Avrupa'da ilk medeniyet kıvılcımlarına M.Ö 700'lü yıllarda Antik Yunan şehir devletleri ile rastlıyoruz. Bu döneme kadar gelişmiş medeniyetler; Mezopotamya, Nil Deltası ve İndus Vadisinde M.Ö. 3500 yıllarına kadar gitmektedir. Bir karşılaştırma yaparsak dönemin Avrupalıları Ortadoğululara göre; yazıda, edebiyatta, sanatta, mimaride, devlet yönetiminde, şehirleşmede, eğitim kurumlarında ve bilimsel açıdan; astronomi, geometri, matematik, yapı mühendisliği, tıp, gibi bilim dallarında "geri kalmışlardır" demek bile çok iyimser bir açıklama olur.
Antik Yunan şehir devletlerinin mirası olan ve M.Ö. 8. yüzyılda kurulan Roma Krallığı (M.Ö. 753- M.Ö. 509), devamında gelen Roma Cumhuriyeti (M.Ö. 509- M.Ö. 27), cumhuriyetin yıkılışı ile Roma İmparatorluğu (M.Ö. 27- M.S. 395) ilk gelişmiş medeniyetler zinciri olarak karşımıza çıkar. Avrupa tarihi boyunca en büyük etkiyi yapmış olan Roma yönetimlerinin, diğer medeniyet ve devletlerden ayıran "sıçrama tahtasjı" cumhuriyet yönetiminin getirdiği farklılıklar ve üstünlüklerdir. Bu dönem ayrı bir başlık altında incelenmeli, çünkü etkileri sadece yönetimsel olarak değil; bilim, sanat, felsefe alanında da büyük ilerleme kaydedilmesine neden olmuştur.
Cumhuriyet Yönetimi: Cumhuriyetin ilanı Romalı soyluların isyanı ve kralı tahttan indirmesi ile başlamıştır. Bu dönemde iki grup vardır soylular (Lat: Patrici) ve halk (Lat: Pelp). Patriciler senatoda görev yapabilen, yönetimde söz sahibi olan kişilerdi. Alınacak kararlar, tartışılır ve oy çokluğu ile alınırdı. Zamanla pelplerin meclise karşı isyanları neticesinde aristokratların ayrıcalıkları sınırlandırıldı ve pelp sınıfının yönetime girmesi ile daha çoğulcu bir yönetim sağlanmış oldu. Günümüz demokrasilerinde benzer yönetim şekli hala uygulanmaktadır.
M.Ö. 44 yılında Jule Sezar'ın daimi diktatör atanması ve devamında Augustus'un imparator olarak tanınması cumhuriyet dönemini sonlandırdı. Yaklaşık 1800 yıl boyunca Avrupa'da çoğulcu demokratik yönetim şekline bir daha rastlamıyoruz. Fakat aydınlanma dönemi sonrası, Avrupa parlamentolarının şekillenmesinde başrol oynamıştır. Diğer yandan, bu dönemin en önemli düşünce yapısı stoisizmdir ( Stoacılar için insanın temel amacı mutluluktur. Mutluluğa ulaşmak içinse doğaya uygun yaşamak gerekir. Dolayısıyla doğaya uygun yaşamayı felsefi olarak benimsemişler ve dünya vatandaşlığını savunmuşlardır. "Mutluluk, dış koşullara bağlı olmamalıdır" önermesini dile getirmişlerdir).
Kavimler göçünün etkileriyle Roma yönetimi çökmüş ve Avrupa kaotik bir dönem girmiştir. Tabi bu dönem, Hristiyanlık dininin ve öğretilerinin de etkili olduğu bir dönemdir. Yönetim şekli ilk dönemler feodal (Tür: derebeylik) bir yapıdır. Feodal yapıda, yönetim kendi içinde bağımsız iken, Roma Katolik Kilisesi etkisi altında birbirleri ile organik bağları olan ve kilisenin yönlendirmesi ile ortak kararlar alabilen (Haçlı Seferleri gibi) bir süreçten bahsetmek mümkün. Döneme damgasını vuran hakim felsefe Skolastik düşüncedir (Orta Çağ zamanında kilise baskısı oldukça yoğunken özgür düşünmenin var olmadığını savunan dar düşünme biçimidir. Skolastik düşüncenin bir diğer özelliği de bilinen düşünce dışında başka fikirlere yer vermemesi, başka fikirlere açık olmaması durumudur). Özellikle Katolik Kilisesinin etkisi ve feodal yapının halk üzerindeki olumsuz etkileri, Avrupa'yı ortaçağ karanlığı olarak isimlendirdiğimiz kısır ve kargaşa dolu bir döneme sokmuştur.
Feodal yapının hüküm sürdüğü dönemde, 10 yüzyıl başlarında monarşilerin ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Fransa'da 987 yılında, Almaya'da (o zamanki adıyla Kutsal Roma Germen İmparatorluğu) 911 yılında ve İngiltere'de 1066'da monarşiler kurulmuş oldu. Tüm bu olumsuz durumlara rağmen Prof. Dr. Oral Sander'e göre (1940-1995) Avrupa bazı gelişmeler de göstermiştir. Nedenleri ile sırlayacak olursak.
-Ağır sabanın kullanılması sonucunda yeni tarım arazileri açılmış buna koşut olarak da üretim artmıştır.
-Feodalizm ve şövalyelik ya da askeri gücün tabi buna koşut olarak da güvenliğin görece artması.
-Ticaretin başlaması ve yeni yeni kentlerin oluşmaya başlaması.
-Kilise ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ittifakı, ulusal monarşiler, feodal lordlar ve yeni oluşan kentliler arasındaki siyasi çekişmeler.
17. yüzyıl başlarında monarşinin yerine mutlak monarşilerin güçlenmesi, (mutlak monarşi, y2asama ve yürütme kuvvetlerinin hükümdarda toplandığı bir hükûmet sistemidir. Bu sistemde, devlet içinde tek ve en büyük otorite sahibi hükümdardır). Kilisenin bazı reformlar yapması , yönetimler üzerinde etki ve baskısının azalması, Prof. Pierson'a göre bu dönemin etkilerini şu şekilde sıralar.
-Dünya, kendisinden üstün otorite tanımayan devletlere bölünmüştür. -Yasama, yürütme ve yargılama erkleri bu devletlerin eline geçmiştir. -Uluslararası hukukun olmadığı ve sorunların askeri usullerden çözüldüğü bir ortamdır. -Sınır sorunları sadece ilgili devletleri ilgilendirir. -Hukuki açıdan devletler eşittir fakat güç açısından bu geçerli değildir. -Devlet ve halk arasındaki ilişki yalnızca askeri amaçlar için gerçekleşir. -Devletlerin ortak temennisi özgürlüğü sağlamaktır.
Bu dönem Avrupa'da; Rönesans ve Reformların etkilerinin yanı sıra, denizciliğin ilerlemesi, yeni deniz ticaret yollarının bulunması, ticaret ve ticaret adamlarının güçlenmesi, kapitalizmin geçerli ekonomik sistem haline gelmesi, yurttaş-hristiyan ayrımının yapılarak yurttaşlık bilincinin artması, sömürge ülkelerinin kurulması ve büyük sermayenin bu kıtada toplanmasının tüm bunların etkisi ile bilim ve teknikteki ilerlemeler Avrupa'yı diğer kıtalardaki devletlerde her anlamda daha ileriye taşımıştır.
1789 Fransız ihtilali ve arkasından gelen ulus devlet bilinci, monarşilerin sona ermesine ve demokratik yönetimlere kapı açmıştır. 1763 yılında buhar makinasının icadı gene bu kıtada ilk sanayi devletlerinin ortaya çıkması ile kıta ülkelerini 19. ve 20. yüzyıla yön veren sanayi devletleri haline getirmiştir.
Uzun bir cevap oldu, ama pek çok detayı atlamak zorunda kaldığımı belirtmek isterim. [1]Kaynak zorunluluğu getirdiğiniz için wikipedi kullanmak zorunda kaldım. Ancak yazdıklarımın çok azı buradan alıntıdır. Avrupa tarihi için pek çok kaynağın ve kitabın ayrıca incelenmesi gerekir.
Kaynaklar
- Anonim. Kıta Tarihi. (13 Şubat 2007). Alındığı Tarih: 5 Mayıs 2023. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı