Merhaba,
Atomları "Atom mikroskobu" sayesinde görebiliriz.
Atomlar moleküllerden çok daha küçük ve bu kadar küçük oldukları için de bugüne dek yapamadığımız kadar hassas ölçümler yapmamızı sağlayabilirler. Bu hassas ölçümler, bilimde büyük gelişmelerin kapısını aralayabilir.
Örneğin, 1600’lerde yaşayan Isaac Newton’dan beri yerçekimini biliyoruz.
Kütleçekimin Ay’ı, Dünya’yı, Güneş’i birbirine bağladığını ve komşu yıldızlarla galaksiler dahil, çok uzak mesafelerde etkili olduğunu da biliyoruz.
Ancak, yerçekiminin birkaç milimetre ve daha kısa mesafelerde etkili olup olmadığını bilmiyoruz! Çünkü tek tek atomları doğrudan göremiyoruz ve yerçekiminin bu atomlar üzerindeki etkisini ölçemiyoruz.
Elektron mikroskobu, bize atomları dolaylı yoldan görme şansı veriyor ama bu ölçümler, yerçekiminin varlığını kısa mesafelerde ölçecek kadar duyarlı değil.
Atom mikroskopları ise farklı. “Atom Optiği” ile, yerçekimini atom ölçeğinde test edebilir, gizemli kütleçekim dalgalarını keşfedebilir ve bu sayede kuantum kütleçekim kuramını modelleyebiliriz.
Bugüne kadar evrendeki 3 temel etkileşimi bilimsel olarak açıklamayı başardık: Elektromanyetik etkileşimin yanı sıra güçlü ve zayıf nükleer etkileşimi biliyoruz (bunlara eski terminoloji ile fizik yasaları veya doğa kuvvetleri diyorduk).
Ancak, kütleçekimin gizemini henüz çözemedik ve bu nedenle, Einstein’ın Görelilik Teorisini, Kuantum Fiziğine bağlayamıyoruz. Denklemler hata veriyor. Oysa kütleçekim dalgaları, iki teoriyi birbirine bağlayarak kuantum kütleçekim kuramını geliştirmemize yardım edebilir. Doğadaki bütün fiziksel etkileşimleri tek bir “Her Şeyin Teorisiyle” açıklamak harika olur. Bunun yolu, atom mikroskobundan geçiyor.
Kaynaklar
- Yazar Yok. 1.Kaynak. (2 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. 2.Kaynak. (2 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 2 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı