Bağışıklık sistemi vücuda yabancı etkenlerin girmesi veya vücut bütünlüğünün bozulması durumunda aktive olan bir savunma sistemi. Beyin gibi bir merkezden yönetilen bir sistem değil.
Işlevini devriye gezen bazı hücrelerin yabancı etkeni veya bütünlüğün bozulduğu noktayı tespit etmesiyle önce bir olay yerinde müdehale ve bu devriye gezen hücrelerin salgıladığı proteinler ve enzimler aracılığıyla daha özelleşmiş savunma hücrelerinin olay yerine toplanmasıyla yapıyor. Tehlike atlatıldıktan sonra bu hücrelerin bir kısmı bellek hücrelerine dönüşüp vücutta devriye gezmeye devam ediyor ve tehlike ile tekrar karşılaşırsa kendini klonlayarak çoğalıyor veya bir daha etkenle karşılaşmazsa azalarak yok oluyor. Ama bilginin depolandığı veya geri dönülüp bilgi aktarılan merkezi bir organdan bahsedemeyiz.
Bağışıklık cevabın sürekliliği için belirli aralıklarla aynı etkene maruz bırakarak bellek hücrelerinin sayıca artışı için uyarmak gerekir. Yoksa çok sık karşınıza çıkmayan bir etkenin bilgisini saklamayı akıl edecek bir bilinci yok bağışıklık sisteminin. Ki beyin dahi unutmaya meyilli ve en korunmuş görünen DNA dizilimimiz dahi atasına göre çok farklılaşmış. Evrimin stratejisi değişime en hızlı şekilde ayak uydurmak üzerine sanırım.