Neandertaller Ne Yiyorlardı?
Kuzenlerimiz, Otçulların Midelerindeki Tam Olarak Sindirilmemiş Besinleri Yemiş Olabilirler!
Bu haber 11 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Eski insanların otçul ve kendilerini tedavi edebilen bilge türler olması fikri Londra Doğa Tarihi Müzesi'ndeki araştırmacıların yeni bulguları sebebiyle sorgulanmaya başladı. Yeni fikre göre Neandertaller, hayvanların "kıvam ve aroması açısından krem peynirden farklı olmayan" mide içeriklerini (avladıkları hayvanların midelerinde bulunanları) yemiş olabileceklerini gösteriyor.
Bu konuda yeni bilgiler veren şey, araştırmacıların Neandertal dişlerinin üzerindeki buldukları ve bilim insanlarına çok şeyler anlatan tartardı. Geçtiğimiz yıl İspanya'daki El Sidrón mağarasında bulunan Neanderthal dişi fosilinin üzerindeki kireçlenmiş plağı inceledikten sonra araştırmacılar, bu soyu tükenmiş insan türünün sebzeleri pişirdiği, civan perçemi ve papatya gibi acı tatlı tıbbi bitkiler tükettiği sonucuna varmışlardı. Başka bir deyişle, yakın zamanda yapılan bu araştırmalara göre Neandertaller beyinsiz karnivorlar değillerdi.
Barselona'daki Katalan Araştırma ve Yüksek Öğrenim Enstitüsü'nden Karen Hardy'nin öncülük ettiği araştırmacılar, Neandertallerin dengeli bir diyetle beslendiklerini ve şifalı bitkilerle kendilerini tedavi etme yeteneğine sahip, akıllı ve duyarlı insanlar olduğu sonucuna vardılar. Araştırmalarında, bu uzun süre önce soyu tükenmiş insanlar hakkındaki görüşümüzün düzeltilmeye ihtiyacı olduğunu ileri sürdüler.
Ama şimdi bu "antik tartar" masalı Londra Doğa Tarihi Müzesindeki iki araştırmacının Barselona grubunun bulgularına ve çıkarımlarına meydan okumasıyla yeniden düğümlendi. Observer dergisinde çıkan haberde şöyle deniyor:
Dişle alakalı araştırmalar Neandertallerin kendilerini iyileştirici, sebze yiyen bilgeler olduğunu kanıtlamaz.
Neandertallerin dişlerinde bulunan bu mikroskobik ot ve bitki parçalarını açıklamak için aynı derecede geçerli ama açıkça kesin olarak bilemeyeceğimiz açıklamalar bulunuyor.
Laura Buck ve Chris Stringer'in Quaternary Science Reviews'ın son sayısında yayınlanan makalelerinde Stringer, Neanderthal dişinde bulunan küçük bitki parçalarının çok başka bir kaynaktan gelmiş olabileceğini tartışıyor. Bu kalıntılar, belki de Neandertaller tarafından avlanmış ve yenmiş bir karaca, bizon ya da başka herbivorların mide içeriğinden gelen kalıntılar olabilir. Stringer şöyle diyor:
Inuit, Cree ve Blackfeet'in de dahil olduğu günümüzdeki avcı-toplayıcı insan kabileleri, iyi bir C vitamini ve eser elementlerin kaynağı olduğu için, karaca gibi hayvanların mide içeriğini de yerler. Örneğin, Inuit kabilelerinde bir hayvanın mide içeriği, kıvamı ve aromasıyla krem peynirden çok da farklı olmayan özel bir meze olarak kabul edilir. En azından kabilelerin bana anlattıkları bu.
Otlayan hayvanların mide içerikleri hakkındaki en önemli nokta, midelerinin, bu otçulların avlanıp öldürülmesinden kısa bir süre önce tükettikleri bitki parçalarıyla dolu olmasıdır. Bu içerikler çiğnenerek yendiği için, küçük ot ve bitki parçacıkları avcılarının dişlerine takılı kalır. Sonrasında bu canlılar kısa bir süre sonra insanlar tarafından avlandıklarında ya da doğal nedenler yüzünden öldüklerinde, bu bitki parçacıkları bugünkü paleontologlar tarafından sonradan yapılacak analizler için dişlerinde korunur. Buck şöyle diyor:
Yanlış olan, dişlerde bitki parçacıkları bulunduğu için onların oraya etçillerin, bu durumda Neandertallerin, dikkatle oluşturulmuş bir diyetin bir parçası ya da belirli çimen ve otların sağlığa faydalı özellikleri olduğu için Neandertaller tarafından tüketildiğini düşünmektir. Gerçekte, onlar belki sadece Neandertallerin öldürdükleri bazı hayvanların mide içeriklerinin yemekte hoşlanması yüzünden orada olabilirler.
Bu nokta Stringer tarafından desteklendi. Şöyle anlatıyor:
Neandertaller Avrupa'da soğuk zaman dilimleri boyunca yaşadı ve şunu belirtmek ilginçtir ki, günümüzde kuzey bölgelerde yaşayan Inuitler gibi çoğu avcı-toplayıcı insanlar, öldürdükleri hayvanların mide içerikleri yiyorlar. Bir başka deyişle bu, genellikle soğuğa uyum sağlamış türler tarafından sergilenen bir davranıştır. Eğer büyük bir herbivoru avlamak için gereken zaman ve tehlikeye girmiş olsaydınız, mide gibi besleyici bir parçayı kaçırmazdınız.
Ne var ki Stringer ve Buck Neandertallerin kesinlikle bitki yemediklerini ya da belirli bitkileri ilaç gibi kullanamayacaklarını tartışmadıklarını vurguluyorlar. Sözlerini şöyle bitiriyorlar:
Söylediğimiz şey Neanderthal dişlerindeki bitki parçalarını iddia edileni yaptıklarını kanıtlamak için, basitçe, yeterince güçlü olmadığıdır. Bu şekilde öldürdükleri hayvanların organlarını yedikleri gibi iddiaları da içeren diğer açıklamalar mevcuttur. Bunu kaldırabilecek kadar güçlü mideleri varmış, eğer öyle izah etmemizi isterseniz...
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 10:30:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1554
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Guardian. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.