Sizin düşünsel olarak herhangi bir şeyi yaparken keyif almanız için hayal dünyanızın 'tad'ına ihtiyacınız var. Ve tad aldığınız herşey gibi aşkın da 'tadı' var. Bu yüzden Aşkı aşk yapan şey aşkın kendisinde değil sizdedir. O tadı yaratan, veren, ekleyen, o tadı alan sizsiniz. Bu nedenle aşka ihtiyacımız var mı sorusu yanlış bir sorudur çünkü aşk zaten sizsiniz ve de sizde. Bu olmasa hiç bir şeyden keyif veya tad almanız mümkün olamazdı. Aşkın zihinsel imgedeki karşılığı budur. Yani aşkın gerçek özünde bu 'tadlar' vardır. Bu tadları zihninizin herşeye eklemesi mümkündür. Zihninizin süslediği herşeyde aşk vardır yani siz varsınızdır. İnsanlar fark etmese de hayatlarında her zaman aşk vardır. Bazen bir insana bazen başka bir şeyle ilgili olarak insanın kendisinde açığa çıkar. Aldığınız tüm bu tadların özünü aşk oluşturur. Bu yüzden dedim zaten aşk sizsiniz ve siz aşktan oluştunuz. Sonsuz hayal gücünün ve bu yüzden sonsuz aşkın eserisiniz. Aşkın kimyası ne olursa olsun aşk bir hayale dayanır. Bu hayali yaşar ve bu hayalden tüm bahsettiğimiz tadları alırsınız.