Öncelikle ilaçlar tedavi edicidir. Genelde oldukça işe yararlar ve ağır vakalarda işe yarama ihtimali, hafif vakalara göre daha fazladır.
Özgül bir ilaç denemesindeki başarısızlık, klinisyeni bir dizi olasılığı düşünmeye sevk etmelidir.
Birincisi, baştaki tanı doğru muydu? Bu değerlendirme içinde aynı anda var olan tanı almamış bir bozukluğun olma ihtimali veya yasadışı ilaç veya alkol kötüye kullanımının düşünülmesi gerekir.
İkincisi, kişi ilacı tarif edildiği şekilde aldı mı?
Üçüncüsü, ilaç uygun zaman periyodunda yeterli dozda verildi mi? Kişiler aynı ilaç için değişen absorbsiyon ve metabolik hıza sahip olabilir ve eğer mümkünse bu değişkeni belirleyebilmek için plazma ilaç konsantrasyonları elde edilmelidir.
Dördüncüsü, ilacın yan etkileri orijinal hastalıkla bağlantısı olmayan işaret ve belirtiler üretti mi? Eğer ürettiyse, bu etkiler terapötik yanıtı etkisizleştirdi mi?
Örnek olarak antipsikotik ilaçlar psikotik geri çekilmeyi andıran akinezi yapabilir; gelişen akatizi ve nöroleptik malign sendrom ise artmış psikotik ajitasyona benzerlik gösterir. SSGİ'ler depresyon belirtilerine benzer şekilde yorgunluk, uykusuzluk ve emosyonel küntlük gibi belirtiler yapabilir.
Beşincisi, Kişinin aldığı psikoterapötiğin etkisini azaltacak şekilde içtiği başka bir ilaçla farmakokinetik veya farmakodinamik etkileşimi var mıdır?
Optimal ilaç seçimi ve kullanımına rağmen, bazı hastalar tekrarlayan ilaç denemelerine yanıt vermede başarısız olmaktadır.[1]
Kaynaklar
- B. J. Sadock. Kaplan & Sadock's Pocket Handbook Of Psychiatric Drug Treatment. ISBN: 9781496389589.