Öncelikle bu fosilin 12 milyon yıllık olduğu yazılan kaynaklar var.
Bazı bilim dışı ve bilim düşmanı kaynaklarda bu tarz fosiller, modern canlılar ile yan yana koyulup "Bakın hiç değişmemiş, demek ki evrim yalan." demek için kullanılır. Bu, yalanların en düşük seviyeli olanlarından birisidir; çünkü sadece insanlığın en değerli kolektif birikimi olan bilimi ve bilimin metodolojisini ayaklar altına almakla kalmaz, aynı zamanda doğrudan doğruya bu iddiaya maruz kalan insanları da (yani sizleri de, bizleri de) aptal yerine koymayı hedefler.
Yukarıdaki mantis örneği üzerinden gidelim. Böyle bir iddiayla karşılaştığınız zaman kendinize sormanız gereken ilk soru şudur: "Ben, bir mantisin anatomisine hakim biri miyim?"
Çünkü eğer bir alanda uzmanlığınız yoksa, o alanın ilgilendiği unsurun sahip olduğu farkları (bu farklar ne kadar ufak veya ne kadar büyük olursa olsun) tespit etmeniz mümkün olmayabilir.
Bunu ufak bir test ile gösterelim: Yazımızın başında bunun bir mantis olduğunu zaten belirttik. Ama "mantisler" dediğimiz canlı grubunun, aslında Mantodea isimli bir takıma işaret ettiğini ve bu taksonomik takım altında 15 farklı aile, 430 cins, 2300 tür mantis olduğunu söylemedik. Hatta bu canlının mantis değil de başka bir tür olduğunu da söyleyebilirdik - ve muhtemelen kandırmamız çok da zor olmazdı. Ama bu canlı, gerçekten de bir mantis. Pekala, şimdi size soru: Madem mantisler 12 milyon yıl içinde hiç değişmemiş, bu mantisin bu 2300 türden hangisi olduğunu belirleyebilir misiniz?
Bir entomolog (böcek bilimci), en azından belli bir fikre sahip olacaktır. Belki tek bir bakışta spesifik türü bilemeyecektir; sonuçta entomoloji de sadece "bakmak" ile yapılan bir bilim değildir - birçok ölçüme, incelemeye, analize ihtiyaç duyar. Ancak bir entomolog, en azından coğrafi lokasyon, jeolojik zaman, ekolojik durum gibi faktörlerden yola çıkarak, sizin veya bizim aksimize kısa sürede olasılıkları dikkate değer miktarda daraltacaktır. Örneğin eğer fosilin çıkarıldığı yer neotropik bir bölge ise Acanthopidae ailesinden olacağını öngörebilir veya Karayipler'den çıktıysa Epaphroditidae olduğunu düşünebilir. Ama yok eğer Kuzey Afrika'da bulunduysa Empusidae ailesinden olması olasıdır; fakat Güneydoğu Asya'da bulunduysa muhtemelen Metallyticidae olurdu. Öte yandan entomolog olmayan bizler, bu fosile üstünkürü 10 saniye değil, 20 yıl bile aralıksız olarak baksak, bunca uğraşın sonucunda en ufak fikre sahip olamazdık. Çünkü yetkin değiliz!
Bize her sincap, her goril, her çam ağacı, her bakteri aynı gelebilir. Bu, onların aynılığından değil, bizim o konudaki cehaletimizdendir. Sincaplar üzerine uğraşan bir mamalog için her bir sincap türü bambaşkadır; hatta aynı türün farklı bireyleri arasındaki farklar bile tabiri yerindeyse kabak gibi bellidir. Halbuki bize 58 cins altında toplanan 285 farklı sincap türünün hepsi aynı gelir: Yemiş peşinde koşan kıllı, dişlek ve komik kuyruklu bir hayvan... Benzer şekilde, Jane Goodall gibi köklü ve on yıllarını primatlara ayırmış bir primatologun bir gorile bakış açısıyla, hayatında gorili anca fotoğraflarda, belgesellerde veya hayvanat bahçelerinde üstünkörü görmüş bir kişinin algısı, kavrayışı ve tespitleri bir olabilir mi? Bizler Gorilla gorilla türü ile Gorilla beringei türleri arasındaki farkı bile ayırt edebilir miyiz? Kaldı ki, Gorilla gorilla gorilla, G. g. diehli, G. beringei beringei, G. b. graueri gibi alt türleri ayırt edebilelim! "Çam ağacı" dediğinizde gözünüzün önünde aynı ağaç canlanır; ama "çam" dediğimiz canlının Pinoideae alt ailesinin halk arasındaki adı olduğunu ve 126 ayrı çam ağacı türü olduğunu biliyor muydunuz? Bakteriler ise apayrı bir dünya... Mikroskop altında bakteri ile arkeyi, hatta bakteri ile paramesyumu bile ayırt etmekte zorlanabilecek olan bizler, on milyonlarca bakteri türü olduğunu öğrendiğimizde "Hepsi aynı canlı işte." deme cüretini nasıl kendimizde buluruz?
Mantislere geri dönelim... Mantisler yaklaşık 120 milyon yıldır var olan bir aile. Yani bundan 100-120 milyon yıl kadar önce de karşınıza çıksa "mantis" diyebileceğiniz türler bulunuyordu. Çünkü her canlı grubu, geride bıraktığımız son birkaç on bin yılda evrimleşmiş olmak zorunda değildir - hele ki koskoca ailelerden bahsediyorsak. Kafanız karışırsa "memeliler"i düşünün: 250 milyon yıl kadar önce evrimleşmiş bir sınıftan söz ediyoruz ve günümüzde halen ilk memelileri andıran ornitorenk gibi canlılar yaşıyor. Bu demek değil ki memeliler ilk ortaya çıktığından beri hiç evrimleşmedi! Eğer bu doğru olsa, insan, balina, ayı, koyun gibi sayısız tür nasıl ortaya çıkardı? 200 milyon yıl öncesine de gitmiş olsanız, "memeli" olarak kategorize edeceğiniz, kıllı ve doğuran hayvanlar bulmanız mümkün olurdu. Bu, memelilerin hiçbir zaman evrimleşmediği anlamına gelmez!
Mantisler için de durum böyledir. 12 milyon yıl öncesinden kalma bir fosil, mantislerin evrimsel sürecinin sadece %10'una tekabül etmektedir. Bu süreçte mantisler altında da sayısız farklı dallar evrimleşti. Ancak mantisler hiçbir zaman yok olmadı. Dolayısıyla bulunan fosillerin, bu fosil türlerin torunlarına ve kuzenlerine benzer olması çok normal! Her canlının farklı miktar ve hızlarda evrimleştiği asla unutulmamalıdır. Önemli olan, bu sürecin genel evrim yasalarına uyuyor olmasıdır.
Uzun lafın kısası... Bazen bizlerden, aslen yapamayacağımız (çünkü yapmaya yetkin olmadığımız) şeylerin istenmesi gururumuzu okşar. "Tabii ya, ne var bunda, tabii ki yapabilirim!" diye düşünebiliriz. Aslında asla ayırt edemeyeceğimiz türlerin aynı canlı olduğu yargısına varabiliriz. Bu nedenle de soruyu soran kişinin art niyetli bir şekilde inşa ettiği kapanına düşüveririz.
Siz siz olun, bu tuzağa düşmeyin. Evrim tarihi, evrim mekanizmaları, paleontolojik verilerin analizi, hatta spesifik canlı gruplarının anatomik, morfolojik, fizyolojik özellikleri hakkında yeterince derin bilgilere sahip olmadan, evrimsel sürecin ve anatomik benzerliklerin miktarı konusunda lütfen yargılara varmayın.
Şunu da asla unutmayın: Sizi zokaya düşürmek isteyen evrim düşmanı bilim karşıtlarının da bu konuda en ufak bir fikri yok. Ne dediklerinin, ne yaptıklarının farkında bile değiller. Tek arzu ettikleri, evrimi bir araç olarak kullanıp, sizi kendi inanç sistemlerine çekebilmek. Yoksa bilime, evrime, gerçeklere önem verdikleri yok.
Kaynaklar
- Ç. M. Bakırcı. Reçine İçinde Milyonlarca Yıldır Korunan Türler Hiç Değişmemiş Mi?. (22 Ekim 2018). Alındığı Tarih: 4 Kasım 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı