Anahatları İle Yontmataş Teknolojisi
Ön atalarımız ağaçta yaşama, son derece, iyi adapte olmuş varlıklardan oluşuyordu (önceden tasarlanmış bir kurgu yoktur, geri kronoloji ile hareket ediniz).
İyi bir kurama baktığımız zaman, az veri ile çok gerçeği bir arada buluşturduğunu görürüz. Bu bağlamda benim geçici önermem, Jonathan Kington'ın zarif kuramı ile örtüşüyor. Zaten iki ayaklılık ile ilgili kuramların çoğu birbirini ya tamamlar ya da destekler. Kington bir ön adaptasyon önerir (buradan hareketle köpek evcilleşmesini selamlayın); önerdiği ön adaptasyon çömelerek beslenmedir. Ağaçcıl ön atalarımız dalları ve yapraklarını ele benzeyen ayakları ile de kavrıyordu. Derken ayaklar daha fazla basıklaşarak, çömelmeye çok daha uygun bir taban geliştirdiler. Çömelerek beslenmeye (ara sıra iki ayağa dikiliyorlar) daha uygun hale getiren genlere sahip bireyler, bunu daha fazla evrilttiler ve hayatta kalarak aktardılar. Bu bir çeşit modasal akım oluşturmuş olabilir. İki ayağa daha sık kalkanlar ise, dişiler tarafından çiftleşmede daha sık seçilmiş olabilir.
Yere daha sık inen ön atalar, bir savunma mekanizması geliştirmek zorunda kaldı. Deneme ve bir dizi tesadüf ile ele daha uygun nesneleri özellikle seçtiler. Buradan hareketle elin yapısı, beyin ve göz ile karşılıklı bir adaptasyona uğramaya başladılar.
Ve 2 milyon - 2.5 milyonda insan elinden çıktığı konusunda şüphe olmayan Oldowan Endüstrisi'ni (adı, ilk saptandıkları mevkiden gelir) geliştirdiler. Oldowan Endüstrisi'ne çakıltaşı, çaytaşı ya da yontuk çakıllar adı da verilmektedir. En eski örneklerine Doğu Afrika'da rastlanır.
Oldowan Aletler
Oldowan Endüstrisi'ne ilkel ya da basit demek geri görüş kibrinin eseridir. O nedenle gününün şartlarına bakılarak değerlendirmeye tabi tutulmaları gerekir.
Hammaddeyi uygun doğal çakıllar oluşturur. Keskin bir kenar elde etmek için, üzerinden tek yönlü ve iri bir yonganın çıkartılması gerekir. Bu örneklere satır adı verilir. Karşılıklı yongalar çıkartılmışsa, kıyıcı satır olarak tanımlanır.
Bu gelişmelerden hareketle, neredeyse, tüm aletlerini bu tür taşları seçerek yapan ön atalarımız yongalama tekniklerini daha fazla geliştirir. Yaklaşık olarak 2 milyon yıl boyunca, aynı teknikte taş alet yapıldığı için buna yontmataş endüstrisi adı verilir.
Bu teknolojideki ana esas,benzer işlemleri taşa uyguladığınız zaman yine benzer bir sonucu almanıza dayanıyor. Buna en uygun taşın ise kristallenmemiş dokulu, sert ve camsı kırılma özellikli olması gerekiyor. Obsidiyen, bazı kuvars türleri ve çakmaktaşı uygulamaya son derece uygun yapılıdır.
Çakmaktaşının kullanıma hazır hale gelmesinde öncelikli teknoloji, örs tekniği olmuştur. Elimizde sıkıca tuttuğumuz taşı, sabit duran bir kütleye vurarak yonga çıkartırız; bu teknik iri, düzensiz ve şişkin parçaları sever. Bu ise, örs tekniğinin tanımıdır.
1.5 milyona geldiğimizde sahnede H. erectus vardır (Afrika tipine H. ergaster demeyi tercih ediyorum). İkili yüzey endüstrileri gelişir. İkili yüzey endüstrilerinin en eskilerine, şimdilik, Etiyopya ve Olduvai Boğazı'nda rastlanmıştır. Taşa taş ile vurarak şekil verme tekniği, örs tekniğinin yerini almıştır. Metot, taşa taş ile vurarak yonga çıkartmaktan ibarettir. Fransa'daki St. Acheul'den adını alarak Aşölyen yöntemi olarak adlandırılır (en yukarıdaki ana görsel, bazı örnekler vermektedir). Kimi kaynaklarda el baltası denildiğini duyarsınız, bu yanlış bir tanımdır; çünkü baltanın ucu keskin ve düzdür, bu aşölyen alet ile benzeşmez. 100 bin yıl öncesine kadar kullanılan bu teknolojide, tüm yüzey yongalanarak kullanıma sunulur.
Aşölyen kültürünü oluşturanlar, karşılıklı evrilmenin (biyolojik ve kültürel) verdiği itici güçler ile, kemik ya da tahta gibi daha yumuşak maddeler ile taşa vurduklarında yongalamada daha iyi sonuçlar aldıklarını farketti. Bu sayede daha düzgün yüzeyli aletler yaptılar. Buna ise, yumuşak vurgulama tekniği diyoruz.
Şu ana kadar işlediğimiz teknolojilere göz attığımız zaman karşılaşacağımız en önemli ayrıntı, bu teknolojilerin çok amaçlı aletler olarak şekillendiği yönünde oluyor. Çok amaçlı alet kulanımı Orta Paleolitik Çağ'a kadar sürmüştür.
Orta Paleolitik Çağ ile yapılacak işe göre alet üretime başlar (herhangi bir eşik aramayınız). Bu bir çeşit uzmanlaşmadır. Yumuşak vurgulama tekniğinden evrilen aerodinamik biçimli ok ve mızrak çeşitleri ile, doğaya hakim olma çabası artmıştır. Bu alet endüstrisini genel olarak Moustier olarak adlandırırız. Kökeni ise, aşölyendir. Bu endüstrinin, bir genelleme ile, 35 bin yıl öncesine kadar devam ettiğini söyleyebiliriz.
Moustier Aletler
Üst Paleolitik Çağ ile, artık, yongalamada bir ara parça kullanılır. Bu endüstri oluşumunda Würm Buzul Dönemi, dikkat çekici ve anılası önem arz eder. Yonga çıkartılmak istenen kütlenin uygun bir yerine, ucu sivri olan yine uygun bir parça yerleştirilir. Ucu sivri olan ara parçanın arkasına vurularak ince ve uzun, paralel kenarlı yongalar çıkartılır. Bunlara dilgi alet adını veriyoruz. Zamanla kenarlar ayrıca düzeltilerek, daha hassas ve daha düzgün aletler yapılmıştır. Dilgi türü aletler ayırıcı bir özelliktir. Zamanının egemen alet türüdür. Bölgesel olarak üretilen bu endüstriler, birbirlerinden farklı özellikler gösterir.
Yontmataş yapım geleneği, son gelişim aşaması olarak, baskı tekniği ile zirveye çıkar. Yaklaşık olarak Üst Paleolitik Çağ'ın ortalarında ortaya çıkmıştır. Çıkartılmak istenen parçanın üzerine, bir ara parça yerleştirilir. Gövde ya da el ile bastırılarak istenen parça elde edilir. Önemli bir gelişmedir; çünkü bir boncuğa delik açabilecek kadar ince ve uzun uçlu aletler, bu teknik ile geliştirilmiştir.
Zamanla gereksinimler daha fazla artmıştır. Bu açığı Mezolitik Çağ'da mikrolit aletler ile (geometrik mikrolit de denilir) kapatmaya çalışmışlar. Çakmaktaşı dilgilerden daha küçük parçalar üretilerek, bunlar, reçine ya da zift gibi kaynaştırıcı maddeler ile bir sapa eklenmiştir. Bu sayede zıpkın daha işlevsel, yeni çıkan oraklar ise daha amaçsal olmuştur.
Mikrolit Aletler
Buradan hareketle kültürün evrimi, inkar edilemez bir bilimsel gerçekliği ifade eder.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
- Arkeo Atlas., 2002., Sayı : 1, Doğan Burda Rizzoli Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş., İstanbul.
- A. Güven., 1995 (2. baskı); İnsan ve Evrim, Ege Yayınları, İstanbul.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/04/2024 03:47:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1407
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.