"Genelde Sokrates öncesi filozofların en çok kafaya taktıkları konudur" dersek abartmış olmayız. Thales; "her şey sudan türemiş ve ona dönecektir" demiştir. Anaximander; "sınırsız, belirsiz, tanımsız (Aperion)" olarak savunmuştur. Anaximenes; " hava yoğunlaşarak toprak ve suya, seyrelerek ateşe dönüşür, yani yoğunluk değişimi farklı formları oluşturur" fikrini ileri sürmüştür. Herakleitos; "her şey akar" demiştir. O'na göre, her şey değişim halindedir ve bu değişimin sembolü ateştir. Demokritos ise, (bana göre) nokta atışı öngörüye sahiptir; evrenin bölünemez küçük parçacıklardan (atomlar) oluştuğunu, farklı özelliklerinin çeşitliliği sağladığı görüşünü ileri sürmüştür. Aristotales; hava, toprak, su ve ateşin yanına 5. bir element eklemiş ve "esir" olarak tanımlamıştır. (Felsefe ile ilgilenen Ayça Gür hanım, umarım bu kısa özetimde hata yaptığımı düşünmez).
Arkhe'nin ne olduğunu güncel bilimsel veriler ile tanımlamak, henüz mümkün görünmüyor. Ama en azından cevabın, "Büyük Patlama" olarak tanımladığımız sürecin ilk başlangıç anında saklı olduğunu tahmin edebiliriz.
Bu andan itibaren okuduklarınız kişisel görüşümdür. Pek çok filozof gözlemlerine göre fikir yürütmüş, benim neyim eksik 😊. Bana göre; Arkhe bir hiçtir veya hiçliktir. "Büyük Patlama" ise hiçliği artı ve eksilere ayırmıştır. Evrendeki tüm artı ve eksileri toplarsanız sonuç sıfır olur, yani hiçliğe ulaşırsınız. Böyle bir varsayımda bulunmamın elbette bazı nedenleri var: Evrende her parçacığın anti parçacığı da vardır ve kuantum dalgalanmalarında da süreç kendini tekrarlar durur. Parçacık ve anti parçacık çiftleri oluşur ve bir araya geldiklerinde tekrar yok olurlar.
Elbette bu görüşümde Hawking'in öngörüsü de etkilidir: "Evrendeki tüm maddenin kütleçekimsel potansiyel enerjisi, maddenin kendisinin enerjisine eşit ve zıt işaretlidir. Bu, toplam enerjinin sıfır olmasını sağlar".
Sonuç olarak; hepimiz ve her şey aslında bir "hiçtir", varlık ise sadece yanılgıdan ibarettir, varlığın Arkhe'sini aramak boşuna bir çabadır.