Olumsuz Düşünceleri Kafanızdan Atın!
Zihin ve beden arasında bir bağlantı olduğu su götürmez bir gerçek. Çoğu insan, stresin mide bozulması gibi fiziksel belirtiler meydana getirebildiğinin veya depresyonun genelde fiziksel olarak acı verdiğini bilir. İlgi çekici bir araştırmanın bulgularına göre olumsuz duygu ve düşüncelerin de kalp hastalığı gibi diğer ciddi sağlık sorunları ile bağlantıları olabilir.
UC Berkeley'de Greater Good Bilim Merkezi'nin yöneticisi ve doktora öğrencisi Emiliana Simon-Thomas'ın açıkladığına göre, öfke, korku ve hayal kırıklığı gibi birçok olumsuz duygu, daha kalıcı bir eğilime veya alışılmış bir dünya görüşüne dönüştüğü zaman problem haline geliyor.
Örneğin kinizmi (aşırı güvensizliği) ele alalım: Neurology dergisinde yayınlanan çalışma, yaşlılıktaki yüksek kinizm seviyelerini, daha fazla güvenen insanlarla karşılaştırdığında daha yüksek bir bunaklık tehlikesi ile bağlantılı olduğunu gösterdi. Üstelik araştırma, bunaklık ile ilişkili olan yaş, cinsiyet, kalp sağlığı, sigara tüketimi durumu ve diğer risk faktörlerini de göz önünde bulunduruyordu.
Güvensiz hissetmek kalbinize de zarar veriyor olabilir. Circulation dergisindeki bir çalışmaya göre ise, insanların iyiliğine inanmayan katılımcıların kalp hastalığına sahip olma ihtimali, inanan insanlardan daha fazlaydı. Aynı zamanda katılımcılardan daha karamsar olanların çalışma dönemi boyunca ölme olasılığı, insanlık hakkında daha iyimser olanlardan daha yüksekti.
Bir diğer araştırma konusu da "kin". Stroke dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, kronik stres bulgularının yanında düşmanlık besleyen insanların iyi kalpli ve cana yakın katılımcılara nazaran felce uğrama tehlikesi daha yüksek.
Üzgün olmak veya iştahınızı kaybetmenin çok daha ötesinde yan etkilere sahip ciddi bir tanı olan depresyon var sırada. Depresyon daha fazla tip 2 diyabet tehlikesi, kalp krizi riski ve ileri yaşlarda daha yüksek maluliyet ihtimali ile ilişkilendiriliyor. Depresyona karşı yardım aramanın neden bu kadar önemli olduğu hakkında bir başka sebep işte!
Simon-Thomas'ın söylediğine göre düşüncelerimiz ve duygularımız, metabolizma, hormon salınımı ve bağışıklık işlevi gibi bedensel işlemler üzerinde birçok etkiye sahip. Bir kurama göre ise gergin veya bunalımda olduğunuz zaman kortizon seviyeniz yükseliyor ve bağışıklık sisteminizin iltihaplar üzerindeki kontrolünü azaltıp zamanla hastalıklara neden olabiliyor.
Kötü hisseden insanların, bunalımda, gergin, kötümser veya başka bir ruh halinde olsun, sigara ile alkol kullanması ve fiziksel olarak pasif olması beklenen bir durum ve elbette tüm bunlar kişinin sağlığını etkiliyor. Ancak olumsuz duyguların, bir sebebin belirtisinden ziyade, bir sağlık sorununun erken bir belirtisi olması da mümkün.
Tüm bu söylenenlere göre, somurtkan şirinler için önemli bir çıkış noktası var: Basit bir şekilde bakış açınızı değiştirerek sağlığınızı hemen iyileştirebilirsiniz. Simon-Thomas ise bu konuda şunları ekliyor:
Sinirsel yolakların hayatımızın her dakikasında değiştiğini ve beynimizin hayatımız boyunca yeni hücreler ürettiğini biliyoruz. Bu sinir gelişimi sadece yeni anıların oluşmasıyla değil aynı zamanda ruh halinin istikrarıyla da ilişkili.
İşte bu yüzden cesaretlenebiliriz! Çünkü fikirlerimizi ve mutluluğumuzu kendimiz kontrol ediyoruz! Son olarak Simon-Thomas'ın da dediği gibi, duygusal yoğunluğumuzu ve dünyaya olan bakış açımızı istersek değiştirebiliriz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 39
- 18
- 10
- 10
- 7
- 4
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: TIME | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/12/2024 01:56:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3788
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in TIME. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.