Antik şehirlerde üst üste yapılanma yaygındır. Yapılanma için seçilmiş yer genellikle su kaynağı yanında olmak veya korunaklı bir tepede olmak gibi bir avantaja sahip olur. Bu sebeple şehir istilaya da uğrasa, yangın, deprem veya sel gibi bir doğal afetle de karşılaşsa yeni yapılanma eski yerleşim alanı üzerinde yükselir. Bu katmanlı yapıya örneklerden beri Çanakkale Truva'dır. Şehrin depremlerin ve savaşların etkisiyle defalarca zarar görüp yeniden aynı alan içinde yapılanarak kat kat çıkıldığı görülmekte.
Istanbul'da da benzer şekilde yapılanmalar var. Örneğin Istanbul Sultan Ahmet Meydanı'nda bulunan Hipodrom denilen anıtsal taşların bulunduğu alan Sultan Ahmet Cami'sinin temeli için kazılan alanın harfiyatıyla doldurulmuş ve anıtsal taşlar çukurda kalmıştır. Yine Haliç, Üsküdar ve Kadıköy'de taş devrinden kalma yerleşim izlerine rastlanmakta ve Istanbul şehri de aynı yerde bin yıllardır üst üste yapılanmaya devam etmekte.
Bunun dışında terk edilmiş şehirler var. Bu şehirler zaman içerisinde sahip olduğu avantajı kaybetmiş (örneğin kuraklık sonucu) ve zamanla üstü doğal yollarla (kum fırtınası, toprak kayması vs) kapanmış.
Bir dönem Göbeklitepe için bilinçli olarak toprakla doldurulmuş ve terk edilmiş gibi bir yorum yapılmıştı ama bunun doğru olmadığını savunuyor arkeologlar. Biraz Göbeklitepe'yi gizemli, mistik yapıp turist çekmek için bir Kabe imajı yaratılmaya çalışıldı anlaşılan. Ama gerçekte Göbeklitepe'nin nerdeyse %2'lik bir kısmının sadece açılmış olduğu ve aslında yerleşim yeri olarak kullanılmış olduğu ve yine çeşitli katmanlarının olduğu düşünülüyor.
Arkeolog Mesut Alp'in YouTube kanalında arkeoloji ile ilgili güzel yayınlar bulabilirsiniz.
Kaynaklar
- M. Alp. Göbeklitepe'den Karahantrpe'ye Ilk Yerleşim Yerleri. (15 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 2 Kasım 2020. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı