şarkıcılar ve kitlenize göre kraliyet aileleri)
Küresel terör ve savaşlar
Salgın hastalıklar
olabilir.
Bugünlerde zaten popüler ve gündemde olan bir konu seçimi, sizin daha duyarlı bir kâhin olduğunuzu düşündürecek, zaten insanlar da daha çok bu konularla ilgilendiği için, kehanetinizi daha geniş bir kitleye hitap eder hale getirecektir.
Her sene zaten meydana gelen olayları seçerseniz bilme şansınız artar. Örneğin hemen her yıl büyük bir deprem olmaktadır. Dolayısıyla söz konusu depremse, olay sadece zamanını ve kıtasını tayin etmekten ibaret hale gelir. Ancak deprem kehaneti konusunda rakiplerinizin de bol olacağını unutmayın… Gerçi o kadar da mühim değil, zira nasılsa bu gibi alanlarda hiç kimse birbirinin ayağına basmıyor.
NE ZAMAN: Tarih
Tarih bir kehanetin kalbidir; ama en azından sadece önümüzdeki yıl için bir kehanette bulunacağınızdan işiniz çok kolay. Burada azıcık da olsa matematik bilgisi işe yarayacaktır. Gözünüz korkmasın, sadece bölme işlemi… Şöyle:
Mesela yılın ilk yarısı / ikinci yarısı derseniz, zaman parametresinden gelen olasılık bileşeni sadece 1/2 olur. Yani yazı ya da turayı bilmekten ibaret. Üstelik bir iki aylık kaymalar o kadar da mühim değil, nasılsa takipçileriniz Barnum Etkisi sebebiyle, Mayıs ayında gerçekleşmiş bir olay hakkındaki kehanetinizi yine de yılın ikinci yarısında sayacaktır.
Eğer üçer aylık dönemlerden bahsederseniz, ki böylece daha “bilgili ve kendine güvenen bir kâhin” olarak görünürsünüz, bilme şansınızın zaman çarpanı 1/4 olur. Ancak buradaki kayma marjınız ancak bir ay olur. Mesela “Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları çok önemli… Bu sıralarda ekonomik bir dalgalanma meydana gelebilir” derseniz, Nisan bir derece kabul edilebilir ama Mart olmaz. Ama 1/4 de gayet iyi bir olasılıktır. Arka arkaya iki kez yazı geleceğini bilmek kadar kolay.
Spesifik bir ay verirseniz bilme olasılığınız 1/12’ye kadar düşer. Bu hatayı yapmayın. Sadece Haziran demekle “Haziran-Temmuz aylarında” demek arasında algılanan “sözde bilgelik” açısından bir fark yoktur. En azından iki ay telaffuz ederek şansınızı bir zarın ne geleceğini bilmeye kadar yükseltebilirsiniz. Bir diğer taktik olarak da “Mayıs ve Temmuz ayında” demenizi öneririm. Hem iki ay için kehanette bulunuyor gibi yaparsınız, hem de bahsettiğiniz olay Haziran’da gerçekleşirse bilmiş gibi övünebilirsiniz.
Ama şüphesiz en iyisi “Eylül’den önce” ya da “Mart’tan sonra” gibi yılın büyük kısmını içeren ifadelerdir. Böylece ½’den daha yüksek olasılıklara sahip olursunuz.
NEREDE: Coğrafya
Dünya 7 kıtadan oluşuyor. Avustralya’da genelde bir şey olmuyor, oluyorsa da ülkemizde pek önemsenmiyor. Antarktika’da da buzulların kopması dışında kehanete değer bir olay yok, ki küresel ısınmayla ilgili bir kehanette zaten bulunacağınız için bu kıtayı da dışlayabiliriz. Geriye kalıyor 5 kıta…
Bir kehanette bulunurken bu kıtalardan yüz ölçümü büyük, olayları bol olanlarını seçerseniz, kehanetiniz tadından yenmez. Tek kehanette iki kıtadan bahsederek yüzölçümü olarak Dünya’nın yarısını içerme şansınız var. Bunu mutlaka kullanın. Ayrıca “Avrasya” diyerek Avrupa ve Asya kıtalarını birleştirip, sanki tek bir bölge için kehanette bulunuyormuş gibi de yapabilirsiniz.
Eğer konusu karışıklık, otoriter rejim, iç savaş, terör eylemleri gibi kehanetlerde bulunacaksanız, kehanetinizi Orta Doğu ile sınırlamanız size tutturma şansı açısından pek bir şey kaybettirmez. Ama rakipleriniz (her ne kadar ayağınıza basmayacak olsalar da) Orta Doğu kelime çiftini bol bol kullanarak konuyu eskitmiş olabilirler. “Mezopotamya ve çevresi” vb. ifadelerle spesifik olmaya çalışabilirsiniz. Böylece olduğunuzdan daha entelektüel görünme ihtimaliniz de artar.
NASIL: Eylem ve detaylar
Konu belli. Zaman ve mekân da belli. Şimdi geldik eylemin kendisine.
Türkçe’de yüklemin önemi büyük. İnsanlar nihayetinde yüklemin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakacaklardır. Diğer her bilgi de buna bağlı… Merak etmeyin, kimse nasılsa kehanetiniz gerçekleşmiş mi gerçekleşmemiş mi bakmayacak. Zaten siz de söyledikleriniz tutmayınca utanacak biri değilsiniz. Ama “ola ki birileri bakar” diye endişeleniyorsanız aşağıdaki birkaç prensibi uygulamanızı tavsiye ediyorum:
Vektörel (yönlü) büyüklükler ifade etmekten kaçının. “Artacak”, “azalacak” yerine “dalgalanacak”, “değişim yaşanacak” deyin. Artsa da azalsa da zafer sizin!
Sayı vermeniz gerekirse vermeyin. “Kayda değer bir kitle”, “Büyük bir çoğunluk” gibi belirsiz büyüklükler verin.
Üst limiti az çok tahmin ediyorsanız kullanın. Ama “on binlere varan…” diye kullanın. “X < 10.000” eşitliği sağlandığı sürece haklı olacaksınız.
“Kötüler dışarı, iyiler içeri” prensibi: Olayın sonuçları çok kötüyse, bu kitlenizin yaşamadığı bir ülkenin başına gelsin. Sakın ola “İstanbul’da deprem olacak!” demeyin. Hem kehanetinizin hatırlanma riski artar, hem de takipçileriniz korkar. Onun yerine “Güneydoğu Asya’da deprem olacak” deyin mesela… İyi olaylar için coğrafi bir sınırlamaya gerek yok.
Aslında genel olarak gelecek zaman kipinde cümleler kurmak yerine, ihtimal bildiren, “-ebilir, -abilir” ile biten cümleler kurun. Ancak söyleminizin tamamının bu fiillerden oluşması özgüveniniz konusunda soru işaretleri yaratır. Bu nedenle yukarıdaki tavsiyelerimize uyarak oluşturduğunuz, tutma ihtimali en yüksek olan bir kaç cümlenizde gelecek zaman kullanabilirsiniz.
Ufak tefek gezegen adları filan kullanabilirsiniz. Bilimsel terimlerden faydalanmak da algılanan “bilgeliğinizi” artırır.
Sonucu “toplumun onu becerme” kabiliyetine bağlayabilirsiniz. Olursa ne ala… Olmazsa “toplum beceremedi” der, işin içinden çıkarsınız (Bkz: Dördüncü kehanet).
Uygulama
Haydi şimdi hep birlikte birkaç kehanet oluşturalım:
“2019’da Mayıs ayına kadar geçecek sürece özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Onbinlere varan insanı yerinden yurdundan edecek bir savaş veya çatışma olabilir. Mezopotamya ve çevresi bu bakımdan risk altında…”
“2019 küresel ısınma açısından bildiklerimizi değiştirecek bir yıl olacak. İklim değişikliğinin sandığımızdan daha vahim olacağını anlayacağız. Hava sıcaklıkları kayda değer miktarda artacak ve özellikle Amerika’da şiddetli fırtınalar meydana gelecek.”
“Yılın ikinci yarısında Afrika’da başlayan bir salgın hastalık yüz binlerce insanı etkileyecek. Hepimiz Dünya Sağlık Örgütü’nün önlemlerinin işe yarayıp yaramadığının izleyicisi olacağız.”
“Ülkemizde barış ve kardeşliğin değerini daha da anlayacağımız bir yıl olabilir bu yıl. Venüs’ün pozisyonunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Sevginin gücünü hep birlikte anlayacağız.”
Kaynaklar
- Tevfik Uyar. İyi Kehânet Yapma Rehberi. (21 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 17 Şubat 2021. Alındığı Yer: Yalansavar | Arşiv Bağlantısı