Hesaba katmamız gereken 2 ana kuvvet var:
Gaz basıncı. Gaz parçacıkları birbirlerinden sıçradıkça dışarı doğru bir basınç oluştururlar ve gaz, dışarıdaki bir kap veya kuvvet tarafından sınırlandırılmadığı sürece genişler. Dünya atmosferi böyle bir basınç yaratır (biz buna atmosfer basıncı diyoruz) ve atmosferdeki tüm atomları birbirinden uzaklaştırmak, dolayısıyla uzaya itmek ister.
Yer çekimi. Dünya'nın kütlesinin yarattığı yerçekimi, atmosferdeki tüm atomları Dünya'nın merkezine doğru çekmek ister. Bu kuvvet atmosfer basıncına karşı gelir.
Gaz basıncı ve yerçekiminden oluşan iki karşıt kuvvet, Dünya yüzeyinden biraz uzakta bir denge bulacaktır. Atmosferi olan tüm gök cisimleri için bu aynı şekilde çalışır. Cismin yerçekimi ne kadar güçlü olursa, atmosfer de o kadar fazla çekilip yüzeye doğru sıkıştırılacaktır. Atmosferin gaz basıncı ne kadar güçlü olursa, yüzeyden o kadar uzaklaşacaktır. Gaz basıncı yeterince yüksekse, atmosfer gerçekten de uzaya kaybolacaktır. Aksi takdirde yer çekimi ile bir denge kuracak ve bu da yüzeyden belli bir mesafeye kadar nispeten dengede olan bir atmosfer oluşmasına neden olacaktır. Dünya'da, atmosferik basınç ve gezegenin yer çekiminin net kuvveti, yüzeyden yaklaşık 100 kilometre yüksekliğe kadar bir atmosfer oluşmasına neden olur. Diğer gezegenlerde ise bu durum yerçekimine ve atmosferik bileşimlerine bağlı olarak değişiklik gösterir.[1]
Kaynaklar
- www.spacecentre.nz. Why Doesn't Earth's Atmosphere Escape Into Space?. Alındığı Tarih: 23 Ağustos 2023. Alındığı Yer: www.spacecentre.nz | Arşiv Bağlantısı