Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Anonim
Anonim Üye
2

Aşık olmamanın bir yolu var mı?

406 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Görkem Öge
Sinema yazarı

Günümüzün yaygın kullanımdaki anlamı ile aşk aslında yeni bir kavram. 19. yüzyılda romantizm akımı ile ortaya çıktı. Karşı cinse duyulan ve onunla birlikte olunmadığı takdirde kişinin hayatını sürdürmekte zorlandığı, cinsel anlam da içeren türden bir sevgi ve bağlılık duygusu. Daha önce de aşk vardı ama romantizm akımından önceki aşk, edebiyatta, sanatta ya da tıpta bir çeşit aşırılık ve sorunlu bir duygu olarak tasvir ediliyordu. Yani Truva'lı Helen'den tutun da Osmanlı saraylarındaki tutkulu harem aşklarına, Anna Karenina'ya kadar yanlış kişiye karşı hissedildiğinde ülkelerin yıkımlarına, savaşların çıkmasına ya da kişilerin kendilerini öldürmelerine neden olan, saplantılı bir ruh hali. Sorunsuz bir şekilde yaşandığında da eşler arasında yaşandığı için yansımalarının ve hatta varlığının en fazla yatak odasına hissedildiği bir olgu. Toplumda, sokakta aşk pek rastlanan bir şey değildi. Modern Sanatın ortaya çıkması ve Romantizm akımı zaten Sanayi Devrimi ile ortaya çıktı ve kadının toplumdaki rolü de bu dönemde değişime uğramaya başladı. Bu dönemden önceki, tarihi belirsiz tarım çağında kadın zaten edilgendir, evde oturur, çocuğuna evine bakar, erkeğin uzantısıdır. Eş seçerken de kendi iradesi çok da önemli değildir ya da en fazla biraz insaflı ve kızını seven babalarca dikkate alınır. O nedenle kadının aşk hissetmesi ve aşkının doğrultusunda kendi kafasına göre hareket etmesi bu dönemden önce pek görülmez. Bunu yaparsa da belki öldürülür, belki dışlanır vs.

Toplumdaki bu anlayışla erkek de bir kadını görür, beğenir ve arzulardı. Erkeğin bir kadını elde etmesi için illa aşk gibi yüksek duygulanma yaşaması pek söz konusu değildi.

Bu bağlamda "aşık olmamanın bir yolu var mı?" diye sorarken kastınız, illa birini, kafayı bozacak kadar sevmek ve arzulamak, onunla üremek için delirmek ise hayır. Böyle bir zorunluluk yok.

Tüm Reklamları Kapat

Ama hemen her canlı gibi siz de üremeyi isteyeceksiniz muhtemelen. Bunun için de bir partner seçeceksiniz. Ve yine muhtemelen bu kişi de seçenekler arasında en fazla arzuladığınız kişi olacak, umarım öyle olur. İşte o kişiye hissedeceğiniz duyguyu da aşk olarak adlandırmak pek yanlış sayılmaz. Aksi halde hiç ya da pek bir şey hissetmediğiniz ya da çok da arzulamadığınız biriyle üremeyi planlamanız da sizin takdiriniz ama bu, günümüzde pek tercih edilen bir ilişki biçimi değil. Hatta tam tersine artık bu duyguyu hissetmek, üremekten çok daha önemli hâle gelmiş durumda.

Bunun belirgin bir yolu olduğunu sanmıyorum çünkü aşk zaten, (benim için aşkın tanımını yapıyorum şimdi) "kendi geninizle birleştirmeyi uygun gördüğünüz geni fark ettiğinizde hissettiğiniz mutluluk ve coşku hali" olduğu için bu geni görmemek, görürsen görmezden gelmek, bunu da başaramazsan ondan uzak durmak falan gibi yollar akla gelebilir ama bunların hiç biri pek uygulanabilir görünmüyor. İçten gelen bir his bu. Baskılanması güç. Hatta, siz bu kapsamda mısınız bilemem ama "ben asla aşık olmayacağım" ya da "ben evlenmeyeceğim" diyen kişiler (benim eşim gibi) genellikle aşkı ya da eşi bulduklarında dünya atlama şampiyonasında altın madalyayı kazanacak kadar başarılı performanslar sergiliyorlar genelde. Hem de antrenmansız ve hazırlıksız... :) Ya da belki de hazırlıksız ve antrenmansız oldukları için bu kadar başarılı oluyorlardır, kim bilir.

Elbette bu sohbette dile getirdiklerimiz bilimsel ya da kanıtlanabilir değil ama işin bilimsel tarafı için şu kadarını söyleyebiliriz: evrimsel üreme eğiliminin doğurduğu, bir karşı cinse (ya da belki eşcinse, işin bu kısmı bulanık) duyulan yakınlaşma hissi gayet bilimsel ise, bu kişinin seçilmesi süreci de gayet evrimsel, doğal ve cinsel seçilimle ilgili ve bu seçilimin, tercih edilen bireye duyulan his olan aşk da gayet evrimsel ve bilimsel bir olgudur. Yukarıda söylediğim, romantizm akımının, sanatın hatta dinlerin tanımladığı saplantılı duygu durumunu illa yaşamak zorunda değilsiniz. Burada görülüyor ki konu aslında sizin aşkı nasıl tanımladığınızla ve kabul ettiğinizle ilgili. Bu nedenle size en kısa haliyle şöyle cevap verilebilir: Toplumun tanımladığı aşık duygusunu hissetmek zorunda değilsiniz ama en azından birini seçecek kadar bir özel hisse kapılmanız gerekli gibi görünüyor. İnsanlığın aşk dediği bu duygu durumuna da artık kendinizce bir isim verebilirsiniz.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close