Epey sıra dışı bir soru.
Analitik felsefe çoğunlukla anglo-sakson yani ingilizce konuşan dünyada egemen olan, 20. yy ortaya çıkmış, dil-mantık ilişkisini merkeze alarak doğmuş bir felsefe geleneğidir. Öncül Analitik Felsefe Dergisi'nin manifestosundan bir bölüm paylaşarak 5 kaynak yazı önereceğim.
"Bize göre,
Doğa bilimleri başta olmak üzere her türlü sosyal bilimin felsefi tartışmalarda bize kısmen ya da doğrudan rehberlik etmesi gerekmektedir. Bu görüş bilimin doğruya ulaşmanın tek yolu olduğu şeklinde özetlenebilecek “Bilimcilik” görüşüyle karıştırılmamalıdır. Bizim vermek istediğimiz mesaj, felsefenin bilimsel veri ve metotlardan da yararlanabileceğidir. Felsefe en azından bir dereceye kadar diğer bilimlerle belli bir düzeyde ilişki sahibi olmalıdır.
Felsefenin sahip olduğu dil olabildiğince açık ve anlaşılır olmalıdır. Düşünce deneyleri ve hikâyeleştirmeler anlaşılır olmalıdır. Terimler iyi bir şekilde tanımlanmadan kullanılmamalıdır.
Felsefe argümantatif bir disiplindir. Bir şey söylediyseniz onu bir şekilde gerekçelendirmeye çalışmanız gerekir. Bu gerekçelendirilme mantık ilkeleri ile tutarlı olmalıdır.
Felsefe gerçekliğin doğasıyla ilgili objektif gerçeklere ulaşma amacı taşımalıdır. Subjektif konuları felsefe dışına itmemekle beraber aradaki sınırı belirginleştirmek gerekmektedir.
Bir şeyi kimin, hangi toplumsal koşullar altında ve ne tür önyargılara sahip olarak söylediği ikincil öneme sahiptir. Önemli olan düşünceyi öne sürenlerin düşüncelerini desteklemek için kullandıkları argümanlardır. Yalnızca birkaç düşünür altında kümelenerek, bu düşünürlerin sınırlarından dışarı çıkmadan felsefe yapmak hatalıdır.
Sanatın felsefe öğretiminde pedagojik önemi ve sanat felsefesinde gerçek bir değeri olsa da sanat asla bize gerçekliğin kapılarını açan bilgi edinme biçimi olamaz. Sanatın felsefenin diğer alanlarındaki problemlere dair “neredeyse” hiçbir nüfuzu yoktur.
Felsefe tarihinin her ne kadar günümüzdeki tartışmaların nereye konumlandığını anlamak ve tarih boyunca önem taşımış felsefi ekolleri/argümanları öğretmek açısından bir faydası olsa da felsefe disiplini açısından taşıdığı önem ikincildir.
Felsefe soyut düzeyde olduğu kadar somut ve toplumsal düzeyde de gereklidir. İçinde yaşadığımız çağın sorunlarına dönük olmayan bir felsefe düşünülemez."
3-https://onculanalitikfelsefe.com/berat-mutluhan-seferoglu-analitik-felsefe-nedir-ne-degildir/
5-https://onculanalitikfelsefe.com/analitik-felsefeye-karsi-kita-felsefesi-michael-huemer/