Selam.
Sorduğunuz soru Etik disiplini içerisindeki iki farklı alanı kapsamaktadır. İlk olarak bu sorunuzla ilişkili olarak dergi ekibimizden Talha'nın şu yazısı dikkatinizi çekebilir; https://evrimagaci.org/ahlak-felsefesine-giris-neye-gore-kime-gore-7828
Öncelikle Metaetik adını verdiğimiz disiplinde "iyi" ve "kötü" gibi kavramların ne anlama geldiği tartışılır ahlaki bir zeminin var olup olmadığı sorusuna yönelir. Teorik anlamda bu kavramları tanımının ne olacağını ya da eylemlerimizden bağımsız olarak ele alıp alamayacağımız bu alandaki temel tartışma alanlarından biridir. Özellikle Moore bu problemle en kapsamlı şekilde ilgilenmiş Metaetikçiler'den biridir.
Diğer yandan Normatif Etik adını verdiğimiz disiplinde ise eylemlerimizi iyi/doğru ve kötü/yanlış olarak sınıflandırmamıza yönelik bir dizi kuram üzerinde durulur. Örneğin Sonuçcular ve Faydacılar genel hatlarıyla eylemlerimiz sonucunda doğan sonuçlara göre hareket etmemizin doğru olduğunu varsayarken, Deontolojik gibi yaklaşımlar eylemlerimizin sonuçlarından ziyade belli türden yasa ve ödevlere uyup uymadığına göre değerlendirmeyi tercih eder.
Diğer yandan bu soruya dair şahsi fikrim çok net değil, eylemlerimizde sonuçların mı yoksa belli türden yasaların mı (ya da erdem etiğinin öne sürdüğü karakter gelişiminin mi) daha makul olduğu sorusu oldukça zor; çünkü tüm kuramların az veya çok bazı açıkları ve noksanları var gibi görünüyor. Belki bireysel eylemlerimizde biraz daha erdem etiğine yaslanır kamusal ve büyük çaplı eylemlerde Sonuçcu yaklaşmak makul olabilir.