Arkeoloji Ne Değildir?
Başlıca amacı kazı yapmak değildir!
Arkeolojinin amacı kazı yapmak değildir. Kazı, arkeoloğun gerekli verileri elde edebilmek için kullandığı bir yöntemdir yalnızca.
Pek çok belgede geçen ''bilimsel amaç'' aslında kolaylıkla tanımlanabilir. Bilimsel amaçla kazı sadece bilimsel sorunları çözmek için o buluntu yerini kazmaktan başka çare yoksa yapılır.
Problemi çözmenin kazısız bir yolu varsa öncelikle bu yol denenmelidir. Çünkü her gün gelişen yeni teknikler, yeni yorumlar nedeniyle eski kazıların verilerini işlemek zorlaşır ve arkeolojik kazılar her zaman bir tahribat olur. 20 yıl önce yapılmış kazıların hep bir şeyleri bugünkünden daha eksik yapmış olduğu fark edilir. Peki, 149 yıl önce yapılmış, tahribatı çok yönlü olan bir kazıyı düşünebiliyor musunuz?
Heinrich Schliemann'ınki öyleydi! Homeros’un kitabında değindiği şehirleri araştırmak Heinrich Schlieman'ın en büyük arzularından biriydi. Kırklı yaşlarında ticareti bırakıp, Yunan bir kadınla evlenmiş ve Homeros'un efsanevi şehri Troia'yı bulmaya karar vermiştir. Araştırması Türkiye'nin kuzey batısındaki Hisarlık yakınındaki höyükte son bulmuştur. Schliemann, daima büyük boyutlarda çalışmıştır ve 150 kadar işçi çalıştırarak yüzlerce metreküp toprak kazmıştır. Kazı tekniğini daha önceki yıllardaki Süveyş Kanalı kazımından model olarak almıştır. Schliemann farklı dönemlere ait 7 yerleşim tabakası keşfetmiş ve büyük altın hazineler bulmuştu. Ne yazık ki bulduğu hazineleri izinsiz olarak yurt dışına çıkarmıştır. Schliemann’ın Arkeoloji metodu vahşiceydi, keşfettiği kadar da tahrip etmişti.
Indiana Jones değildir!
Arkeolojinin yorumladığı veri ve verinin oturtulduğu bağlam, üretilen arkeolojik bilginin toplumsallaşması ile bir tarih anlatısının parçaları haline gelir. Arkeoloji bu sebeple, toplumsal algı ve belleğin inşasında önemli bir role sahiptir.
Arkeolog ile ait olduğu kültür ve içinde yaşadığı toplum arasında diyalektik bir ilişki vardır. Bir başka tabirle arkeoloğun kendisi, sistemin kendisine içkin bir birey olarak bu döngüde bazen bilinçli bazen ise bilinç dışı şekilde hem rol sahibidir, hem de bu döngünün etkileneni konumundadır.
Dolayısıyla, ataerkil sistem hem sinema endüstrisinde hem de gazetecilikte algı ve bellek inşasına girişmiştir. Bu bağlamda; Indiana Jones arkeoloji, kültür ve heteroseksüel aile tipinde yüceltilen erkek figürü arasındaki ilişki ile bu algı ve bellek inşasındaki rolünü kendince yerine getirmeye çalışmaktadır.
Eğer, sosyal olarak oluşturulmuş olan cinsel ilişkileri veya belirli bir toplumun ve kültürün birer ürünü olarak hüküm süren modellerini incelemekte kararlıysak, o halde her ikisinin de merkezinde yer alan heteroseksüellik de, bu incelemenin bir konusu olmak zorundadır.
Feminist arkeoloji kısaca, tarihin ve tarihöncesinin yorumlanmasında feminist teori ve perspektifin veriyle buluşturulması olarak tanımlanabilir. Bu iddia ve amaç beraberinde tarih ve tarih öncesinin yorumlanmasında erkek-merkezliliği de tartışmayı ve buradan hareketle yeni bir tarih üretimini gerektirmektedir. Dolayısıyla, feminist teori ile arkeolojinin buluşturulmasının hayati adımının, şimdiye dek üretilen erkek-merkezli bilginin yapı-bozumuna uğratılması olduğunu söyleyebiliriz.
Arkeoloji definecilik, koleksiyonculuk, eser toplamak değildir!
Arkeoloji, parasal değeri olan nesneleri arayanların yaptığı gibi ''definecilik'' değildir. Bulunduğu kültürel ortamdan tekil olarak kopartılmış nesneleri toplayan ''koleksiyonculuk'' da değildir. Karanlık dehlizlerde gizemli sırları çözmeye çalışan gerilim ve maceralarla dolu bir uğraşı da değildir.
Bir müzayede salonundan alınan, nereden geldiği, ne ile birlikte nasıl bulunduğu belirsiz bir nesnenin bilimsel hiçbir değeri yoktur; böyle bir nesneden, sanat tarihi açısından bazı üslup özellikleri tanımlamaktan öte başka hiçbir bilgi alamazsınız.
Sanıyoruz, konunun anlaşılması açısından en güzel örneklerden birini, Karl Raimund Popper'ın Dünya 1-2-3-4-5 (4 ve 5 keyfe kalmış bir şeydir)'i teşkil etmektedir. Karl Raimund Popper fiziksel maddelerin, güç alanlarının vs. dünyasını ''Dünya 1''; bilinçli ve belki de bilinçaltı deneyimler dünyasını ''Dünya 2''; öyküler anlatmak, efsaneler yaratmak, kuramlar, kuramsal sorunlar, hatalar ve tanıtlar gibi özellikle konuşulan (yazılan veya basılan) dil dünyasını ise ''Dünya 3'' olarak adlandırmaktadır. Sanat ürünlerinin ve sosyal kurumların dünyalarını ''Dünya 3'' e katılabileceğini veya ''Dünya 4-5'' olarak ayrıca adlandırılabileceklerini izah etmektedir. Arkeoloji biliminde, tüm bu dünyalar iç içe geçmiştir ve karşılıklı etkileşim içindedirler; paleolitik ve neolitik çağa özgü olan bilgilerin bir kısmının veya tamamen kaybolduğu bir dünyada kalkolitik çağ yeşeremezdi. Benzer bir şekilde, tüm bilginin tamamen kaybolduğu bir dünyada, Rönesans yani yeniden doğuş olamaz. Her şeyin baştan keşfedilmesi gerekir ki, bunun da asla garantisi yoktur.
Bu nedenle üretilmiş bilginin korunması insanlığın en önemli görevlerinden birisidir. Aynı nedenle, kütüphanelerimiz ve müzelerimiz en önemli, varlıklarımızıdır. Ve yine aynı nedenle, definecilik ve koleksiyonculuk en önemli varlıklarımızı, en başta aklımızı, tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır.
Arkeoloji, bir kısım basında yer alan arkeoloji değildir!
Gazetecilikte yer alan haber yapma anlayışının birçoğu, arkeolojiyi yansıtmamaktadır. Gazeteci haberi bulur, onu işler ve çeşitli düzenleme süreçlerinden sonra haber halkla paylaşıldığında birinci derecede sorumluluk sahibi olur. Haberleri objektif olarak değerlendirebilmek amacıyla, her habere nedeni açıkça anlaşılabilir - sorgulanabilir bir şekilde beş kriter bazında puanlar verilmiştir (en iyi 5, en kötü 0). Bu kriterler şunlardır:
- Haberde yayınlanmış bilimsel bir yayından söz edilmesi (bir kitap veya makaleden haberde bahsedilmesi, haberi okuyan kişinin daha fazla bilgi almak isterse başvurabileceği bir kaynak olması): +1 puan
- Spekülatif bir keşif olmaması (dünyadaki en önemli keşif olmaması): +1 puan
- Kazı / araştırma yürütmenin ayrıntılarıyla ilgili olmaması (18 işçi ve 40 öğrenci ile kazı çalışmaları başladı denmemesi): +1 puan
- Kanıtlanabilir olması (haberde söylenen şeyin herhangi bir şekilde sınanabilir olması): +1 puan
- Araziden canlı yayın olmaması (haberin kazı veya araştırma sürerken yayınlanmaması): +1 puan
Bu kriterlerin hiçbirinden puan alamayan haberler ne yazık ki tüm haberlerin %66'sını oluşturmaktadır. Bu durum, haberlerin genel kalitesinin ne kadar düşük olduğunu göstermesi bakımından çarpıcıdır.
Bu durum, aynı zamanda, Celal Şengör'ün de belirttiği gibi Türkiye'de üniversite değil de üniversiteye benzeyen birkaç kurumun olmasından da kaynaklanmaktadır. Eğer, üniversite meslek edinme yerinden daha çok yaratıcı olmanın yeri olarak anlaşılabilirse; ancak, o zaman bu ve benzeri sorunlardan kurtulmamız mümkün olabilecektir.
O halde, Karl Marx'ın şu sözleri de konunun daha iyi kavranabilmesi açısından, üzerinde düşünülmeye fazlasıyla değerdir: Basın, bireylerin entelektüel oluşlarının iletişebildiği en genel yoldur. Kişiler için saygıya sahip değildir, sadece haber almaya / akla saygılıdır. Özgür basın halkın ruhunun her yerde tetikte olan gözüdür, halkın kendine inancının materyalleşmesidir, bireyi devlet ve dünyayla bağlayan zarif bağdır; maddi mücadeleleri entelektüel mücadeleye dönüştüren ve kaba materyal biçimlerini idealleştiren materyalleşmiş kültürdür. Halkın kendine dürüstçe itirafıdır ve itirafın günahtan kurtarma gücü çok iyi bilinir. Halkın kendini içinde görebileceği ruhsal aynadır, ve kendini soruşturma bilgeliğin ilk koşuludur. Çok yönlüdür, her yerdedir, her şeyi bilir. Daima gerçek dünyaya fışkırıp akan ve geriye kendisine akan ideal dünyadır. Karl Marx neticede, sadece ''kalemle yazanlar'' olarak nitelediği gazeteci türünü aşağılık olarak görmüştür. Onun için gazeteci savaşa, mücadeleye kendini adayandır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- M. Özdoğan. (2011). 50 Soruda Arkeoloji. ISBN: 6055888190. Yayınevi: Bilim ve Gelecek Yayınları.
- B. Dinçer. Arkeolojinin Tetikçileri. (23 Nisan 2012). Alındığı Tarih: 4 Nisan 2019. Alındığı Yer: Arkeoloji Gazetesi | Arşiv Bağlantısı
- B. M. Fagan. (2014). In The Beginning. ISBN: 9780130329066. Yayınevi: Prentice Hall.
- A. Ersoy. (İnsanbilim Dergisi, 2012). Arkeoloji Ve Antropoloji.
- G. Duru, et al. (2017). Şey-Özne-Arkeolog: Geçmişin Cinsiyetlendirilmesi Ve Eril Önyargılar. ISBN: 9786059680455. Yayınevi: Ege Yayınları.
- S. Jackson, et al. (2012). Cinselliği Kuramlaştırmak. ISBN: 9786055513375. Yayınevi: NotaBene Yayınları.
- M. Özdoğan. (2008). Türk Arkeolojisinin Sorunları Ve Koruma Politikaları. ISBN: 9756899859. Yayınevi: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
- K. R. Popper. (2016). Hayat Problem Çözmektir. ISBN: 978975080905x. Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları.
- C. Şengör. (2015). Aptalı Tanımak. ISBN: 9786058447431. Yayınevi: Ka Kitap.
- Kolektif, et al. (2015). Değişen Arkeoloji: 1. Teorik Arkeoloji Grubu - Türkiye Toplantısı Bildirileri. ISBN: 6054701575. Yayınevi: Ege Yayınları.
- İ. Erdoğan. (İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 2007). Karl Marx Basın Özgürlüğü Ve Sansür.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/04/2024 17:39:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1194
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.