Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
8

1 bölü 0 neden tanımsızdır? Neden bir sayıyı sıfıra bölmek imkansızdır?

1,531 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
6 Cevap
Bülent Artüz
Mühendisim

Pratik olarak doğada sıfır olamaz. Sıfır olan bir şey esasında yok demektir, yok olan bir şeyi adlandıramayız. Evet sıfır prtatikte yoktur ama sıfıra yaklaşık çok küçük bir sayı olabilir. Herhangi bir sayının bu çok küçük sayıya bölümü sonucunda sonsuza yakın bir sayı çıkar. Sonsuz kelimesi de bir bakıma o evrenin max kapasitesi olarak adlandırılabilir. Bu olayı en iyi "kısadevre" ile anlatılabilir. V=IxR formülünde I yı çekersek I=V/R olacaktır burada sorudaki durumda R=0 olacaktır, bu kısa devredir. Bir pilin + sı ile - sini bir bakır telle birleştirdiğimiz durumdur bu. Doğal olarak pilin tüm kapasitesi ile, "sonsuz" bir akım akacaktır.

Kaynaklar

  1. Wikipedia. Iki Nokta Arasındaki Iletken Üzerinden Geçen Akımın, Potansiyel Farkla Doğru; Iki Nokta Arasındaki Dirençle Ters Orantılı Olması. (4 Ekim 2005). Alındığı Tarih: 8 Şubat 2024. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir

Çünkü elinizde 10 tane elma varsa ve bunu 2 arkadaşınız arasında eşit olarak paylaştırırsanız, her birine 5 tane elma düşer; ama bu 10 elmayı 0 arkadaşınız arasında paylaştırırsanız her birine... Kaç elma düşer? Bu sorunun bir cevabı yoktur, dolayısıyla 10/0 veya 0 hariç herhangi bir diğer sayının 0'a bölümü tanımsızdır. 0/0 ise belirsizdir, nedeninin buradaki cevaptan öğrenebilirsiniz.

Bunu düşünmenin bir diğer yolu, bir pizzayı 2, 3, 5, 10 dilime böldüğümüzü hayal etmek. Sanıyorum hepimiz pizzanın 3'e veya 8'e bölündüğünü hayal edebiliriz. Şimdi o pizzanın 0'a bölündüğünü hayal edin. Bir pizzayı 0 parçaya nasıl bölersiniz? Bölemezsiniz, çünkü bir şeyin sıfıra bölümü tanımsızdır.

Eğer matematiğe birazcık daha hakimseniz, denkleminin aynı zamanda olarak da yazılabileceğini bilirsiniz. Şimdi kendinize sorun: "Hangi sayının 0 ile çarpımı 10 verir?" Cevap, "Hiçbir sayı!"dır. Çünkü yerine yazacağınız hiçbir sayı size 10 sonucunu veremez. Dolayısıyla 10/0, tanımsızdır.

Tüm Reklamları Kapat

Daha da ileri giderek, kalkülüs ile de bunu çözebiliriz: Bir sayıyı 0'a bölmekte zorlanıyoruz ama, 0'a giderek yaklaşan küçüklükte bir sayıya, mesela atıyorum 0.1'e veya 0.0000000001'e bölebiliriz, öyle değil mi? Eğer kalkülüs gördüyseniz, orada "sonsuz küçüklükte sayı" diye bir şey öğrenmiş olmalısınız. Bunu genelde ile ifade ediyoruz. Bunu 0.00000000...01 gibi bir sayı düşünebilirsiniz. Ama o kadar küçük bir sayıya gitmeden önce, elinizdeki 10 sayısını 0.1'e böldüğünüzü hayal edin. Sonuç, 100. Peki, 10'u 0.0001'e bölelim: Sonuç, 100.000. Güzel. Şimdi daha da küçük bir sayıya bölelim. Mesela 10/0.0000000001. Sonuç, 100.000.000.000. Görebileceğiniz gibi, sayı 0'a yaklaştıkça, elde ettiğimiz sonuç devasalaşıyor. İşte eğer dediğimiz o aşırı küçük sayıya bölerseniz, bu defa elde edeceksiniz. Veya limit konusundan aşina olabileceğiniz üzere:

Bunu grafikle ifade edecek olursak:[1]

Yani neresinden tutarsanız tutun, bir sayının sıfıra bölümü tanımsızdır.

148 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Dr. Sean. Dividing By Zero In Five Levels -- Elementary To Math Major. (27 Ocak 2024). Alındığı Tarih: 8 Şubat 2024. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
Bu cevabın içeriği ve doğruluğu, Evrim Ağacı editörleri tarafından kontrol edilmiş ve onaylanmıştır.
72
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Captain Armi
Captain Armi
10K UP
yazar

aslında imkansız değildir belirsizdir limitini aldığımızda bir değer çıkar ancak bunu işlem yapmadan kestirebilmek mümkün değildir bu yüzdende belirsiz deriz (tanımsız değil) verdiğim linkten 0/0 belirsizliğini izleyebilirsin

119 görüntülenme

Kaynaklar

  1. V. Aksankur. Limit - Sıfır Bölü Sıfır Belirsizliği. (26 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2021. Alındığı Yer: youtube | Arşiv Bağlantısı
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Selahattin Aydoğan
Sınıf Öğretmeni - Ziraat Yük. Mühendisi

Aslında 1/0 işlemi tanımlıdır ve her hangi bir sayının sıfıra bölünme işlemi, kolaylıkla yapılabilir.

Mayıs 2024 tarihinde yayınlamış olduğum iki makalede, bu konuyu ayrıntılı olarak inceledim ve aşağıdaki çözümü önerdim.

“72. Kural: Her hangi bir sayı sıfıra bölündüğünde, bölüm sıfır, kalan bölünen sayının kendisidir.”

Tüm Reklamları Kapat

Ancak güncel matematikte, bu işlem tanımsız olarak kabul edilmektedir. Bu durum, yanlış genel kabul sorunundan kaynaklanmaktadır.

x

Önce kısa bir felsefi giriş:

Son senelerde bu konu üzerinde çalıştım. Amacım, bu soruna kabul edilebilir bir çözüm bulmaktı. Kendime göre bir çözüm bulduğumu da düşünüyorum.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak bir sorun var: Bulduğum çözüm, genel kabul gören çözümün tam tersidir.

Prof. Dr. Sultan TARLACI, Bilinç adlı eserini bitirirken şu cümleleri kurmaktadır:

“… zeitgeist (zamanın ruhu), yeni bir fikre hazır olmadığı sürece, bu fikrin sahibi sesini duyuramayabilir. Revaçta olan teorik düşünceler, bir alandaki yeni bakış açılarının ele alınmasını zorlaştırır veya engelleyebilir. Yeni düşünce bunlara rağmen duyurulabilirse bile ona gülünebilir ya da öne süren kişi bir darağacında sallandırılabilir. Dolayısı ile her bilimsel gelişme zamanını beklemek zorundadır.”

Bu cümlelere ek olarak şunları eklemek isterim:

Ancak kendine gülünmeyi ve darağacında sallandırılmayı göze alan birilerinin de yeni bakış açılarını ortaya koyması gerekir. Böylece, güncel kabul gören görüşler, yeni bakış açıları ile uğraşmaya başlar. Bu durum, zamanı, yeni bakış açısının lehine çalıştırmaya başlar ve bir gün gelir, yeni bakış açısını herkes kabul etmek zorunda kalır.

“Acaba yayınlasam mı, yayınlamasam mı?” diye içimde gelgitler yaşarken, tam da Prof. Dr. Sultan TARLACI’NIN dediği gibi gülünmeyi ve bir darağacında sallandırılmayı göze alarak, elde ettiğim bilgileri ve ulaştığım özgün sonuçları, iki makale halinde, Mayıs 2024 tarihinde yayınlamaya karar verdim ve yayınladım.

X

İlk makalede, bu sorunun çözümü için bilinmesi gereken pek çok bilgiyi açıkladım. Bunun yanı sıra, yukarıda Mert Çağrı BAKIRCI’nın yazısında da yer alan, bir sayının neden sıfıra bölünemeyeceğini açıklamaya çalışan iddiaları da ele aldım. Bu iddialar, Prof. Dr. Fatih Karakuş’a göre somut ve soyut başlıklar altında, genel olarak toplam on adettir. Bu iddiaların yanlış olduklarını ve neden yanlış olduklarını da tek tek açıklamaya çalıştım.

x

Bulgularıma göre bir sayının sıfıra nasıl bölüneceğinin bugüne kadar bulunamamasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bunlardan öne çıkanlar şunlardır:

Tüm Reklamları Kapat

1. Bir sayının sıfıra bölünmesinin anlamı dikkate alınmamaktadır.

2. Bölme işleminde, kalan teriminin değeri dikkate alınmamaktadır.

3. Sıfıra bölme işlemi, nesnel dünyanın somut gerçekleriyle ilişkilendirilmemektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu konuların açıklamaları, bu yazı için uzun olacağından, burada sadece birisini, çok kısaca açıklamak istiyorum.

Nesnel dünya, zihnimizin dışında yer alan ve bizden bağımsız olan her şeyi kapsar. Somut gerçekler ise bu şeylerden biz insanların algılayabildikleridir. İlginç olacak şekilde, tüm sayılarla yapılan bölme işleminde, nesnel dünyanın somut gerçekleri dikkate alınmaktadır. Ancak iş sıfırla bölmeye geldiğinde, insanlık genel olarak, nesnel dünyanın somut gerçeklerini, görememektedir. Sonuç olarak, matematiğin belirli alanında yer alan bu bölme işlemi, bazen matematiğin kısmen belirli alanına bazen de matematiğin belirsiz alanına taşınarak, çözümsüzlüğe mahkûm edilmektedir.

1/0 ile 0/0 bölme işlemlerinin, tanımsız ve belirsiz olduğunu iddia eden on genel açıklama bulunduğundan bahsetmiştim. Bunları yanlışlamaya çalışırken, yanlışlamanın geçerli olabilmesi için mantık ispatlarının da yapılması gerekiyordu. Bu amaçla makalelerde seksen kural açıkladım.

Ancak kısaca Berke Serçe’nin sorusunun cevabı olacak şekilde, makalelerde ulaşmış olduğum sonuç, yazımın başında da açıkladığım üzere aşağıdaki şekildedir:

Tüm Reklamları Kapat

72. Kural: Her hangi bir sayı sıfıra bölündüğünde, bölüm sıfır, kalan bölünen sayının kendisidir.

Örneğin : 1 / 0 = 0 A(1)

0 / 0 = 0 A(0)

Yukarıdaki ifadelerde, eşittirden sonra gelen 0 rakamları, bölüm değerlerini, ayraç içerisindeki rakamlar da kalan değerlerini ifade etmektedir.

Not: Yukarıdaki ifadelerde yer alan “A” harfi, ilk ayracın üstünde üs şeklinde yazılıdır. Ancak ben burada yazamadım. Anlamı ise ilk makalede açıklanmıştır.

72. Kuralda ileri sürmüş olduğum çözüm, Hintli matematikçi Mahavira’nın, sıfıra bölme ile ilgili önerdiği çözüme benzemektedir. Ancak bir fark vardır. Mahavira’nın açıklaması, 72. kuralda olduğu gibi çok açık ve net değildir. Belki bu yüzden, onun zamanında yapmış olduğu benzer açıklama, kabul görmemiştir.

x

Makaleleri yayınladıktan hemen sonra, ilkokul ikinci sınıf öğrencilerime bu konudaki fikirlerini sordum. Sonuç olarak bu konu, bir temel matematik sorunudur ve kesin olarak çözülmesi durumunda, ilkokul ikinci sınıfta öğretilmeye başlanacak bir konudur. Bu nedenle onların fikirleri ve bakış açıları eğitim açısından oldukça önemlidir.

Pek çok cevap aldım. Ancak oldukça akıllı ve çalışkan bir öğrencim, böylesi bir bölme işleminde kalanın kesinlikle bölünen sayı olduğunu, kendi bakış açısı ile açıkladı. Bu konuda oldukça ayrıntılı çalışmış olmama ve hatta öğrencimin bakış açısına kaynaklık eden bilgileri de ona ben öğretmiş olmama rağmen, doğrusu bu konuya o bakış açısıyla bakmayı akıl edememiştim. Bu nedenle yayınlamış olduğum makalelerden ilgili olanını hemen güncelledim. Öğrencimin adı ile yaptığı açıklamayı ekledim. Öğrencimin ilginç bakış açısı, öyle bir bakış açısı ki, bir sayının sıfıra bölünemeyeceğini açıklamaya çalışan iddiaları, farklı bir şekilde ve genel anlamda çürütme gücüne sahiptir.

Tüm Reklamları Kapat

x

İkinci makalede ise “72. kuralda ileri sürdüğüm yöntem, doğru ise matematikte başka bir sorunu daha çözebilmelidir.” düşüncesiyle kesirli sayılarda paydanın sıfır olamayacağı kuralını çürütmeye çalıştım.

Bu çabanın sonucunda, geliştirmiş olduğum yöntemle örneğin Mert Çağrı BAKIRCI’nın yazısında da yer alan, 10/0 işlemi, başarıyla 10=10 şeklinde sonuçlanabilmektedir.

x

Tüm Reklamları Kapat

Sonuç olarak, herhangi bir sayı, sıfıra rahatlıkla bölünebilir. Bu bölme işleminin bir anlamı vardır ve bu bölme işlemi tanımlıdır. Ancak bu sonuca ulaşabilmek için genel kabul görmüş olan iddiaların, ayrıntılı olarak incelenmesi ve bunların neden yanlış olduklarının anlaşılması gerekmektedir. Aksi takdirde revaçta olan görüşlerin çekiciliği, insanı bu konuda “tanımsızdır” açıklamalarını kabul etmeye mahkûm etmektedir.

Sön söz:

Suyunun suyunu bile anlatamadığım bu kısa yazıdan hareketle lütfen, makalelerin içeriğini ve bu konuyu bütüncül olarak anlayabildiğinizi düşünmeyiniz. Şayet niyetiniz varsa hemen gülmeden ve bir darağacı hazırlamadan önce makaleleri, dikkatle okumanızı tavsiye ederim.

İlgili makalelere, kaynak bölümündeki birinci ve ikinci kaynakların adreslerinden ulaşabilirsiniz.[1][4]

Kaynaklar

  1. Selahattin AYDOĞAN. (2024). Sıfırın Bölme İşleminde Oluşturduğu; Sorunlar, Nedenleri Ve Çözüme Yönelik Bir Deneme Çalışması. www.academia.edu, sf: 37-69. | Arşiv Bağlantısı
  2. Selahattin AYDOĞAN. (2024). Kesirli Sayılarda Paydanın Sıfır Olabileceğini Kanıtlamaya Yönelik Bir Çalışma. www.academia.edu, sf: 9-14. | Arşiv Bağlantısı
  3. Prof.Dr. Sultan TARLACIUI. (2022). Bilinç. ISBN: 978-605-311-690-5. Yayınevi: Destek Yayınları. sf: 252.
  4. Nuh ÖZBEY. (2016). Ortaokul Matematik Öğretmenlerinin Tanımsızlık Kavramına Yükledikleri Anlamların Ve Tanımsızlığı Kavramsallaştırma Şekillerinin İncelenmesi. tez.yok.gov.tr, sf: 87. | Arşiv Bağlantısı
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Esat Kudret
Esat Kudret
180K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Mal pozitif, borç negatif sayı olmak üzere;

“Bir borcun sıfır eksiği bir borçtur.”

“Bir malın sıfır eksiği bir maldır”

Tüm Reklamları Kapat

“Sıfırın sıfır eksiği hiçtir.”

“Sıfırdan çıkarılmış bir borç bir maldır.”

“Oysa sıfırdan çıkarılmış bir mal bir borçtur.”

“Sıfırın bir borçla ya da bir malla çarpımı sıfırdır.”

Tüm Reklamları Kapat

“Sıfırın kendisiyle çarpımı hiçtir.”

Bu Hint matematikçilerin asırlar önce , bütün cebir temel kurallarına ilişkin “imler cetveli”nden bir bölüm.

Bu cetvelde elbette sıfır ile ilgili bölme işleminden söz edilmiyor ancak matematiğin ve ona hayat veren rakamların ve birbirleri ile ilişkilerinin , her ne kadar günümüzde bunu pozitif ve negatif sayı olarak nitelesek de , mal ve borç üzerinden ve doğrudan ekonomik nedenlerle , varlık üzerinden ortaya çıktığına işaret ediyor.

Yani maddi temele dayalı verilerin kolay izahının bir aracı olarak.

Bu da bize matematiğin her ne kadar soyut olarak addedilse de , netice itibarı ile somut durumun tespitine yönelik nihai bir amacı olduğunu ortaya koyuyor.

Sıfır rakamı esasında onluk sistemin belkemiği olarak ortaya çıkıyor.

Ancak bugün soyut lalanda ve bölme işleminde sıfırın tanımsızlığı, gerçek hayatta bir karşılığının olmayışına tekabül eder.

Olandan olmayanı çıkardığımızda olmayan olmadığı için geriye olan kalır. 1-0=1( negatifi için de geçerlidir)

Olanı olmayanla topladığımızda yine olmayan olmadığı için toplamda elimizde olan kalır. 1+0=1( negatifi için de geçerlidir)

Olanı olmayanla çarptığımızda olmayan ile olan çarpımı neticesi bize aslında aynı şeyi verir. Olmayan olan. Yani olmayan. 1*0=0 ( Modern matematikte sıfır burada yutan eleman olarak adlandırılır.)

Tüm Reklamları Kapat

Olanı olmayana böldüğümüzde ise işler karışır. Çünkü burada olanı olmayan bir şeye bölemeyiz. Çünkü böleceğimiz sayı yoktur. Bölme işleminde bir sonuç elde edebilmek için neyi neye böldüğümüz, yani en az iki veri bilgisi şart. Bu bilgilerden biri (sıfır) olduğu için ve sıfır bir bilgi içermediği için sonuç tanımlanamaz. Tanımlanma yoksunluğu modern matematikte tanımsızlık olarak ifade edilmektedir.

Ancak buna farklı yaklaşanlar da vardır. Bir şeyi hiçbir şeye bölmek, yani bölmemek aslında kendisidir diyen…

Bu iki yaklaşım arasındaki fark sıfıra atfedilen şey ile ilgilidir.

Tüm Reklamları Kapat

İlkinde ve modern matematikte kanımca ( bir sayı olması nedeni ile ve soyut olarak ) sıfır merkezli bir yaklaşım esas iken, ikincisinde sıfır harici sayı merkezli ve somut olarak (varlık üzerinden) bir yaklaşım esas alınmaktadır..

Kaynaklar

  1. Georges Ifrah. (2002). Sıfırın Gücü (Rakamların Evrensel Tarihi). Yayınevi: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları. sf: 199.
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Selahattin Aydoğan
Sınıf Öğretmeni - Ziraat Yük. Mühendisi

[1]Herhangi bir sayının sıfıra bölünebileceğini iddia eden bölünebilirciler ile bölünemeyeceğini iddia eden bölünemezciler arasında, anlamlı ve oldukça önemli farklar vardır. Bu farkların bilinmesi, bizim neden hangi sonucu tercih ettiğimizi bilmemiz açısından oldukça önemlidir

Ayrıca bu bilgiler bizim tarafımızı değiştirmemize de neden olabilir. Dahası gerçeği bulma çabamızda bize önemli faydalar sağlayabilir.

Bunlar;

Tüm Reklamları Kapat

1. Matematiğin anlamı

2. Sınıflandırma ve bölmenin türleri

3. Sıfıra yüklenen anlam ve

4. Çözümde dikkate alınan ana unsur tercihidir

Tüm Reklamları Kapat

x

1. Matematiğin anlamı

Matematiğin gelişim tarihini incelediğimizde matematiğin 3 aşamadan geçtiğini görmekteyiz, Bunlar;

1. Somut dönem

2. Somuttan soyuta geçiş dönemi ve

3. Soyut dönemdir

Somut dönem, matematiğin ortaya çıktığı ilk dönemleri ifade eder. Bu dönemde matematik, gündelik ihtiyaçlardan çıkmıştır. İlgilenilen bütün problemlerde, veriler, somut olarak belirlidir ve bu belirli unsurlar üzerinden problemler çözülmeye çalışılır.

Geçiş döneminde, matematikle ilgilenenler, artık zihinlerinden tasarladığı konuları da işin içine katmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda, somuttan uzaklaşılan yarı somut yarı soyut bir matematik ortaya çıkmaya başlamıştır.

Son dönemde ise artık matematikte gündelik hayatla ilişkisiz, tamamen matematikçinin tasarımlarına dayalı, soyut kavramlardan oluşan bir matematik ortaya çıkmıştır

Günümüzde, bu üç tür matematik de varlığını sürdürmektedir. Bu matematik aşamaları, benim bakış açıma göre, matematiğin üç alanının oluşumunun temellerini de atmıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Buna göre matematiğin temel alanları ;

1. Belirli alan (somut matematik)

2. Kısmi belirli alan (kısmi somut matematik) ve

Tüm Reklamları Kapat

3. Belirsiz alan (soyut matematik)dan ibarettir.

Belirli alanda, bir problemin tüm verileri nesnel dünyada somut olarak bulunur. Çözüm, bu verilere dayalıdır ve ayrıca çözüm, nesnel ve somut şartlarla uyumlu olmak zorundadır.

Kısmi belirli alanda, problemin bazı verileri belirsizdir. Bu durumda, bu verilerin soyut olarak inşası gerekir. Bu da problemin çözümünü kısmen soyut hale getirir.

Belirsiz alanda ise problemlerin tüm verileri tamamen belirsizdir. Dolayısıyla bu alandaki veriler, soyut olarak oluşturulur. Matematikçilerin soyut tasarım kabiliyeti, bu alanın temellerini atar.

Tüm Reklamları Kapat

x

1/0 konusu üzerinde konuşurken, dikkate almamız gereken matematik, temel matematiği de kapsayan, matematiğin belirli alanıdır.

Ancak insanlar, zihinlerinin çalışma şekli nedeniyle somut doğal olaylardan ortaya çıkmış olan temel matematik işlemlerini, zamanla soyut hale getirirler ve onları soyutmuş gibi kullanırlar. Örneğin cebinizdeki 30 lira ile markete gidip ekmek almak istediğinizde, kaç ekmek alabileceğinizi, 30 lirayı ekmeğin fiyatına bölerek bulursunuz. Ekmeğin fiyatı 10 lira ise alacağınız ekmeğin sayısı 3’tür. Bu sonuç, nesnel verilerin işleme tabi tutulması ile ortaya çıkar. Problemin tüm verileri, nesnel dünyada somut olarak bellidir. Bu nedenle bu problem, matematiğin belirli alanında yer alır. İşlemin sonucu ise nesnel ve somut dünya ile uyumlu ve tutarlı olmak zorundadır..

Ancak insanlar bu tür işlemleri çok sık kullandıklarında, bir müddet sonra, sanki bu sonuçlarını doğal verilerden değil de zihinlerindeki bilgilere uygunluktan çıktığı yanılsamasına kapılırlar. Ancak bunu çok da fark etmezler. Bu da, onların kimi zaman matematiğin belirli alandaki bazı problemleri matematiğin kısmı belirli alanına ya da matematiğin belirsiz alanına taşımalarına ve aslında çözebilecekleri problemleri çözememelerine neden olur. Çözülemezcilerin yanılgısının en önemli nedenlerinden birisini bu durum oluşturur.

Tam da burada, çok iyi bir örnek teşkil edecek olan bir anımı, sizinle paylaşmak isterim.

Üniversiteye hazırlandığım sene, ders çalışırken ara verdim ve kardeşimle birlikte bir arkadaşımı ziyarete gittim. Arkadaşım da, balkonlarında sınava çalışıyordu. Bizi, uzaktan görünce, kalkıp kapıda karşıladı. Kısa bir merhabadan hemen sonra, heyecanla bize bir soru sordu:

“ Size bir soru sorayım. Yarım saattir uğraşıyorum ama çözemedim.”

Hatırladığım kadarıyla soru, yaklaşık olarak şu şekildeydi:

“Bir araba, A şehrinden B şehrine 40 km hızla gidiyor. İki şehrin arası 400 km olduğuna göre, bu araba kaç saatte B şehrine varır?”

Arkadaşım sorusunu bitirir bitirmez “on” dedim. O an arkadaşımın yüzünü görmeliydiniz. Şaşkınlıkla sordu:

Tüm Reklamları Kapat

-Doğru. Nasıl bildin? Bulamayınca cevaplarına baktım. Cevap on. Cevabı bulabilmek için formül bile geliştirdim.

Cevabın mantığını kısaca anlatıp “400/40=10” diye açıklayınca, aklı başına geldi ve gülmeye başladı.

Bu örnekte arkadaşım, uzun süre çalışmanın etkisiyle, matematiğin belirli alanında yer alan bir soruyu matematiğin belirsiz alanına taşımıştı. Bu nedenle, problemi çözebilmek için soyut tasarımlara girişmiş ve kendine göre formüller geliştirmişti. Ancak sonuç olarak, ilkokul üçüncü sınıf düzeyindeki bu temel matematik sorusunu çözememişti.

Burada bilinmesi gereken önemli konu, insanın bunu farkına varmadan yaptığıdır. İnsan, her zaman, anlık olarak özellikle de algılarının tuzağına kapılarak böyle bir yanlışın içine düşebilir. Fakat kimi zamanda bu yanılgı uzun süre devam eder. Hatta bu yanılgı, genel kabul görerek; bölge, ülke ve hatta dünya çapında yayılabilir de. 1/0 işleminin tanımsız olduğu iddiası, buna çok güzel bir örnektir.

Tüm Reklamları Kapat

x

2. Sınıflandırma ve bölmenin türleri

İnsanların, herhangi bir matematik problemini doğru şekilde çözebilmeleri için eğer varsa konunun sınıflandırmasını ve bu sınıfların anlamlarını zihninde doğru şekilde oturtmuş olması gerekmektedir. Aksi takdirde A sınıfına giren bir problem, B sınıfında çözülmeye çalışılır ki bu da, çözümü ya geciktirir ya da imkânsız hale getirir.

Buradan hareketle öncelikle bölmenin türlerinin bilinmesi gerektiğini belirtmek isterim.

Tüm Reklamları Kapat

Yazdığım makalelerde de açıkladığım üzere, unsurlarının bulunması durumuna göre bölme işlemi, üç türe ayrılır.

Bunlar; başlıklar itibarıyla bir

1. Varlık bölmesi (5/1 gibi işlemleri kapsar)

2. Kısmi varlık bölmesi (1/0 ile 0/1 gibi işlemleri kapsar)

Tüm Reklamları Kapat

3. Yokluk bölmesi’dir (0/0 işlemini kapsar)

Bu üç bölme türü, yapılışları aynı ancak anlamları birbirinden farklı olan bölme türleridir. Öte yandan bu türler, bize nesnel dünyada, bölme ile ilgili üç farklı durumun olduğunu da anlatır. Şayet bu farklı durumları bilirsek ve bölme işlemlerini, ait oldukları durumun özelliklerini dikkate alarak yapmaya çalışırsak, her türlü bölme işleminin sorunsuz şekilde yapıldığını görürüz. Bir kısmi varlık bölmesi türü olan 1/0 işlemi ile yokluk bölmesi olan 0/0 işlemi de buna dâhildir.

Gelelim 1/0 işleminin anlamına: Bu bölmenin anlamı, problemin doğasında bölme işleminin somut olarak gerçekleştirilmesini sağlayan bölen unsurunun olmadığı ve bu nedenle bu bölme işleminin problemin nesnel dünyasında somut olarak yapılmadığı ya da yapılamadığı, ancak bu durumun soyut olarak yapılabileceği anlamına gelmektedir.

Ancak yukarıda da açıkladığım üzere temel matematikte işlemler, nesnel dünyanın somut gerçeklerinden hareketle yapılır. Dolayısıyla yapılacak böylesi bir bölme işleminin sonucu, nesnel dünyanın somut gerçekleriyle uyumlu ve tutarlı olmak zorundadır. Kâğıt üzerinde yapılan işlemler, sadece somut olarak bilinenin soyut olarak ifade edilmesidir. Sonuç olarak, 1/0 işlemi, matematiğin belirli alanında yer aldığından, bu işlemi somut veriler ışığında çözmek mümkündür.

Tüm Reklamları Kapat

x

3. Sıfıra yüklenen anlam

Sıfıra yüklenen anlam, 1/0 işleminin çözümünü yapabilmemize ya da yapamamamıza neden olan önemli bir konudur. Bu anlam, bizi, çözülebilirci ya da çözülemezci yapmaktadır.

Bu konuda iki yaklaşım bulunmaktadır:

Tüm Reklamları Kapat

İlki çözülemezcilerin ortaya koyduğu soyut anlamdır.

1/0 işlemi, matematiğin belirli alanında yer aldığı halde, anımda yer alan arkadaşımın örneğinde olduğu gibi, çözülemezciler, bu işlemi, farkına varmadan, matematiğin farklı alanına taşıyarak, onu çözümsüzlüğe mahkûm etmektedirler. Ancak tabii ki bu çözümsüzlük, yapay bir çözümsüzlüktür. Gerekçesi ise herkesin bildiği gibi “tanımsızlıktır.” Oysaki nesnel dünya dikkatle incelendiğinde, sıfır gayet de tanımlanabilir durumdadır. Çözülemezcilere göre sıfır, sadece “yokluk ya da hiçlik” anlamına gelmektedir. Onlara göre “Bu durumda yapılacak işlemin sonucu bilinemez.” durumdadır.

Öte yandan ne yazık ki bu çözümsüzlük, genel kabul görmüş durumdadır. Makalemde bu duruma “yanlış genel kabul sorunu” adını verdim. Dolayısıyla ortadaki sorun, aslında bir yanlış genel kabul sorunudur.

İkincisi somut anlamdır. Somut anlamda, 1/0 işlemi bir belirli alan konusu olduğundan, sıfıra, somut durum göz önüne alınarak bir anlam verilmektedir. İşlem belirsiz alandaki bir işlem olsaydı, elbette ki sıfıra, soyut bir anlam yüklenebilirdi. Ancak 1/0 işleminde sıfır, problemin doğasında oldukça somut bir anlama sahiptir. Sıfırın anlamı, problemin nesnel doğasında, bölme işlemini somut olarak gerçekleştirecek bir unsurun bulunmadığı, bu yüzden de nesnel dünyada bölme işleminin yapılmadığı ya da yapılamadığıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bu anlam, çözülemezcilerin sıfıra yüklediği anlama yakın gibi görünüyor olsa da anlamlı bir farka sahiptir. Çözülemezciler sıfıra genel anlamda “yokluk ve hiçlik” anlamını yüklerken, somut anlam sıfıra, sadece somut olarak bölen teriminin yokluğu anlamını yüklemektedir.

Sonuç olarak soyut anlam, tanımsızlığı ve işlem yapılamayacağı sonucunu doğururken, somut anlam, bizleri, problemin nesnel doğasında bir varlığın somut yokluğunu ancak bu durumun soyut işlemle ifade edilebileceği gerçeğine götürmektedir.

Buradan hareketle sıfırın somut anlamı bilinebildiği için 1/0 işlemi de çok rahatlıkla çözülebilir duruma gelmektedir. Çünkü belirli alanda yapılan şey, somut durumların matematik işlemleri ile soyut olarak ifade edilmesidir. Matematiğin belirli alanı, bölen unsuru bulunmamasına rağmen, bu somut durumu da soyut olarak ifade etme yeterliliğine sahiptir.

Ancak bunu fark edebilmek için yanlış genel kabul sorununun, zihnimize vurmuş olduğu prangalardan kurtulmak gerekir.

Tüm Reklamları Kapat

x

4. Çözümde dikkate alınan ana unsuru tercihi

Çözülemezciler, 1/0 işlemini matematiğin belirsiz alanına taşıyarak, soyut bir bakış açısını dikkate almaktadırlar. Çözülebilirciler ise matematiğin belirli alanının konusu olan bu işlemde, nesnel dünyanın somut gerçeklerini dikkate almaktadırlar. Bu da bu problemi çok kolaylıkla çözülebilir hale getirmektedir. Çünkü bu problemin tüm verileri somut olarak bellidir. Unsurlardan birisinin bulunmuyor olması ise önemli değildir. Önemli olan, bu durumun belli olması ve bizim bu durumu yapacağımız işlemle soyut olarak ifade edebilme gücüne sahip olmamızdır.

Çözüm, daha önce de açıkladığım üzere, aşağıdaki şekildedir:

Tüm Reklamları Kapat

“72. Kural: Her hangi bir sayı sıfıra bölündüğünde, bölüm sıfır, kalan bölünen sayının kendisidir.”

Aslına bakılırsa nesnel dünyadaki her türlü bölme işleminin durumu, kâğıt üzerinde yapılabilir yani soyut olarak ifade edilebilir durumdadır. Bu nedenle, bir bölme işleminin yapılabilmesi için bölme işlemindeki bölünen ve bölen değerlerinden ne bir tanesinin ne her ikisinin birden olup-olmaması hiçbir sorun teşkil etmez. Bir bölme işlemindeki bölünen ve bölen değerlerinin varlığı ya da yokluğu, sadece nesnel dünyada bu işlemlerin somut olarak yapılıp yapılamayacağını belirler. Kâğıt üzerinde soyut olarak yapılıp-yapılamayacağını belirlemez. Sonuç olarak 1/0 işleminde bölme faaliyeti, sadece nesnel dünyada somut olarak yapılamamaktadır. Fakat yine de biz bu durumu bölme işlemi ile kâğıt üzerinde soyut olarak ifade etme yetenek ve imkanına sahibiz.

İsterseniz bu durumu, Çağrı Mert Bakırcı’nın sunduğu örnek üzerinden açıklayalım.

10 tane elmam var ve ben bunları, bugün yanıma gelecek arkadaşlarıma eşit şekilde paylaştıracaktım. Ancak bugün hiçbir arkadaşım, yanıma gelmedi. Bu durumda arkadaşlarım kaç elma alır?

Tüm Reklamları Kapat

Sizce kaç elma alır?

Bir düşünelim.

Öncelikle bu durum, matematiğin belirli alanında yer almaktadır. Çünkü tüm verileri nesnel dünyada somut olarak bulunmaktadır ve bellidir. Üstelik bu veriler açıktır ve bilinmektedir. Bu nedenle bu işlemi, nesnel dünyanın somut gerçeklerini dikkate alarak çözebiliriz. Yapacağımız işlem ise söz konusu bu somut durumu, soyut olarak ifade etmekten başka bir şey değildir.

Tüm Reklamları Kapat

Bir kere hiçbir arkadaşım gelmediği için matematik işlemi, 10/0 ifadesi ile yapılır.

İncelediğimizde, nesnel dünyanın somut gerçeklerinin şu şekilde olduğunu görmekteyiz:

1. Arkadaşlarım gelmediği için aslında ben somut olara bir paylaştırma işlemi yapamıyorum.

2. Arkadaşlarımdan hiç kimse hiçbir şekilde bir elma almıyor ve

Tüm Reklamları Kapat

3. 10 elma olduğu gibi elimde kalıyor.

Bu örnek, bize, bir sayının sıfıra bölünmesinin anlamının, problemin doğasında bölme işleminin somut olarak yapılmadığı ya da yapılamadığı, bölünen değerin ise olduğu gibi kaldığı anlamını tekrar hatırlatmaktadır. Ancak somut olarak yapılmayan ya da yapılamayan bu bölme işlemini, soyut olarak ifade etme imkânımız hala devam ediyor.

Şöyle ki,

Hiçbir arkadaşım gelmediği için on elma elimde kalmaktadır. Bu durumda, bu durumu ifade etmek için yapacağımız bir bölme işleminde kalan, kesinlikle bölünen sayı yani on olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Öte yandan hiç kimse gelmediği için hiçbir paylaşım yapamadım. Bu nedenle hiç kimseye hiçbir şey de veremedim. Bu durumda bölüm de sıfır olmak zorundadır. Çünkü hiçbir şey sıfırla ifade edilmektedir.

Bölünemezciler ile bölünebilirciler arasındaki bir fark da burada ortaya çıkmaktadır. Bölünemezciler yokluğu, daha işlemin başında soyut olarak ele alırken, bölünebilirciler, ilk baştaki sıfırı da bölme esnasında karşılaştıkları sıfırı da problemin doğasındaki bilinen varlığın yokluğu, olarak almaktadırlar. Soyut anlamdaki yokluk, insanı tanımsızlığa ve işlem yapamamaya götürürken; somut anlamdaki yokluk, paylaştırma işlemindeki her şeyi somut olarak görmeye ve somut olarak yapılmamış ya da yapılamamış bir paylaştırma işlemini, soyut olarak ifade edebilmeye götürmektedir.

x

Eğer nesnel dünyanın somut gerçeklerinin, bizi zorunlu olarak getirdiği yukarıdaki sonucu kabul etmekte güçlük çekiyorsanız, gelin bu konuyu, son olarak aşağıdaki işlemlerle açıklamaya çalışalım.

Tüm Reklamları Kapat

Bölme işlemi, aslında tekrarlı çıkarmanın kısa yoludur. Tekrarlı çıkarmada hedef, sıfıra ulaşmaktır. Bu mümkün değilse en yakın sayıda durulur.

10/2 demek, 10 sayından her defasında 2 sayısını çıkarmak demektir. İşlem aşağıdaki gibi olur.

1. İşlem:10-2=8

2. İşlem: 8-2=6

Tüm Reklamları Kapat

3. İşlem: 6-2=4

4. İşlem: 4-2=2

5. İşlem: 2-2=0

Toplam 5 işlem yapılmıştır. Yapılan işlem sayısı, bize bölmenin bölüm değerini verir. Yukarıdaki işlemleri, kısa yoldan bölme işlemi ile aşağıdaki şekilde gösteririz:

Tüm Reklamları Kapat

10/2=5 A(0)

Not: Yukarıdaki ifadede A harfi, ayracın üzerindeki üs şeklindedir. Ben burada yapamadım. A() ifadesi, bölme işlemindeki kalan değerini göstermektedir. A harfinin anlamı ise makalede yazılıdır.

Yukarıdaki ifadede 5 rakamının yapılan 5 işlemi anlattığına dikkat ediniz. Ayraç içerisindeki değer ise kalanın sıfır olduğunu ifade etmektedir.

Şimdi de 10/3 işlemini yapalım:

Tüm Reklamları Kapat

1. İşlem: 10-3=7

2. İşlem: 7-3=4

3. İşlem: 4-3=1

Yukarıda 3 defa tekrarlı çıkarma işlemi yapılmıştır. 1 değeri de artmıştır. Bu çıkarmanın bölme ile kısa yoldan gösterimi aşağıdaki şekilde olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

10/3=3 A(1)

Son olarak 10/0 işlemini yapalım.

1. İşlem: 10-0=10

Sanırım bu işleme kimsenin itirazı yoktur. 10’dan sıfır çıkarıldığında, sonuç kesinlikle 10’dur. Çünkü nesnel dünyada mevcut durum kesinlikle bu şekilde sonuçlanmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Yukarıda bir işlem görünüyor. Ancak aslında hiçbir somut işlem yapamadık. Evet, evet. Hiçbir işlem yapmadık. Sadece işlem yapmayı denedik. Ancak olmadı. Ama yine de bu durumu soyut olarak aşağıdaki şekilde ifade ettik:

10/0=0 A(10)

Kafanız mı karıştı?

Bu durumda, yukarıda yapılmış gibi görünen bir işlem ne ola ki?

Tüm Reklamları Kapat

Hadi kafamızı biraz daha karıştıralım.

Aşağıda da 100 işlem görünüyor:

1. İşlem: 10-0=10

2. İşlem: 10-0=10

Tüm Reklamları Kapat

3. İşlem: 10-0=10

4. …

5. …

6. …

Tüm Reklamları Kapat

100. İşlem: 10-0=10

Ama sonuç yine de aşağıdaki gibidir:

10/0=0 A(10)

Yani, 10 elma sıfıra bölündüğünde kalan 10, bölüm ise zorunlu olarak 0’dır.

Tüm Reklamları Kapat

Çözülemezcilerin, iddialarında sebep olarak ileri sürdükleri bir neden de budur. Bu amaçla “Ne kadar çıkarırsak çıkaralım yaptığımız çıkarma işlemi ile sıfıra ya da ona yakın bir sayıya ulaşamıyoruz. Bu nedenle bölüm sayısı bulunamaz.” anlamına gelen bir iddia ileri sürerler.

Elbette ki bu iddia bir yanılsamadır. Bu yanılsamanın nedeni de belirli alandaki bir işlemi diğer bir alana taşımaktır. Şimdi gelin belirli alanda gerçekleşen 10/0 işlemini somut olarak iki farklı açıdan inceleyelim.

1. Azalma oldu mu?

2. Ne kadar azalma oldu?

Tüm Reklamları Kapat

x

1.Azalma oldu mu?

Dikkat ettiyseniz yukarıdaki 10/2 ile 10/3 işlemlerinde, her bir aşamada bir azalma olmaktadır. Çünkü çıkarmanın doğasında mutlaka bir azalma olur. Bu azalma nesnel dünyada somut olarak da gerçekleşir. Yine bu azalma, somut olarak da gözlenebilir durumdadır.

Eğer yaptığınız faaliyet, birçokluktan bir azalmaya neden olmuyorsa ya bir çıkarma yapmıyorsunuzdur ya da hiçbir bir işlem yapmıyorsunuzdur.

Tüm Reklamları Kapat

On elmayı iki kişiye paylaştırmaya çalıştığınızda, her işlemde elmalarınızda bir azalma olur. Her aşama, bölme işlemindeki bölüm değerini bir artırır. Beş aşama bölümün beş olmasını sağlar.

On elmayı eşit şekilde üç arkadaşınıza dağıttığınızda da aynı şey olur. Her aşamada elmalar azalır ve her aşamada bölümün değeri bir artar. Toplam üç aşamada, elmalar eşit ve bütün olarak dağıtılabilir olmaktan çıkar. Bu durum bölme ile anlatıldığında bölüm üç, kalan ise bir olur.

Şimdi on elmayı, olmayan kimselere vermeye çalışın.

Bunu yüz kere deneyin.

Tüm Reklamları Kapat

Hangi denemenizde elmalarda bir azalma oldu?

Hiç olmuyor değil mi?

Bu durumda, elmalarda hiç azalma olmadıysa siz gerçekten bir çıkarma işlemi yaptınız mı?

Elbette yapmadınız.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak yüz işlem yaptınız.

Bu ne demek? Ne anlama geliyor? Anlamı ne ola ki?

10-0=10 demek, 10 değerinden somut olarak hiç eksiltme yapmadınız ya da yapamadınız başka bir deyişle aslında hiç çıkarma yapmadınız demektir.

Hiç eksiltme yapmadan yaptığınız şey ise bir çıkarma işlemi değildir. Sadece çıkarma işlemini denemedir ya da çıkarma işlemi yapmadan çıkarma işlemini göstermektir.

Tüm Reklamları Kapat

Örneğin bir çuval elmanız var. Elinizi her attığınızda çuvaldan iki elma çıkarırsanız, bu, çuvaldan her defasında iki elma azalttığınız anlamına gelir. Ancak elinizi sürekli olarak çuvala daldırdığınız halde, her seferinde hiç elma almadan elinizi geri çektiğinizde çuvaldan hiçbir şekilde çıkarma yapmadığınız anlamına gelir. Yani çıkarma sayısı sıfırdır. Bunu bölme ile anlatmak isterseniz bölüm kesinlikle sıfır olacaktır. Çünkü somut olarak hiç çıkarma yapmıyorsunuz. Yaptığınız şey sadece çıkarma işlemini soyut olarak yapmaktan ya da taklit etmekten başka bir şey değildir.

Bir işlemin çıkarma olması için kesinlikle somut bir azalmanın olması gerekir.

Bu nedenledir ki 10-0=10 ile 10+0=10 işlemleri aslında somut birer çıkarma ve toplama işlemleri değildir. Bunlar sadece somut olarak yapılmamış olan işlemlerin, soyut ifadeleridir.

Sonuç olarak hemen anlaşılacağı üzere, hiçbir azaltma yapmadan elinizi yüz kere çuvala daldırmanız, bunu kısa yoldan ifade eden bölme işlemine bir etki etmez. Elinizi yüz kere çuvala daldırmanıza rağmen bir kere bile somut olarak azaltma yapmadığınız için somut olarak hiç azalma yapmamış olursunuz. Bu gerçekten hareketle bu somut durumu, soyut olarak ifade eden bir bölme işlemindeki bölüm değeri, sıfır olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

2. Ne kadar azalma oldu?

Yukarıdaki 10/2 işleminde, 5 kere azaltma işlemi yaptık. Her seferinde de 2 elma azaldı. Bu durumda 10 elmadan 5x2= 10 elma azaltmış olduk. Bu değer, bize, bir çıkarma işlemi yapmış olduğumuzu kanıtlar.

10/3 işleminde, 3 kere azaltma işlemi yaptık. Her seferinde de 3 elma azaldı. Bu durumda 10 elmadan 3x3= 9 elma azaltmış olduk. Bu değer de bize, bir çıkarma işlemi yapmış olduğumuzu kanıtlar.

Peki 10/0 işlemini 100 kere yaptığımız işlemde ne oldu?

Tüm Reklamları Kapat

100 kere azaltma işlemi yaptık (Aslında azaltmaya çalıştık). Her seferinde sadece 0 elma azaldı. Bu durumda 10 elmadan 100x0= 0 elma azaltmış olduk. Bu değer ise bize, aslında bir çıkarma işlemi yapmadığımızı ifade eder.

x

Burada üzerinde durulması gereken önemli soru şudur:

Birçokluktan sıfır azalma yapıldığında, aslında somut olarak her hangi bir azaltma işlemi yapılmış mıdır?

Tüm Reklamları Kapat

Elbette hayır.

Peki, 100 çıkarma işlemi ne olacak? (Bu sayı 1.000 ya da 1.000.000 da olabilirdi.)

Evet, doğru.

Kağıt üzerine yapılan çıkarma işlemleri gerçek somut işlemler değildir. Bu işlemler, somut olarak ya da gerçekte hiç yapılmamış olan bir işlemi kâğıt üzerinde yapmış gibi göstermekten başka bir şey değildir.

Tüm Reklamları Kapat

10+0 gibi 10-0 da aslında somut olarak yapılmamış olan bir işlemi soyut olarak ifade etmekten başka bir şey değildir.

Sonuç olarak, 10-0 işlemini, kâğıt üzerinde bir kere yapmakla bin kere yapmak arasında hiçbir anlam farkı yoktur. Anlam basit ve açıktır: Bu işlem somut olarak yapılmamıştır. Bu nedenle 10-0 işleminin kısa yoldan ifadesi olan, 10/0 işleminde de bölüm, nesnel dünyanın somut gerçeklerinin zorunlu yönlendirmesi nedeniyle sadece ve mutlak şekilde sıfır olarak ifade edilmek zorundadır.

x

Tüm bu nesnel ve somut durumlara rağmen, dünyada 10/0 benzeri işlemler, tanımsız olarak kabul edilmektedir. Yani dünya çapında bir yanlış genel kabul sorunu ile karşı karşıyayız.

Tüm Reklamları Kapat

Peki ne yapmak lazımdır?

Şimdilik, ulaşılabilinen tüm mecralarda cesaretle ortaya atılıp, bu işlemin doğrusunu anlatmaktan başka bir yol görünmüyor.

Ayrıca öğrencilere ve konunun meraklılarına bu yöntemi öğretmek de gerekiyor.

Zaman bu yarayı da iyileştirecektir.

Tüm Reklamları Kapat

x

Konuyu kısaca anlatmaya çalışırken, içeriğin zenginliği yine de cümleleri uzattı.

Bu konunun diğer ayrıntılarını da incelemek isteyenlere, yazmış olduğum makaleleri okumalarını öneririm

Makalelere aşağıdaki kaynak bölümünde yer alan, www.academia.edu adresine tıklayarak ulaşabilirsiniz.[2]

Kaynaklar

  1. Selahattin AYDOĞAN. (2024). Sıfırın Bölme İşleminde Oluşturduğu; Sorunlar, Nedenleri Ve Çözüme Yönelik Bir Deneme Çalışması. www.academia.edu, sf: 37-69. | Arşiv Bağlantısı
  2. Selahattin AYDOĞAN. (2024). Kesirli Sayılarda Paydanın Sıfır Olabileceğini Kanıtlamaya Yönelik Bir Çalışma. www.academia.edu, sf: 9-14. | Arşiv Bağlantısı
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close