Neolitik Çağ Figürinleri
''Dost dost diye nicesine sarıldım.
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım, boşa yoruldum.
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım.
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum.
Her türlü istediğim topraktan aldım.
Benim sadık yarim kara topraktır.'' Aşık Veysel.
İnsaymunlar toprağı sadece bir besin kaynağı olarak görmezler, toprak aynı zamanda tüm yaşamı yönlendiren bir güçtür de. Toprak, Neolitik insaymunlar için, Toprak Ana'dır. Sayın Aşık Veysel için ise, en sadık yardır. Neolitik Çağ ile toprağın işlenmesi ve besin üretimi, doğrudan dinsel inanış geleneklerinin oluşmasına ve kimi zaman kendi içinde kimi zaman da dış etkiler ile çeşitlenerek gelişmesine yol açmıştır.
Figürinler, başlı başına sadece, birer sanat ürünü olarak değerlendirilemezler. Onlar Paleolitik Çağ'da başlayan soyutlamanın ve dinsel inançların devam gibidirler. Asırlar boyunca üzerine edebi metinler yazılan toprak; içinden su, yeşillik çıkarır ve içine alır. İşte tüm bu figürinler toprağın içinden çıkmıştır; çünkü, toprağın kutsallığı topraktan gelen verim ile bağdaştırılmıştır. Derken dişiler doğurganlığı nedeniyle kutsallaşarak bu bereketin simgesi haline gelmiştir. Ana Tanrıça kültürü ile harmanlanan halklar, ürettikleri bu türden kutsal eşyalar ile bereketi, çoğalmayı ve henüz anlayamadıkları doğanın gizemlerini yansıtmışlardır.
Bu eserler, söz konusu ettiğimiz süreçler boyunca:
1 - Tanrıça'nın bizzat kendisi olarak görülüyordu: İnsaymun biçimi verilenler de vardır, bunlar bizzat Tanrıçanın kendisidir.
2 - Dolaylı olarak Tanrıçayı simgeliyordu: İdoller vardır; bunlar ya Tanrıça'ya sunulan adaktır ya da Tanrıçaların simgesi.
Anadolu'da devam eden arkeolojik araştırmalar, Anadolu'da tek tip Neolitik kültürün değil de birden fazla neolitik kültür süreçlerinin yaşandığını ortaya koymuştur. Aynı şekilde dinsel inanışlarda da tek tipleşme yoktur; bölgeden bölgeye değişen inanç gelenekleri, kendilerini farklı tipten soyutluğu ifade eden eserler ile ortaya koymuştur.
Ana Tanrıça figürinleri Batı ve Orta Anadolu'da, İlk Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ın ileri evrelerinde yaygınlaşmıştır. Bu süreç diğer yandan çanak çömlek üretiminin geliştiği, mühür ve baskı kalıplarının da ortaya çıktığı bir dönemdir.
Neolitik Çağ yerleşmelerinin hemen hemen hepsinde yöresel inanışları ve sanatı temsil eden figürinler oldukça fazla ele geçmiştir. Biz ise okuyucuyu sıkmamak adına figürinlerin sayıca fazlalık gösterdiği ve zengin biçimsel anlayışın temsil edildiği üç yerleşme yerine öncelik vereceğiz.
Çatalhöyük
Konya'nın 52 kilometre güneydoğusunda, Çumra İlçesi'nin 11 kilometre kadar kuzeyinde yer alır. Biri doğuda diğeri batıda yanyana iki höyükten doğudaki Neolitik Çağ'da, batıdaki ise Kalkolitik Çağ'da iskan görmüştür (Mellaart, 1962).
Çatalhöyük'ün kendisine has bir mimarisi vardır. Bu mimari aynı zamanda, yine, kendisine has olan küçük tapınakları ve zengin duvar resimlerini barındırır. Çatalhöyük'te kil; heykelcik yapımından tutun, duvar kabartmalarına kadar ve hatta sapan taşlarına varıncaya dek çok çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Erken dönem figürinlerini yapmak için kil, kireçtaşı, volkanik taşlar ve mermer kullanılmıştır. Figürinlerin kimi özenli, kimi ise el çabukluğu ile hemen şekillendirilerek yapılmıştır. Antropomorfik ve yarı antropomorfik Tanrıça figürinleri, av inançlarıyla ilgili olduğu sanılan diğer hayvanların figürleri, pişmiş ya da güneşte kurutulmuş kilden yapılma buluntulardandır (Mellaart, 1967). Boyalı ya da boyasız olarak ele geçirdiğimiz çok çeşitli heykelcik, Ana Tanrıça ve Hayvanlar Tanrıçası olarak adlandırılır. Diğer yandan genç ve olgun Ana Tanrıçalar, doğum yapanlar, çocuk büyütenler, şematize figürinler, ikiz Tanrıçalar gibi temalara da rastlanılır. Dişi figürinlerin karnı, göğüsleri, kolları ve bacakları oldukça iri olarak tasarlanmıştır. Erkek figürinler ise, dişi figürinlerden görece azdır ve erken dönemlerde yapılmışlardır. Bazı örneklerin dışında diğer hayvanların yapımında, kil kullanımı ağırlık kazanmıştır.
Hacılar
Burdur'un 26.5 kilometre kadar güneybatısında, Hacılar Köyü'nün 1.5 kilometre batısında yer alır.
Son Neolitik Çağ'dan itibaren Hacılar yerleşmesinde kil; kap üstüne hayvan başları, hayvan biçimli kaplar, dişi heykelcikleri, diğer hayvanların figürleri olarak çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Heykelcikler-figürinler, Son Neolitik yerleşmesinin iki yapı katında, 9. ve 6. yapı katlarında saptanmıştır. Başların, kolların ve bacakların ayrı olarak biçimlendirildikten sonra vücuda yerleştirildiği anlaşılmıştır. Ayakta duran, oturan, uzanan, çocuğu ile birlikte betimlenmiş dişi heykelciklerinin bazılarında steatopik özellikler görülür. Göğüsleri, kalçaları, karınları irice işlenmiştir. Kısa ve küt olan kollarda yer alan eller ayrıntılarıyla verilmiştir. Kimi boyalı, kimi ise boyasızdır (Mellaart, 1970).
Tüm bu örneklerden yola çıkarak, Hacılar için dişiliğin daha ağır bastığını söyleyebiliriz ve yüze oranla vücutlar daha önemlidir. Tanrıçalar'da ağız betimlenmemiştir ama saç ve göz gibi kimi özellikler verilmeye çalışılmıştır. Bacaklara oldukça önem verilirken, nedense ayaklar verilmemiştir.
Höyücek
Burdur İli, Bucak İlçesi'nin batısında, Burdur-Antalya karayolu üzerinde, Bucak sapağının hemen batısında, yola yaklaşık 100 metre uzaklıktadır (Duru, 1991).
Kutsal Alanlar Dönemi'nde Höyücek, çevre yerleşmelerden gelen ziyaretçilerin akınına uğramıştır (söz konusu dönem için, akın tanımı yapmanın abartı kaçmayacağı görüşündeyim); çünkü, kutsal bir yer ünvanını elde etmiştir. Kutsal alanlarda ele geçirilen figürinlerin ve idollerin çok çeşitli biçimlerde yapılmış olması ile diğer türden buluntuların çeşitliliği Höyücek için dönem açısından kutsal yer olduğu tanımını destekler.
Yüzeyde, dolgu toprağında ve Kutsal Alanlar Dönemi katlarında onlarca pişmiş toprak insaymun heykelciği bulunmuştur. Kimi heykelcik doğal bir üslup ile, kimi ise stilize yapılmıştır. Oturan ya da bağdaş kuran ve iri vücut hatlarına sahip dişi figürinler vardır. Ayrıntıya fazla girilmemiştir. Başların kimi uzundur ve sopa biçiminde yapılmıştır. Kimi ise, yassı biçimli idollerin ön tipleri görünümündedir. Kutsal Alanlar Dönemi'ne ait olan figürin başlarından bazıları kemikten yapılmıştır (Duru, 1991). Dişiler genellikle doğal biçimleri ile verilmiştir. Dişilerin kolları göğüslerin üzerinde durur. Göğüsler ve karın iri verilmezken, kalçaların ve bacakların üst kısımları oldukça iri verilmiştir. Figürinlerdeki saçlar, gözler ve çeneler çizilerek, kulaklar ve burunlar hafif kabartılarak vurgulanmıştır. Cinsel organlar ise üçgen çizilerek yansıtılmıştır. Doğum yapan Tanrıça oldukça önemlidir.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
- Duru, R., Höyücek Kazıları 1989, KST 12/1-1990, 87-93, Ankara.
- Duru, R., Höyücek Kazıları 1989, KST 12/1-1990, 87-93, Ankara.
- Mellaart, J., Excavations at Çatalhöyük, First Preliminary Report, AS., Sayı:12, 41-45. 1962, London.
- Mellaart, J., Çatalhöyük: A Neoliithic Town Anatolia, Thames and Hudson, 78, 1967, London.
- Mellaart, J., Excavations at Hacılar, Edinburg University Press, 2 Cilt. 1970, Edinburg.
Çizimler:
- Höyücek için; Refik Duru.
- Hacılar için; James Mellaart
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/03/2024 09:45:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2036
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.